English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ D ] / Diz çök

Diz çök Çeviri Portekizce

3,863 parallel translation
Diz çök.
De joelhos.
Ellerini başının arkasına koy ve diz çök.
Ponha as mãos atrás da cabeça e fique de joelhos.
Ellerin yukarda diz çök.
O arco no chão, e mãos no ar.
Diz çök!
De joelhos!
- Diz çök!
Ajoelha-te!
- Tamam, pekâlâ bir arkadaşımla restoranda akşam yemeği yiyordum ve yan tarafta ki şerefsiz çok yüksek sesle konuştuğumu söyledi ve beni müdürü çağırmakla tehdit etti.
- Certo, então... Eu estava num restaurante a jantar com um amigo, e um idiota ao meu lado diz que estou a falar muito alto e ameaça chamar o gerente.
Dr. Clemons öfke sorunumun üstesinden gelmemin tek yolunun, bağışlamayı öğrenmem olduğunu söylüyor. Babam ile ikiniz de aynı şeyi yaparsanız bu çok daha kolay olur.
O Dr. Clemons diz que a única forma de superar os meus problemas de ira é aprender a perdoar, o que será muito mais fácil de fazer se tu e o pai fizerem o mesmo.
- Evet, o konuda çok e-posta aldık.
Pois, nós recebemos muitos e-mails no que diz respeito a isso.
Çok kötü yaralanmışlar. Söyle bakalım ne diyeceksin.
Mas ficaram bastante magoados, por isso, diz-me o que vais dizer.
Diz çök.
De joelhos no chão.
Konuyu değiştirmek için değil ama akıl almaz derecede çok bilgili bu da bize büyük ihtimalle yalnızlık içinde büyüdüğünü edebiyatın onun tek kaçış yolu olduğunu gösterir.
Sem querer mudar de assunto, ele é bem instruído, o que nos diz que ele cresceu isolado, sendo a literatura a sua única fuga.
Patolojik bir yalancı olduğumu ve çocuklara tecavüz ettiğim iddiaları yüzünden çok stres yaşadığımı söyle.
Diz-lhe que sou um mentiroso patológico e que tenho andado sob muito stress por causa das acusações de violação de menores que enfrento.
Biliyor musun, bu çok komik. Vücut dilin sanki onun basına haber vermesindense burada kalmayı tercih edeceğini söylüyor.
Sabe, é engraçado, há alguma coisa na sua linguagem corporal que me diz que se sair o comunicado, vai sentir-se mais seguro aqui connosco do que lá fora nas ruas.
Hepimiz çok heyecanlı ve güvensiziz. Ama çavuş bunun normal olduğunu söylüyor.
Estamos todos entusiasmados e também incertos, mas o Sargento diz que é bastante normal.
Sharron Angle çok sinirlenmiş çünkü basın, kendisinin basına söylediklerini yazıyor.
Sharron Angle está furiosa por a imprensa divulgar o que ela diz à imprensa.
Şimdi, söyle bakalım kırmızıyı mı daha çok beğendin, sarıyı mı?
Então, diz-me. Gostas do vermelho ou do amarelo?
Lütfen Maya'nın çantasının sende olduğunu söyle. Çünkü tüm bunların bitmesine çok hazır durumdayım.
Diz-me que tens a mala da Maya, estou pronta para acabar com isto.
Onu tanımaman çok acayip çünkü burada 18 yaşındayken Vegas'ta evlendiğiniz yazıyor.
Tem graça que não o conheça, porque diz aqui que os dois casaram em Vegas quando a senhora tinha 18 anos.
O da çok sıkı biri olduğunu söyler durur bana.
Ele diz-me que você é um durão.
Doğru. Altına da yazmışlar, biz çok zeki değiliz diye.
Então, ele diz que não somos inteligentes.
Roscue Köyü'nde 32 inç bir televizyon bulduk. Satan adam çok az kullanıldı dedi.
Encontramos uma de 32 " no Roscoe Village, o tipo diz que mal foi usada.
Avukatları tıbbi kayıtlarını verirken çok mutlu görünüyorlardı kayıtlarda vücudunun üst kısmında % 40'tan fazla güç kaybı olduğu yazıyor.
Os advogados ficaram contentes de entregar a ficha médica, que diz que já perdeu mais de 40 % de força no tronco.
Menajerim kimin çok satacağını söylerse, o oluyorum.
Quem o meu agente diz que vende mais.
Gerçekten çok özür dilediğimi söyle.
Diz-lhe que lamento muito.
Yani bu ilişki biterse söyleyin ona, beni çok daha iyi bir insan yaptığı için teşekkür ediyorum.
Por isso, se esta relação acabou, diz-lhe que fez de mim um homem melhor e agradece-lhe.
