Bilmem gerek Çeviri Portekizce
1,152 parallel translation
Neden hayatlarınızı tehlikeye atıyorsun? Çünkü gerçeği bilmem gerek.
- Porque preciso de saber a verdade.
Eğer değiştirebilirsem bilmem gerek.
- Preciso de saber se a posso mudar.
Ama neden bahsettiğimi bilmem gerek.
- Tenho de saber do que falo. Não, não tens.
Durumu bilmem gerek!
Preciso do relatório.
Bilmem gerek.
Eu tenho que saber.
Eğer o kadar kötüyse bunu bilmem gerek.
Se for assim tão mau preciso de o saber.
Benim hakkımda ne hissettiğini bilmem gerek.
Preciso de saber o que sentes por mim.
Bilmem gerek.
Preciso de saber.
- Bunu bilmem gerek.
- Eu devia saber isso.
Bilmem gerek.
Tenho de saber.
Hayır. Sadece gerçekleri bilmem gerek, ki işimi yapabileyim.
Não, mas preciso de todos os factos, para fazer o meu trabalho.
Dedenin senin için olan önemini biliyorum, ama bilmem gerek o bir biçim gezgini mi?
Sei o quanto o teu avô é importante para ti, mas tenho de saber... Ele pode ser um deles?
Matthew, Bilmem gerek.
Matthew, preciso de saber.
Onu bozacak ne yaptığınızı ve nasıl onarabileceğimi bilmem gerek.
Preciso saber o que fizeram para estraga-lo, e o que tenho de fazer para arranja-lo.
- Pekala, bilmem gerek.
Preciso de saber. - O quê?
Bilmem gerek.
Eu preciso de saber.
Teşekkür etmem gerekenin gerçekten Tanrı mı olduğunu bilmem gerek.
Preciso de saber se é mesmo a Deus que tenho de agradecer.
Onu güvenli bir yere mi götürüyorsunuz bilmem gerek.
Preciso que me garantam que vão levá-lo para um lugar seguro.
Her önlemi alıyor musunuz bilmem gerek.
Preciso que me garantam que vão tomar todas as precauções.
İşimi yapabilmek için her şeyi bilmem gerek.
Preciso de saber tudo.
Nerede olduğunu bilmem gerek.
Tenho de saber onde estás.
O'nun iyi olup olmadığını bilmem gerek.
Preciso de saber se ela está bem.
Hayır, hayır, sen ne diyorsun, ha? Yanımızda misin, yoksa karşımızda mısın? Kimin benim tarafımda olduğunu bilmem gerek!
- Não, o que realmente estás a dizer é que tu estás connosco ou estás contra nós, eu sei muito bem que está do meu lado dá-me uma resposta quando eu falo contigo.
# Bilmem gerek #
Preciso saber
En azından bunun nedenini bilmem gerek.
Pelo menos tenho que saber a razão.
Ne düşündüğünü bilmem gerek.
Preciso saber o que pensa.
Onun hâlâ hayatta olduğunu bilmem gerek.
Preciso de saber se ele está vivo.
Cidden bu konuda ne düşündüğünü bilmem gerek.
Não. Quero mesmo saber o que achas disso.
Bir sorun varsa bilmem gerek Şu anda zamanı değil
Agora não é a altura certa.
Bilmem gerek!
Preciso de saber!
Hangi telefondan tam olarak ne zaman olduğunu bilmem gerek.
Preciso de saber a que horas e em que telefone.
Yine aktarmayın. Anthony Scalia'nın çöp güzergahını bilmem gerek.
Não me transfira de novo, preciso da rota de Anthony Scalia.
Herşeyi bilmem gerek, Anna.
Preciso de detalhes, Anna.
- Sanırım neyi bilmediğimi bilmem gerek.
Queres que anote isso tudo para ti? Então acho que preciso de saber o que não sei.
Ne bildiğini bilmem gerek. Ben bir şey hatırlamıyorum, ben sadece...
preciso de saber o que sabes não me lembro...
Sadece bir kaç şey kaldı. Bilmem gerek ve sadece.. Ne?
A tua namorada é uma cabra do caraças.
Çünkü düşünüyorum da, gerçekten bilmem gerek.
Porque acho que preciso saber.
Ama ona dokunup dokunmadığını bilmem gerek.
Mas tenho de saber se ele lhe tocou!
Ne olduğunu bilmem gerek.
Preciso de saber o que aconteceu.
Bilmem gerek.
- Preciso saber.
Bir hediyeyi kabul etmek için, kimden geldiğini bilmem gerek.
Para aceitar um presente, tenho de saber de quem é.
- Size yardım etmeye çalışıyorum... fakat bunu yaparken dünyamın yok edilmeyeceğini bilmem gerek.
Estou a tentar ajudar-vos, mas tenho de ter a certeza de que o meu mundo não é destruído entretanto.
Pinyata başlığımı getireceksem bilmem gerek.
Preciso de saber se uso a minha armadura.
Bilmem gerek.
Só preciso de saber.
Bunu yapmadan önce, bazı şeyleri bilmem gerek.
Antes de fazer isso, preciso de saber algumas coisas primeiro.
Kim olduğunu bilmem gerek.
Preciso de saber quem és.
Bilmem hatırlatmama gerek var mı ama, çok uzun sürmüştü.
A qual, se me permites, durou bastante.
Hareketi bilmem için ilgili olmama gerek yok.
Sei das jogadas sem estar envolvida.
Sadece nasıl etkisiz kılarım onu bilmem gerek.
Eu preciso saber como desarmar isto.
İyi olmadığın zamanı bilmem gerek.
Tu carregas uma arma.
Üniversiteye gitmek, ve seninle görüşmeden de bunu başarabileceğimi bilmem gerek.
Tenho de saber que sou capaz. Não vou comprometer isso, por andar contigo. Não posso.
bilmem gerekiyor 39
bilmem gereken bir şey var mı 16
bilmem gerekirdi 31
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
bilmem gereken bir şey var mı 16
bilmem gerekirdi 31
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerek yoktu 39
gerekmiyor 26
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81
gerek kalmadı 36
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
gerekirse 81
gerek kalmadı 36
gerekli değil 44
gerektiği kadar 17
bilmem 2708
bilmem ki 316
bilmelisin ki 23
bilmek istiyorum 265
bilmez miyim 74
bilmem anlatabildim mi 75
bilmeni isterim ki 45
bilmelisin 32
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18
bilmek ister misin 36
bilmek istiyor musun 23
bilmen gerekir 21
bilmek mi istiyorsun 18
bilmek isterdim 26
bilmeni isterim ki 45
bilmelisin 32
bilmeni istiyorum 26
bilmezsin 18
bilmek ister misin 36
bilmek istiyor musun 23
bilmen gerekir 21
bilmek mi istiyorsun 18
bilmek isterdim 26