Bir şey söyle Çeviri Portekizce
3,597 parallel translation
Bir şey söyle.
Diz alguma coisa.
"Bir şey görürsen, bir şey söyle."
"Se vir alguma coisa, diga alguma coisa".
- O zaman farklı bir şey söyle.
- Então, diga o contrário.
Bana bilmediğim bir şey söyle.
Diz-me alguma coisa que eu não saiba.
Senin hakkında bilmediğim bir şey söyle.
Conta-me uma coisa sobre ti que eu não saiba.
Başka bir şey söyle. Ne demek biliyordun?
O que queres dizer com'já sabia disso'?
Başka bir şey söyle işte.
Diz uma coisa... Diferente. Não.
Bir şey söyle!
Diz alguma coisa!
Deeks, bir şey söyle.
Deeks, diz alguma coisa.
O zaman gerçekten içinden gelen bir şey söyle.
Então diz uma coisa que realmente queres dizer.
Bir şey söyle.
Qualquer coisa.
Bir şey söyle, kabul edeyim.
Diz alguma coisa, e eu aceitarei.
- Çabuk Meg! Bir şey söyle!
Diz mais alguma coisa!
- Derek, bir şey söyle.
- Derek, vai.
Bana doğru olan tek bir şey söyle Ezra.
Conta ao menos uma verdade, Ezra.
Şöyle diyebiliriz ki, Andrew haddini aştı ve saçma bir şey söyledi. Evet.
Creio que é seguro dizer que Andrew se excedeu e disse um disparate.
Bir şey söyle.
Diz algo.
- Şöyle bir şey var.
Eis o que se passa.
- Şöyle bir şey oldu.
porque é o seguinte.
- Önemli değil. Takvime bak ve ayın altısında ertelenemeyecek bir şey var mı söyle.
Consulte o meu calendário e veja se há algo a seis, inadiável.
Seks yaptığımızı söyle, bir şey olmaz.
Podes dizer que fizemos sexo.
Bir şey biliyorsan bana söyle.
Se sabe alguma coisa, então diga-me.
Şöyle diyelim benden geri döndüremeyeceğim bir şey aldı.
Porquê? Digamos que ela ficou com algo que eu não posso reaver.
Bilmem, şöyle bir şey?
Não sei, alguma coisa como isto?
Ama şöyle bir şey var...
Só há uma... Só há uma coisa.
Bir şey gördün, söyle hemen.
Viu algo, diga-me.
- Bir şey saklıyorsun. Ne olduğunu ve nedenini söyle.
Há algo que me está a esconder e quero saber o quê e porquê.
"Kasaba" gibi bir şey istiyorum, şöyle göz önünde olan ama gizli olan bir şey.
Quero o nome de uma cidade algo que se esconda à vista de todos.
Ben yumruğumdan başka bir şey kullanmadan önce buraya neden geldiğini söyle.
Caraças. E diz-nos porque estás aqui antes que use outra coisa sem ser o meu punho.
Ne olursa olsun bir şey söyle.
Diga alguma coisa.
- Sorunun ne olduğunu söyle bana. - Söyleyecek bir şey yok.
- Diz-me o que está mal.
Bart, Mary'e bateri çalacağını söyle. Bir müzik grubunda dinlenen tek şey.
Bart, diz à Mary para tocar bateria, é a única coisa que as pessoas ouvem em qualquer banda.
Max, bir şey bulduğunu söyle lütfen.
Max... por favor me diga que você tem algo.
- Şöyle bir şey var...
Passa-se o seguinte...
Ama şöyle bir şey var.
Mas há o seguinte.
Bir şey bulduğumuzu söyle Dave.
- Diz-me que tens alguma coisa, Dave.
Bir şey lazım olursa, düşünmeden söyle, olur mu?
Se precisares de alguma coisa, não hesites em pedir, está bem?
Bize bir şey bulduğunu söyle.
Diz-nos que encontraste alguma coisa.
Gecikmiş ödemesini yapacağımızı söyle. Ya da başka bir şey. Kaçmasını istemiyorum.
Diz que temos ordenados dele em atrasado, ou qualquer coisa assim.
Söyle o zaman hiçbir şey, herhangi bir şey almadın bir isme, bir sayıya kulak misafiri olmadın mı?
Estás a dizer-me que nunca viste nada? Nada... não ouviste nenhum nome ou número? Por que se for esse o caso...
Bir sayı söyle. Geçmiş cezalar, şimdiki cezalar, park ücreti... 175 $. Şey..
Vá, dá-me um número redondo.
Yani şöyle üçlü bir şey mi istiyorsun?
Estás a dizer que estás interessada numa coisa todos juntos?
Kate, lütfen lütfen bana aşırı derecede aptalca bir şey yapmak üzere olmadığını söyle!
Kate, por favor, por favor, diz-me que não estás prestes a fazer algo muito estúpido!
Şöyle bir şey varsayalım. Bu sadece varsayım. Bu seks araştırması yargılanıyormuşsun gibi hissetmene neden oldu diyelim.
Vamos pressupor, apenas, que este estudo do sexo o fez sentir-se julgado?
Birkaç gündür burada yaşıyorum. Şöyle bir düşündüm de senin hakkında gerçekten pek az şey biliyorum.
Já faz alguns dias que estou aqui, e percebi que não sei muito sobre ti.
Şimdi söyle bakalım neden böyle bir şey yaptın?
Agora, porque é que não me dizes, imediatamente, porque é que farias uma coisa dessas?
Yardım edebileceğim bir şey varsa, lütfen söyle.
Se houver algo que eu possa fazer para ajudar, diz-me.
Yanılmış olsam da bu hafta sonu çılgınca bir şey yapmayı düşünmediğini söyle.
Mesmo sabendo que estava errada, diz-me que não estás a pensar fazer nada de louco este fim de semana.
Sully'ye bende onun için bir şey olduğunu söyle.
Diz ao Sully que tenho uma coisa para ele.
Maya, Bunu ayağını test etmek için kullanacağım. Herhangi bir şey hissedersen bana söyle
Maya, vamos usar isto para testar os seus pés, então diga-me se sente isto, está bem?
Ve bir kadın hakkında şöyle bir şey okuduğumu hatırlıyorum. Kadın polisi aramış ve demiş ki :
E lembro-me de ler o testemunho de uma mulher que... ligou à polícia e disse :
bir şey söyleyebilir miyim 105
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey söylemedim 16
bir şey söyleme 77
bir şey söyleyeceğim 53
bir şey söylemek istiyorum 61
bir şey söyleyeyim mi 64
bir şey söylemedi 19
bir şey söylesene 26
bir şey söyleyemem 21
bir şey söylemeyecek misin 21
bir şey söylemedim 16
bir şey söyleme 77
bir şey söyleyeceğim 53
bir şey söylemek istiyorum 61
bir şey söyleyeyim mi 64
bir şey söylemedi 19
bir şey söylesene 26
bir şey söyleyemem 21
bir şey söyledi mi 52
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey 209
bir şey değil 1063
bir şey yok 987
bir şey olmaz 235
bir şey sorabilir miyim 139
bir şeyler içelim mi 27
bir şey mi oldu 310
bir şeyler içelim 56
bir şeyler var 19
bir şey 209