Ama bu çok mantıksız. Burada üç yıl önce öldüğü yazıyor.
Não faz sentido, diz aqui que morreu há 3 anos.
O striptizci periler sana göz kulak olduğu için büyükannen çok sevinmiş.
A tua avó diz que está feliz que as fadas do striptease estejam a cuidar de ti.
Bir çok insan, size gitar çalmayı kendi başlarına öğrendiklerini söyler. Ama benim bir akıl hocam vardı. Ve... ve bu adam harikaydi.
A maioria diz que aprendeu a tocar guitarra sozinho, mas eu tive um mentor e o homem era incrível.
Bunun bizi uçurup Kehanetler Kitabı'nın bulutların ardındaki gösterdiği yere götüreceğine inanmak çok zor.
É difícil de acreditar que nos irá levar lá acima. Além das nuvens para onde o Livro dos Presságios diz estar a terceira gema.
Ama sen söylediklerini çok umursama.
Mas não vos interessa o que ela diz, quando aparecer.
Yemin ederim böyle yazıyor isterseniz siz de okuyun çünkü çok acayip.
Juro que é o que diz no livro. Podem ir lá ver, é de loucos.
Babam, annemin kendisinden daha çok sevişmek istediğini söyler.
O Pai diz que a Mãe queria fazer amor muito mais vezes do que ele.
Şüpheli hakkında bize ışık tutacak daha çok şey mevcut Rachel'da.
Mas há muito sobre a Rachel que nos diz sobre o suspeito.
Böyle bir şeyi sıkı sıkı tutman senin hakkında çok şey söylüyor.
Apegando-se a algo como isso diz muito sobre ti.
Mükemmel bir dünyada yaşıyor olsak, seninle sohbet terapisine başlayıp bu sabit fikrinin kaynağına inmeyi çok isterdim ama tecrübelerime göre, bu iğrendirme ve dönüştürme terapisi sende işe yaramayacak.
Num mundo perfeito, adorava começar uma terapia por conversa, e descobrir a raiz da sua fixação. Mas a minha experiência diz-me que a terapia aversão / conversão não vai resultar consigo.
Ya da birileri anlattığından daha çok şey biliyor.
Ou alguém sabe mais do que aquilo que diz.
- Kısaca "Beni kurtardığın için çok teşekkür ederim Bill Harken." da diyebilirdin.
Sabes de uma coisa? Diz só : "Muito obrigada, Bill Harken, por me salvares."
Anında dönerim. Vay be. Bunu çok fazla söyler mi?
Volta num segundo, meu Deus, ele diz sempre isso?
Dediğin gibi zamanı geldiğinde önerileri dinlemeyi çok isterim.
Quererei ouvir recomendações quando, como diz, chegar a altura.
Bugünlerde basit bir aşçı için pek çok iş olduğunu söylüyor.
Ela diz que há muito trabalho para uma boa cozinheira.
Dikkatli olmalısın. Matthew çok güçlü olduğunu söyledi.
Tenha cuidado, o Matthew diz que é bastante forte.
Amirim tuhaf olanlarla başa çıkmakta çok iyi olduğumu söylüyor.
O meu supervisor diz que sou boa com os casos estranhos.
- Hey... - İki gün önce yayınlanan ACN anketine göre Amerikalıların yüzde kırk ikisi borç tavanını yükseltmeyi daha çok borçlanmak olarak algılıyor.
Uma sondagem da ACN diz que 42 % dos Americanos acredita que elevar o teto da dívida é pedir mais dinheiro emprestado.
Seni oralarda çok gördüğünü söyledi.
Ela diz que te vê muito por ali.
Çok güzel olur.
Edmund, uma mulher muito rica diz que tentei beijá-la,
Efsanede anlatılandan çok daha güzel.
É mais bela do que a lenda diz.
Harry, içime çok küçük yaşlarda ve çok derinden işlediğini ve bunu değiştiremeyeceğimi söylerdi.
O Harry diz que apareceu muito cedo e era demasiado profundo. Disse que não podia mudar.
Çok sevdim çünkü "Kaprisliyim" anlamına geliyor. Tabii ben ve penisimin aynı zekâ seviyesinde olmadığımızı kabul edersek.
Gosto dela porque diz que sou excêntrico, mas admite que eu e o meu pénis nem sempre estamos de acordo.
Bu küçük piç! Bu kıtada en çok aranan ve en çok kana susayan kadını getirecekmiş?
E este coninhas diz que consegue apanhar a mulher mais sanguinária deste continente?
Çok geç olmadan ona ne hissettiğini söyle.
Diz-lhe como te sentes antes que seja demasiado tarde.
Daha çok bize ne söylemediğiyle ilgileniyoruz. Hiçbirinin yolu birbirleriyle kesişmemiş.
É mais sobre o que não nos diz.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]