English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Biliyorsunuz

Biliyorsunuz Çeviri Portekizce

10,882 parallel translation
Kathie kaybolduğu zaman özel bir soruşturma yürüttü. Kadının ailesi onları suçluyordu. Robert'ın babası, biliyorsunuz multi milyoner,
Ele tinha saído para a prática privada e surpreendentemente, quando Kathie desapareceu e a família dela estava a apontar o dedo, o pai de Robert, que era um grande milionário, contactou-o para defender Robert.
Ve biliyorsunuz böylece karı-koca gizliliğine sahip oldu.
Então, agora ele tem a confidencialidade entre marido e mulher.
Bunu biliyorsunuz, değil mi?
Sabes disso, certo?
Gerisini biliyorsunuz zaten.
Sabe o resto.
Hayır efendim bunun yasal olmadığını biliyorsunuz.
Então, senhor... sabe muito bem que isso é ilegal.
Madem bu kadar şey biliyorsunuz, benden ne istiyorsunuz?
Se sabe tanto, o que quer de mim?
O adamın sorabileceği her türlü sorunun cevabını siz zaten biliyorsunuz. - Elbette.
- Já sabe as respostas a todas as perguntas que podia fazer a este homem.
Kim olduğunu biliyorsunuz.
Já sabe quem ele é.
Lanet olsun her şeyi biliyorsunuz!
Raios, há alguma coisa que não saiba?
Üzgünüm ama o herifi o sizi bulmadan bulmam gerektiğini biliyorsunuz.
Desculpa, mas sabes que tenho que encontrar aquele filho da mãe, especialmente antes dele encontrar-te.
Biliyorsunuz ki, oradaki tüm vaktimi intihar etmeye harcayarak heba ettim ama sizi ölümle cebeleşirken görünce bu hayat yaşamaya değer be dedim. Görüyorsun ya Joe.
Sabem, passei o tempo todo a tentar matar-me, mas foi preciso que vocês quase morressem para me aperceber que a vida merece mesmo ser vivida.
Arkadaşımız öldü biliyorsunuz değil mi?
A nossa amiga está morta.
Farklı bölümlere ayrılmış bir operasyon olduğunu biliyorsunuz.
Lembrem-se que é uma operação altamente restrita.
Bu ne demek biliyorsunuz değil mi?
Sabes, no entanto, o que é que isto significa?
Bay Bates ile hep çocuk istediğimizi biliyorsunuz ya?
Sabe que o Sr. Bates e eu sempre quisemos filhos?
Bence çoğu uşak ve kahyanın evli olmadığını biliyorsunuz.
Acho que você sabe que nem todos os lacaios ou mordomos são casados.
Kampın yerini biliyorsunuz ama...
Sabem onde é a base...
Kampın yerini biliyorsunuz ama oraya varınca nereye gideceğinizi bilmiyorsunuz.
Não sabem... Vocês sabem onde é a base, mas não sabem para onde ir, uma vez lá chegados.
Şey belki de biliyorsunuz.
Bem... Talvez saiba.
Biliyorsunuz, Süperman de ilk başladığı zamanlarda birçok kez hata yaptı.
O Super-Homem cometeu muitos erros quando começou.
- O zaman işi biliyorsunuz.
Então, sabe como é.
Ama nasıl eğlenilir iyi biliyorsunuz.
Mas sabem como curtir.
Ben Markayla. Ne yapacağınızı biliyorsunuz.
Aqui é a Markayla, sabem o que fazer.
Danny Gentry'e ne olduğunu biliyorsunuz, değil mi?
Sabem sobre o Danny Gentry, certo?
Sizi duyamaz, duyamayacağını biliyorsunuz.
Ele não consegue ouvi-la. Sabe disso.
Bizi korumak için burada olmadıklarını biliyorsunuz.
Sabem que eles não estão aqui para nos proteger.
Peki nereden biliyorsunuz?
E... Como sabe?
Ama yine de Yew Tree Çiftliği için ne planladıklarını biliyorsunuz.
Mas mesmo assim, saberá o que planeiam para a Quinta do Teixo.
Genç olduğunu nereden biliyorsunuz?
Espere, como é que sabe que era um rapaz?
Bunu nereden biliyorsunuz? Durun!
Como é que sabe isso?
Kan, bir kadına ait ama tahmin ediyorum ki zaten kim olduğunu biliyorsunuz.
O sangue pertence a uma mulher, mas suponho que já sabias disso.
İnsanlar katil kelimesini her gün kullanır oldu biliyorsunuz.
Sabem, as pessoas têm falado muito em matar muito frequentemente, nestes dias...
Ne biliyorsunuz?
O que sabe até agora?
İyi biri olduğumu biliyorsunuz.
Isto são anomalias.
O zaman kimle olduğunu biliyorsunuz.
Então sabe com quem ela está.
Peter'ın insanlara laf savuran sarhoş, salak, şişman İrlandalı adamlar gibi olduğunu biliyorsunuz. Bu arada o "küçük gey" de orada.
Sabem, o Peter está a desafiar o estereotipo de os irlandeses serem gordos, bêbados e estúpidos ao atirar também para lá "um pouco gays".
Bir ayakkabının içinde bir sürü çocuğuyla yaşayan şu yaşlı kadını biliyorsunuz. Ne yapacağını bilmez durumdaydı hani?
Ei, já ouviram falar desta velhota que vivia num sapato, e tinha tantos filhos que não sabia o que havia de fazer?
Adamın büyük bir yıldız olduğunu biliyorsunuz.
Sabem, ele é uma grande estrela.
Bu durumda onun zalim bir ünü olan politik bir stratejist olduğunu biliyorsunuz, hiçbir hareket çok düşük değildir.
Então sabe que ela é uma estrategista politica com reputação de traiçoeira. Nenhum movimento é demasiado baixo.
Ne istediğimi biliyorsunuz :
Você sabe o que quero. O filme.
Eğer yine Yahudi öldürmeniz gerekirse nerede olduğumu biliyorsunuz.
Se voltar a precisar de mais Judeus para matar, você sabe onde me encontrar.
Üç yıldır uğraşıyoruz ve 450'ye dayandığını biliyorsunuz.
Temos estado a trabalhar à três anos, sabe, para que atinja os 450 km / h.
Yeni jenerasyondan olduğunu nereden biliyorsunuz?
Como é que sabe que ela é milenar?
Biliyorsunuz.
tu sabes.
- Dün gecenin tekrarı bir daha yaşanmamalı, biliyorsunuz.
O que aconteceu ontem não se pode repetir.
- Biliyorsunuz ki kurallara aykırı.
Sabes que é contra as regras.
Şu elinde kola şişesiyle çalıların arasında gizlenen gözlüklü G-2 rozetli elemanı biliyorsunuz.
Sabes aquele tipo do G-2 com óculos, que anda sempre à espreita nos arbustos com uma garrafa de Coca-Cola na mão?
Diğer kişi ise... Biliyorsunuz Londra'da geçirdiğim beş yıl dışında hayatımın çoğunu burada geçirdim.
A outra pessoa, sabem que vivi cá a maior parte da minha vida, exceto os cinco anos em Londres, que odiei.
Biliyorsunuz yeni bir restoran açtık.
De vez em quando, vamos abrindo um restaurante.
Bunu siz de biliyorsunuz.
Ambos sabem disso.
Nereden biliyorsunuz?
- Como é que sabe isso?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]