English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Biliyoruz

Biliyoruz Çeviri Portekizce

21,683 parallel translation
- İyi haber, Bobo'nun planını biliyoruz.
- Mas sabemos do plano do Bobo.
Ne yaptığını biliyoruz.
Sabemos o que fez.
O şeyle ne kadar iyi olduğunu biliyoruz.
Bem sabemos como és boa com a arma.
İkimiz de biliyoruz ki bu kaldıramayan adamların bahanesidir.
Ambos sabemos que é uma desculpa para quem não consegue levantar.
- Kim olduğunu biliyoruz.
- Sabemos quem tu és.
- Fanatikleri, Gözcüleri takip edip kaynaklarını ve kaçış rotalarını engellemeye çalıştığını biliyoruz.
Os "Watchdogs". Tentando destruir-lhes as finanças. - As rotas de fuga deles.
- Bu adam hakkında ne biliyoruz? - Fazla bir şey bilmiyoruz.
- O que sabemos sobre este gajo?
En derin ve karanlık sırlarını biliyoruz.
Nós sabemos os seus piores segredos.
Biliyoruz ki zehirlenme ve elektrik şokundan kurtulabiliyorsun.
Sabemos que consegue sobreviver a envenenamento e electrocussão.
Kim olduğunu biliyoruz.
Sabemos quem é.
- Hayır, dahası olduğunu biliyoruz.
- Não, é maior do que isso.
Bunu da biliyoruz.
- Também sabemos isso.
Bunu ikimiz de biliyoruz.
Ambos sabemos disso.
Yani, Mary'nin bir adamla çalıştığını biliyoruz.
Quer dizer, nós sabemos que a Mary trabalha com um homem.
Jesse'nin kardeşini neyin kaçırdığını biliyoruz. Kasaba halkını da o zaman ve şimdi neyin kaçırdığını.
Escute, nós sabemos o que levou o irmão do Jesse, e o que levou todas as pessoas da cidade na altura e agora.
Hakkında ne biliyoruz?
O que sabemos sobre ela? Mark?
Bu aletle ilgili ne biliyoruz ki zaten?
O que sabemos sobre estas coisas?
Bu naneli şekerleri havuza döktüğümde ne olacağını biliyoruz, değil mi?
Todos sabemos o que acontece quando coloco reboçados de menta aqui, certo?
Tandy testi geçti, artık sorunun kimde olduğunu gayet iyi biliyoruz.
Tandy fez o teste de fertilidade dele, então, agora sabemos que o problema sou eu...
Yıllardır Cass'i içinde tuttu, neler yaşadığını biliyoruz.
Ele manteve o Cass durante anos, e nós sabemos pelo que ele tem passado.
Hepimiz onun kafese dönmesi gerektiğini biliyoruz.
Todos nós sabemos que ele tem que voltar para a Jaula.
Evet, bak. İkimizde biliyoruz ki bu endüstride başarı zamanlamadır.
Escute, ambos sabemos que o sucesso nesta indústria se deve sobretudo ao sentido de oportunidade.
Sanırım bu davanın asıl sebebini artık biliyoruz.
Agora sabemos a verdadeira razão deste processo.
İş yerne evlilik sorunlarının getirilmesinin yanlış olduğunu biliyoruz ama elimizden geleni yapıyoruz tamam mı?
Sabemos que trazer o casamento para o local de trabalho é algo complicado e estamos a fazer o nosso melhor.
Yani hareket halinde olduğunu biliyoruz.
Sabemos que está a mover-se.
En azından şimdi Church nerede kesin olarak biliyoruz.
Pelo menos sabemos onde o Church está.
1942'de hayatta olduğunu biliyoruz, yani nerede olduğunu öğrenmeliyiz.
Certo, sabemos que ele estava vivo em 1942, por isso só temos que descobrir onde ele está.
İkimiz de biliyoruz ki o tetiği çekmeyeceksin.
Ambos sabemos que vais puxar o gatilho.
Lucifer'i ve meleklerin düşüşünü biliyoruz.
Sabemos tudo sobre o Lucifer, da queda dos anjos.
Bak, Naomi, Zane ile arandaki ilişkiyi biliyoruz.
Naomi, sabemos que tinha um relacionamento com o Zane.
Evet, Biliyoruz ki senin küçük kardeşin Antonio Fishkill'de cezaevinde yatıyor.
Sabemos que o seu irmão mais novo, Antonio, está a cumprir pena em Fishkill.
Ve yine biliyoruz ki onun banka hesabına 15 milyon dolar yatırdınız.
Também sabemos que colocou 15 milhões numa conta.
Daliyah Al-Yazbek hakkında ne biliyoruz?
O que sabemos sobre a Daliyah Al-Yazbek?
Biz şunu biliyoruz : İnsanlar inandıkları şey uğruna öldü.
Todas nós conhecemos quem tenha morrido pelas suas crenças.
Bugün, ulusumuzun gerçek bir geleceği olmasını istiyorsak bunun artık mümkün olmadığını biliyoruz.
Hoje sabemos que isso já não é possível, se a nossa nação quiser ter um futuro a sério.
Ne söyleyeceğinizi biliyoruz zaten.
Já sei o que vai dizer.
İkimiz de biliyoruz ki Bassam başkan olmak istemiyor.
Sabemos que o Bassam não quer ser presidente.
Yapma ama ikimiz de neden burda olduğunu biliyoruz.
Vá lá, ambos sabemos porque estás mesmo aqui.
Uçağa binme nedenin bu olmadığını ikimizde biliyoruz.
Ambos sabemos que não era por isso que ias apanhar o avião.
İkimiz de kalp nakli olmazsa % 100, kan alırsa % 10 ölüm şansı olduğunu biliyoruz yani istatistiksel olarak riske rağmen ameliyatı yapmak daha mantıklı.
Sabemos que há 100 % de hipótese dela morrer se não receber o coração, e só 10 % se usar o sangue, por isso, estatisticamente, faz sentido fazer a cirurgia, apesar do risco.
Kanların bağışlanma ve hastaneye getiriliş arasında bir şekilde karıştığını biliyoruz.
Sabemos que o sangue foi misturado entre a doação e a chegada nos hospitais. Correcto.
- Pekala, artık kim olduğunu biliyoruz.
- Agora sabemos quem é. - Ela tem razão.
Artık Olivia'nın hayatını kurtarabilecek... -... bir kan olduğunu biliyoruz.
Sabemos que há sangue que pode salvar a Olívia.
- Bakersfield'e gittiklerini biliyoruz.
Eles vão para Bakersfield.
Hesaplamaların doğru bunu biliyoruz ama sorun sporda çok kötü olman.
Sabemos que os cálculos estão correctos, - mas tu és mau em desporto!
İkimiz de genetik yüzünden farklı olmak ne demek biliyoruz.
Sabemos o que é sentirmo-nos diferentes por causa da genética.
- Ne demek istediğini biliyoruz.
- Sabemos o que quiseste dizer.
Şey, demek istediğim, aa, biliyoruz ki Zane, aa, seninle kontak halindeydi Bir iş teklifi ile ilgili
Quer dizer, sabemos que... o Zane estava em contacto consigo sobre uma proposta de negócios e que entrou em contacto com ele horas antes do seu último descanso.
Önce aradığını biliyoruz.
Sabemos que o Zane ligou-lhe horas antes de morrer.
Hepimiz biliyoruz.
Todos sabemos.
Ama ikimiz de aslında olanın bu olmadığını biliyoruz..
Mas eu e tu sabemos que não foi isso que aconteceu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]