English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bu gece değil

Bu gece değil Çeviri Portekizce

1,237 parallel translation
Oh, hayır. Hayır, yapamazsın. Bu gece değil.
Esta noite, nem penses.
- Hayır, olmaz, bu gece değil, Ray.
- Não, esta noite não, Ray.
Bu gece değil.
Hoje não.
Oh, bu gece değil.
- Mas você bebeu...
Ama bu gece değil.
Mas não esta noite.
Bu gece hava serin değil mi?
Está um pouco frio esta noite, não é?
Bu gece senin gecen değil. Bu kadar hızlı 6 bin dolar kaybettiğime inanamıyorum.
Não acredito que perdi 6 mil dólares tão rápido.
Dinle umrumda bile değil. Çünkü bu gece o işi halledeceğim.
Não me interessa, porque esta noite resolverei o assunto.
Bu gece, yeni ve ateşli bir kulübe gidiyorsunuz, değil mi?
Hoje vão a uma grande discoteca. É isso?
Bu gece Panterler harç değil de hokey birinciliği için Astoria Üniversitesi takımıyla karşılaşacaklar.
Os Panthers enfrentam a óptima equipa da Astoria... pela liderança da divisão...
Hayır, Bu gece değil.
Não vem nas Páginas Amarelas. Esta noite, não.
Hayır, bu iyi bir gece değil.
Não, esta não é uma boa noite.
Bütün gece süren nutuklarında, anlattığın şey, bu değil miydi?
Não foi o que me disseste certa noite, num dos teus longos discursos?
Tamam. Yani bu gece seni evime davet etmemin sebebi seks değil.
- Se pensas que foi por isso que te convidei..
Ah, bu gece uygun değil.
Hoje não é conveniente.
Evet ama, bu gece değil!
Sim, mas não'esta'noite.
dün gece eve gelmedi. bu Brittany'ye göre bir şey değil, bana inanın.
Ela não voltou para casa ontem à noite, não é típico da Britney, acreditem.
- Bu gece nöbetçi değil misin?
- Não estás de serviço esta noite?
Bu gece ne güzel bir ay var gökte, değil mi?
A Lua não está linda hoje?
Annen bu gece erken yattı... ama bizim uyumak için ona ihtiyacımız yok, değil mi?
A mamã foi deitar-se cedo, hoje mas não precisamos da mãe para adormecer, certo?
Bu gece geliyorum değil mi?
Mas vou ter contigo esta noite, não é?
Bu gece burada çalışmayacaksın, değil mi?
Por acaso, não estás a trabalhar aqui esta noite, ou estás?
- Şey, sence belki bu... onunla bir gece geçirmek için... iyi bir şans değil mi?
Não será uma boa oportunidade para ires para a cama com ela?
Bu gece, sezonun son müzayedesi, değil mi?
Esta noite vai fazer o último leilão da temporada, certo?
Bu gece Napoli'ye gidiyoruz. Bir kulüp var... Kulüp değil, mahzen aslında.
Em Nápoles há um clube, não é bem um clube é uma cave.
Bunu bu gece aldın değil mi?
Trouxeste isto esta noite, não foi?
Bu gece bu iş için uygun değil.
Esta noite não.
Ve Karanlıklar Prensi Dünya'yı gece yarısından önce ele geçirip yönetmeye başlar değil mi? - Bu doğu zamanı mı?
Portanto o Príncipe das Trevas quer conquistar a Terra mas tem de esperar pela meia-noite do Ano Novo.
- Bu gece kalacak yer buldun, değil mi?
Vai encontrar onde ficar hoje?
Söylemeliyim ki majesteleri, bunu uzun zamandır yapmıyorum. Ayrıca gece bu kadar iyi giderken, yere kapaklanarak bitsin istemeyiz değil mi?
Devo dizer-lke, Vossa Majestade, que já näo o fazia ká algum tempo e, vendo como a noite correu täo bem, näo vamos querer que termine numa confusäo, pois näo?
Bu gece burada bir toplantı var değil mi? Ebeveynler ve öğretmenler?
não é?
Bu geçen gece içtiğimiz değil mi?
Foi isso que fumámos a noite passada?
Bütün gece ona aciklama yaptim. Bu benim karnim, davul degil, dedim.
Durante toda a noite, eu explicava-lhe que é a minha barriga não é um tambor.
İş değil. bu gece kesinlikle ofise gitmeyeceğim.
Sem trabalho. Nem vou pensar em ir ao escritório esta noite.
Bak, Phoebe, açık ki halletmemiz gereken sorunlarımız var, fakat bunlar bu gece çözülebilecek şeyler değil.
Olha, Phoebe, é óbvio que temos alguns problemas a resolver, mas eles não se podem resolver de um dia para o outro.
Bu gece Rex ile birlikteydin, değil mi?
Estiveste com o Rex esta noite, não estiveste?
Bu gece değil.
Hoje não!
Bu gece bir domuza katlanmak zorunda kalacak, tek karım değil.
Esta noite a minha mulher não vai ser a única com um porco nos lençóis.
- Hey. Ee, Bu gece sinema gecesi, değil mi?
- Hoje é noite de cinema, não é?
Hazırlığım sizin için değil çocuklar. Bu gece Lydia ve arkadaşlarıyla buluşacağım.
Vou encontrar-me com a Lydia e as amigas, mais logo.
Hayır, yarın değil, bu gece.
Não, não é amanhã. Hoje.
Hemen bu gece, yarın değil.
Agora. Esta noite e não amanhã.
- Bu gece çıkıyoruz, değil mi?
- Vais sair esta noite?
Şu an değil ama belki bir gün bu gece gibi bir gece sahnede şarkı söyleyeceksin.
Podes não sentir isso neste momento, mas, um dia, vais cantar uma canção em palco sobre esta noite.
- Bu gece yapmak şart değil.
- Não precisa de ser esta noite.
Eğer yanılmıyorsam, geçen gece uğrunda kapıdan fırlayıp çıktığın aynı kız bu, değil mi? - Evet efendim.
Se não estou errado, essa é a mesma rapariga por quem... tu passaste o portão, na outra noite, certo.
Nasıl olsa yarın içimi temizleyecekler. Bu gece ne kadar yesem kardır değil mi?
Amanhã fazem-me uma limpeza, posso bem encher-me de fritos hoje.
Bu gece değil.
- Não vai ser esta noite.
Bu gece çok güzel değil mi?
Não está bonita?
Bu gece senin sinema gecen değil mi?
Hoje não é a tua noite de cinema?
"Gün içinde bir gece olana kadar" Brooke'un dediği bu değil miydi?
"Até uma noite dentro de um dia," não foi o que a Brooke disse?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]