Dört saat Çeviri Portekizce
1,335 parallel translation
Kapanış için daha dört saat var.
Só vamos fechar daqui a 4 horas.
Dört saat sonra Aidan'a veda etmiş, çizmelerimdeki çamuru temizlemiş ve New York'taki eski sevgilimle New York bifteği yiyordum.
Quatro horas depois, disse adeus ao Aidan, e comi um bife nova-iorquino com o meu ex nova-iorquino.
Sadece dört saat uyudum ve senin istemediğin boktan işleri yapmaktan bıktım.
Nem quatro horas dormi. E estou farto de fazer os trabalhos de merda que tu não queres fazer.
Dört saat uykuyla o sınava nasıl çalışayım?
E como queres que estude a dormir quatro horas por noite?
- Bunu dört saat önce çektim.
- Esta tirei há quatro horas.
Oh, normalde dört saat civarında, ama aceleye gerek yok.
Aproximadamente, 4 horas. Mas não estamos com pressa.
Gitti. Adamı dört saat sorgulamaya çalıştıktan sonra.
Foi-se embora, depois de ter passado quatro horas a tentar interrogá-lo.
Dört saat, Ajan Scully.
Tem quatro horas, agente Scully.
Bu hatta dört saat içinde yolcular tren yolculuğundan fazlasını yaşayacak.
Os passageiros vão apanhar mais do que o comboio se a linha for reaberta em 4 horas.
Güneydoğu Alaska'da Haziran ayı. Dört saat içinde çekilen sular, geniş bir sahili ortaya çıkarılacak.
Junho no sudeste do Alasca e em apenas quatro horas uma praia vasta e arenosa é exposta pela maré.
Bunlar dört saat öncenin.
Têm quatro horas.
Basit bir soruya dört saat sonra basit bir yanıt alıyorum.
Faço uma pergunta simples, e quatro horas depois, tenho uma resposta simples.
Fort William kasabası, fakat geldiğimiz yoldan en az dört saat uzaklıkta.
Bem Fort William, mas está a quatro horas na direção que viemos.
Yedi gün, yirmi dört saat, nereye gidersen git... arabayla seni izleyeceğiz.
Vais ser sempre seguido, 24h sobre 24h, no teu carro, na rua, onde quer que vás.
Gerekirse yirmi dört saat çalışacağım.
Trabalharei de sol a sol, se necessário.
Bir gün, bir mahkum benimle dört saat boyunca konuşmuştu.
Uma vez, um condenado falou comigo durante 4 horas.
Aralıksız, dört saat.
Sem interrupções, 4 horas.
Önümüzdeki yirmi dört saat yardımına ihtiyacım var, tamam mı?
Eu preciso que me ajudes nas próximas 24 horas, ok?
Daha çok küçüktüm ve dört saat boyunca orada ayakta durdum.
Eu era apenas um garotinho, e estava ali de pé há horas.
Sonunda dört saat sonra... üç avukatı ve kıza arabayı ödünç verdiği masalıyla beraber geldi.
E desceu, quatro horas depois com três advogados atrás, e uma história em como tinha emprestado o carro à rapariga.
Dört saat içinde 50,000 Dolar hazırlayın.
ISTO É UMA BOMBA
Eve gidip dört saat uyudum.
Fui para casa e dormi umas quatro horas.
- Dört saat uyudun mu?
- Dormiste quatro horas?
Dr.Corday canlandırmayn emrine göre dört saat içinde tekrar durumuna bakacağını söyledi.
- A doutora Corday disse... -... que virá se for "não ressuscitar".
Üç veya dört saat.
Três ou quatro horas.
- En fazla dört saat.
Cerca de quatro horas.
En azından dört saat içinde olmaz.
Pelo menos, nas próximas quatro horas.
- Üç ya da dört saat.
- Três ou quatro horas.
Resimli yaka düğmelerinizi yapmak için dört saat harcadım.
Gastei quatro horas a fazer crachás.
Leon'un oğlu öleli dört saat olmadı.
O filho do Leon morreu há menos de quatro horas.
Dört saat önce popomda kan dolaşımının durmasından yakınmak istiyorum.
Do facto de o sangue não circular no meu rabo há quatro horas.
A.J. dört saat önce seninle konuştuğunu söyledi.
O A.J. disse que falou contigo há horas.
Salter ana bilgisayara virüs yerleştirmiş. Ve ABD Başkanı an itibariyle dört saat sonra inecek.
Ele colocou um vírus na base de dados, vai deitar abaixo o sistema e o Presidente aterra dentro de quatro horas.
- En fazla dört saat.
- Quatro horas, no máximo.
Ona yapması gerekeni yapması ve Benedict'deki yumurtalarına dönmesi için ona dört saat verir.
Dando-lhe pelo menos quatro horas para fazer o que queria... e voltar a tempo da refeição.
Saat dört buçukta, endişelenmeye başladım.
Pelas 4 : 30 eu já estava em pânico.
Yeni detaylarla saat tam üç, dört ve beşte yeniden burada olacağım.
E voltarei as 3 : 00, 4 : 00 e 5 : 00 com mais actualizações.
Leonard'a göre, saat dört için davet edilen insanların ikibuçukta gelmeleri, medeniyetin sonudur.
Para o Leonard é o fim da civilização, pessoas convidadas para as 4 chegarem ás 2 e meia.
Saat daha dört.
São quatro da tarde.
- Saat dört civarı taşımacılar burada olur.
As mudanças devem chegar pela 4.
Dar, sadece dört saat oldu.
Dar, só se passaram quatro horas. Ah! Ooh!
Ve dört melek serbest bırakıldı bir saat ve bir gün ve bir ay ve bir yıl için hazırlanan melekler.
"E foram soltos os quatros anjos..." "... que estavam preparados para a hora, e dia, " " e mês, e ano... "
Saat dört otuz sekizde Müfettiş Lau'nun anonsunu duyduk.
As 4 : 38 pm recebemos o relatório do Inspector Lau...
Saat dört geç olur mu?
Para às 4 é muito tarde?
Dört saat geçmek bilmedi de.
É que... pareceram quatro horas.
Saat dört.
Porquê? - São 16 : 00.
Zamanı doğruluyor mu? Saat dört.
Ela confirma a hora?
Gece yarısı ile saat dört arasında olan polis kayıtlarındaki tek olay bir çörek dükkanının birkaç yüzlük için soyulması.
O único registo da polícia entre a meia-noite e as 4 : 00 é... um assalto de $ 200 a uma loja de donuts.
Pazartesi sabahı saat dört civarı evinde misafirlerin vardı.
Recebeu visitas em casa, por volta das 4 : 00 de segunda-feira.
Saat sabahın dört buçuğu.
São 4h30 da manhã.
Bunu uçurabilmem için dört beş saat gerekecek.
Só daqui a umas 5 ou 6 horas é que o consigo descolar.
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 1 132
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 1 132
saat 9 217
saat 5 177
saat 2 157
saat 22 41
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 07 28
saat 5 177
saat 2 157
saat 22 41
saat 8 244
saat 20 32
saat 21 38
saat 10 325
saat 13 39
saat 07 28
saat kaçta 135
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saat geç oldu 36
saat 3 195
saat 17 40
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saat geç oldu 36