English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Bırak beni

Bırak beni Çeviri Portekizce

16,535 parallel translation
- Hayır. Hayır, bırak beni.
- Não, larga-me!
Hayır, bırak beni!
Não, largue-me!
Bırak beni! Hayır!
Largue-me!
Hayır, bırak beni!
Não.
- Bırak beni!
- Largue-me!
Bırak beni kanka!
Larga-me!
- Bırak beni. Kapıyı aç.
Destrancar as portas.
- Rahat bırak beni!
Por favor, solte-me!
- Rahat bırak beni.
- Deixa-me em paz.
- Rahat bırak beni.
- Deixem-me.
Manny bırak beni!
Manny, larga-me!
Bırak beni!
Deixe-me ir!
- Bırak beni!
Não pode fazer isso!
- Bırak beni lan!
Vá se embora, vocês não servem para nada!
Bırak beni gideyim, lütfen.
Por favor, deixe-me ir.
Lütfen, bırak beni.
Por favor, deixe-me ir.
Bırak beni hayvan yoksa vaftiz babama beni nasıl yakaladığını anlatırım.
Largue-me, seu bruto, ou direi ao meu padrinho que me agarrou.
Bırak beni buraya çağırmayı, ikinizin bile bir arada görülmemesi lazım.
Vocês não deviam ser vistos juntos e muito menos comigo.
- Bırak beni!
- Larga-me!
- Rahat bırak beni. - Perry bu konuda ciddiyim, anlaştık mı?
- Perry, estou a falar sério, está bem?
Ya da bırak beni ve ben de sizi doğruca Eretria'ya götüreyim.
Ou solta-me e levo-vos à Eretria.
Beni burada bırak.
Deixe-me aqui.
Beni rahat bırak, lütfen.
deixa-me em paz.
Beni bulman için yol oluştursun diye ekmek kırıntılarıyla iz bırakıp bekledim ve bekledim.
Deixei um rasto de migalhas de pão. Uma forma para tu me achares. E esperei...
Başarısız olursan beni müşkül durumda bırakırsın, farkındasın değil mi?
Você sabe que, se falhar, vai colocar-me numa posição delicada. Entendeu?
Bırakın beni, pis sürtükler!
Larguem-me, suas cabras nojentas!
Öylece oturup beni ölüme mi bırakıyorlar?
Sentares-te ai e acusares-me até a morte?
Bırakın beni. Yürüyüşe çıkmam lazım.
Vou-me embora!
Bırakın beni!
Não! Deixe-me ir!
- Yapma hayır lütfen bırakın beni!
Por favor! Não! Por favor!
İngiltere'ye, İspanya'ya veya kim gelip işleri yoluna koymaya zorlarsa "Alın bunu ve beni rahat bırakın" diye tek önerebileceğim şey.
Uma coisa que podia oferecer a Inglaterra ou a Espanha ou a quem chegasse aqui e nos obrigasse a ordenar as nossas coisas, e dizia : "Levem isto e deixem-me em paz."
Lütfen, bırak beni gideyim.
Por favor!
Asıl olay buradayken beni D'de nasıl bırakırsın?
Como é que me deixam no D quando a festa é aqui?
Beni yalnız bırak dedi.
Disse-me para deixá-la em paz.
Büyükbabam beni bırakıp gitmez.
Meu avô nunca me abandonaria.
Bırak beni!
Solta-me!
Önemli çünkü iz bırakıyor, Sonra annen zıvanadan çıkıp bu boktan şey için beni suçluyor.
É nada de mais sim, vais deixar marcas, e a mãe vai-me "encagalhar" culpar.
Bırakın beni!
Larguem-me! Deixem-me ir!
Bırakın beni!
Larguem-me!
Bırakın beni.
Larguem-me.
Bırakın beni!
- Soltem-me!
- Bir saniye. - Bırakın beni!
- Só mais um segundo.
Biliyorsun bebeğim, eğer cennete gidersen babanı ve beni yalnız bırakırdın ve kalbimde bir yara açmış olurdun.
Sabes, querida, se tu fosses para o céu... Nunca mais estarias comigo e com o papá e... Deixarias um vazio no meu coração.
Beni bırak.
Deixa-me.
Karabalık'ı teslim olmaya ikna edemezsem ve kaleye saldırırsan şerefim beni Sansa'nın soyu için savaşmaya mecbur bırakıyor.
Se eu falhar em persuadir o Peixe Negro a render-se e vós atacardes o castelo, a honra obriga-me a lutar pelo parente de Sansa.
Beni yalnız bırak.
Deixa-me sozinha.
Beni yalnız bırakın.
Deixem-me!
Beni serbest mi bırakıyorsun?
- Estás a libertar-me?
Bırakın beni.
Solta-me!
Beni yalnız bırak.
Deixa-me sozinho.
Evet ama beni bırakıp gittin.
Sim, mas tu foste embora.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]