English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Daha çok erken

Daha çok erken Çeviri Portekizce

526 parallel translation
Baba, Homer'in iş konusunu düşünmesi için daha çok erken.
Pai, ainda é demasiado cedo para o Homer procurar emprego.
Daha çok erken.
Foi pouco tempo.
Senin için daha çok erken.
Ainda é cedo para ti.
Ama daha çok erken.
Ainda é cedo.
- Sabah daha çok erken Pierre.
- Está muito cedo, Pierre.
Daha çok erken!
A festa mal começou!
Savaş alanı görmesi için daha çok erken.
É cedo demais para que ele veja um campo de batalha.
Daha çok erken.
É bem cedo.
- Gün daha çok erken. - Elimizde ne var?
- O dia ainda agora começou.
- Daha çok erken.
- É cedo demais.
Daha çok erken, Harry.
É muito cedo, Harry.
Bunun için zaten daha çok erken.
Para isso ainda é cedo demais.
Daha çok erken. Bir yudum içtim.
E ruim beber de manha.
- Hayır, daha çok erken.
- O Dan está aí? - Não, ainda é muito cedo.
- Daha çok erken. Ben bakkala gideceğim.
Ainda é cedo, vou à mercearia abastecer-me.
Daha çok erken, meleğim.
Ainda é muito cedo, meu anjo.
Ama daha çok erken!
Mas ainda é cedo!
- Hayır, daha çok erken. Sen öyle diyorsun.
- Não, ainda é muito cedo.
Daha çok erken.
- De quê?
Daha çok erken.
Ainda é cedo.
Ben! Daha çok erken. Konu çok hassas.
Ben, Ben, é muito cedo para falar, a situação é muito delicada.
Umarım gelir, bizi hastenede görürsün, gerçi daha çok erken, daha Mart'a çok var.
Espero que nos venhas visitar ao hospital apesar de ainda ser muito cedo, já que está previsto para Março.
# Bir sabah daha çok erken
# One of these early mornings
- Şimdi arayamam, daha çok erken.
- Não posso. É demasiado cedo.
Daha çok erken.
É tão cedo.
Daha çok erken.
Ainda não.
Daha erken burada olacaktım, fakat arabam yine bozuldu. Başım çok daha büyük dertte.
Eu queria ter chegado mais cedo, mas o meu carro avariou outra vez.
Daha çok erken. Christine grip olmuşsa, hardallı banyo ona iyi gelecektir.
Se ela tem gripe, um bom banho de pés, farinha de mostarda.
Çok yardımcısın. Bunu söylemek için daha erken.
Você é uma grande ajuda, mas é um pouco cedo para dizer.
Ama şiire daha sonra geçmeli. Şimdi çok erken.
Mas é um pouco nova para recitar a poesia.
- Hayır, çok erken daha...
- Já lhe disseste?
Çok yakın, Gillibrand. Daha erken yüksel.
Perto demais, Gillibrand.
Daha çok erken.
É cedo demais.
Daha çok erken.
A noite é uma criança, os teus pais vão-se embora de manhã.
Motorun daha erken sorun çıkarmaması çok kötü A Little Earlier.
É pena que não tenha tido problemas de motor mais cedo.
- Çok erken, daha bir şey kazanamadın.
- É algo prematuro, não achas? Ainda não ganhaste.
Ona daha erken gelmesini söyledim ama çok uzakta oturuyor.
mas ela mora muito longe daqui.
- Daha çok erken.
É muito cedo.
Sonra gelin beyler, daha çok erken.
Voltem mais tarde, rapazes, é muito cedo.
Cık, cık, cık, cık. Daha çok erken.
Tão cedo?
Çok az çalıştı. Çok erken vefat etti... O yüzden birkaç resim, birkaç çizim daha eklense... bu onun verdiği eserlere ziyan etmez.
Ele trabalhou pouco, morreu cedo, então se isso for somado a alguns quadros e alguns desenhos não vai destruir a sua obra.
Ertesi sabah, yani 5 Haziran günü erken saatlerde bu kararı teyit etmek üzere tekrar toplandılar. Onlara, bir önceki geceye göre bu fasılanın daha belirgin ve iyileşmiş bir vaziyet aldığını söyleyebileceğimize artık daha çok emin olduğumuzu ifade ettiğimde o kasvetli günlerin ardından başkomutanın ve diğerlerinin yüzlerindeki sevinç görülmeye değerdi.
Na manhã seguinte, dia 5 de Junho, eles reuniram-se para confirmar esta decisão e quando disse que estávamos mais confiantes que no dia anterior, que o interlúdio mais calmo viria mesmo, a alegria no rosto do Comandante Supremo e seus comandantes,
Hayır, panayıra şimdi gitsek çok daha iyi olacak. Hem daha erken dönmüş oluruz. Böylece sonra da bol bol konuşursunuz.
Não, é melhor irmos já á feira, para voltarmos mais cedo e termos tempo para estar convosco.
Sınıfa erken gelip daha çok şey öğreniyorum.
Passo depressa de aula para aula, aprendo mais.
Bu yüzden basitçe şöyle bir ifade kullanmak istiyorum : "Yokol", ve bir daha karşıma çıkarsan, yirmi milyar yıl sonrası bile bunun için çok erken olacaktır.
Vou por isso limitar-me a dizer, "Desaparece", e se te vir outra vez, será vinte milhões de anos mais cedo.
Şimdi geri dönebilirim, ama iş çok daha erken mi yapılır yoksa çok daha geç mi yapılır onu bilemem.
Posso voltar noutra altura, mas o trabalho tem de ser feito, mais cedo ou mais tarde.
- Ama sanırım bunun bir diğer anlamı da çok daha erken ölecek olmam.
- Mas acho que significa também que vou morrer bem mais cedo.
Bir de böyle düşün... Eğer siz böyle ters yüz olursaniz, bu savaş çok daha erken bitecek. Birakin, savaş neredeyse, oraya gidelim.
Cá para mim esta guerra acaba muito mais depressa se vocês voltarem por onde vieram e nos deixarem combater a nós.
Her şeyi kafamda hallettim ama bazen bunu çok erken sözcüklere dökmek gerekirse,... yanlış sözcüklere,... kafanızdaki anlam değişiyor ve bir daha eskisi gibi olmuyor. Bu yüzden bu konuda konuşmasam daha iyi.
Tenho tudo calculado na cabeça mas, por vezes, ao expressá-lo prematuramente, com palavras mal escolhidas, o significado altera-se cá dentro e nunca mais se recupera, portanto, preferia não o mencionar.
Çok daha erken hem de.
Muito mais cedo.
Daha çok erken.
És demasiado rápido.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]