Saat kaç Çeviri Portekizce
4,203 parallel translation
Saat kaç oldu?
Que horas são?
- Saat kaç?
- Que horas são?
- Saat kaç?
Que horas são?
- Saat kaç? - Güle güle yaratıcı.
- Que horas são?
Saat kaç olduğunu biliyor musunuz, Frankie?
Que raios se passa Franki?
Paris'de saat kaç acaba?
Que horas são em Paris? Não.
- Ayıl dedim. - Ayıldım. - Saat kaç?
Já estou acordada!
Bekle, saat kaç ki?
- Espera, que horas são?
Saat kaç? Tamam.
Que horas são?
- Ne? Saat kaç?
Que horas são?
Bir kaç saat içinde seni arayacak ve sen de temsil etmemize izin vermesi için onu ikna edeceksin.
Daqui a algumas horas, ela vai ligar. Vais convencê-la a deixar-nos representá-la.
Ama bir kaç saat içinde bir tane olacak.
Mas vais ter uma, daqui a umas horas.
Sadece bir kaç saat.
Apenas algumas horas.
Bir saat önce tanıştığı kişiyi, 1986'da ona saldıran ve kaçıran kişiden daha az hatırlayan bir tanık.
Bom, uma testemunha que não se lembra quem conheceu há 1 hora, muito menos o homem que a atacou e raptou em 1986.
Sadece sürtündük bir kaç saat.
Só estivemos no roça-roça durante horas.
Tek istediğim günde bir kaç saat. Böylece benim de bir sekreterim olduğunu sanacaklar.
- Só estou a pedir algumas horas por dia em que o mundo possa pensar que és a minha secretária.
Saat kaç?
Que horas são?
Harekete geçmeden önce bir kaç saat bekleyelim.
Vamos dar-lhe umas horas antes de ficarmos alarmados.
Onunla bir kaç saat önce konuştuk, ölmeden hemen önce.
Falámos com ela há umas horas pouco antes dela...
Saat 16 : 02'de, kaçınılmaz olan gerçekleşti.
Às 16 : 02, aconteceu o inevitável.
Kaç saat oldu.
Estamos nisto há horas.
Sadece bir kaç saat için kaybolacağını düşünmüştüm.
Achei que ela só ia desaparecer durante algumas horas.
5 Mayıs 1990 günü, öğlen saat 2'de Busan'da bir otel işletmecisi olan Heo Sam Sik kaçırıIdı ve Dongbang Oteli'nde Kim Pan Ho'nun adamları tarafından hiçbir sebep olmaksızın saldırıya uğradı.
No dia 5 de Maio de 1990, 2 da tarde, o hoteleiro de Busan, Hur Sam-sik foi sequestrado e agredido pelos homens de Kim Pan-ho num quarto do Hotel Dongbang sem razão ou provocação.
Bir kaç saat içinde elimde olur.
Devo tê-lo dentro de algumas horas.
En azından bir kaç saat daha burada kalacaksın.
Ele vai ficar aqui por mais algumas horas. Ela não tem telemóvel.
Pekala. Neden kaç saat çöp toplamam istediğini söylemiyorsun?
Porque não diz quantas horas a recolher o lixo isto vai custar?
Bir kaç saat sonra bir defilem var ve hazırlanmak için erken orada olmam gerekiyor.
Tenho um desfile dentro de duas horas, e tenho de chegar cedo para maquilhagem e roupas.
Sonra bir kaç saat kadar imza dağıttım.
A fila de pessoas que traziam a guitarra para ser assinada, os CD...
Buldum. Araç Fransa'ya geçmiş kaçırmadan tam altı saat sonra.
A carrinha atravessou a fronteira para França, seis horas após o sequestro.
Bir saat içinde kaçıramayacağım bir randevum var.
Tenho compromissos dentro de uma hora. - Estás bem?
Bir dönemde kaç saat ders var?
Quantas horas em crédito académico?
- Kaç saat ağabey?
- Que horas são?
Kaç saat kalacaksın diyorum ya?
Quanto tempo vai ficar aqui?
Sonunda kaç saat çalıştığın hesaplanır ve paranı alırsın.
Tu irás de seguida quando o patrão fizer a conta das horas.
Sizin köyde saat kaç?
Que horas é que chamas a isto?
Dediklerimi yaparsan söz veriyorum buraya geri dönücez bir kaç saat içinde buraya tekrar dönücez parmak izlerini temizliycez ve sen evine gidip çocuklarınla oyanayabileceksin.
Se fores comigo, prometo que vamos voltar aqui dentro de algumas horas e vamos limpar as tuas digitais e voltas para casa e brincas com os teus filhos.
Kaçışından birkaç saat sonra en yakın 2 arkadaşını öldürüyor, bu da çok umutsuz bir vaka.
Ele mata os seus dois melhores amigos poucas horas depois de fugir, outro acto desesperado.
Ama bir kaç saat için?
Mas algumas horas?
Sessizlik. Saat kaç?
Façam silêncio e contem as horas.
Bir kaç saat geçtikten sonra, öğlen 1 gibi falan olabilir, Sidney'e bakıyoruz ve.. vay be!
E algumas horas depois disso, porque poderia ter sido até 1 da manhã, tu olhavas para Sidney e...
Bir kaç saat araştırmana yardım ettim.
Ajudei com algumas pesquisas?
- Uçağımızın kalkmasına bir kaç saat var.
O nosso voo é só daqui a quatro horas.
Ramon'un buradan kaçırılmasıyla kaçması arasında yaklaşık iki saat var. Buradaki rayları geçti.
Há aproximadamente duas horas entre o sequestro do Ramon e a sua fuga para aqui.
Bir kaç saat
Algumas horas.
- Bir kaç saat içinde tekrar göreceğim.
- Vejo-a dentro de algumas horas. Tens lenços orgânicos na lista?
Bir kaç saat sonra belki.
Talvez um par de horas.
Bir kaç saat dışarıda olacağım
vou ter de sair por algumas horas.
Saat kaç?
- Que horas são?
Birileri onu dün gece saat 02 : 00 de oradan kaçırdı.
Alguém o resgatou às 2h da madrugada.
- Bir kaç saat sonra senin ilk rodeon başlayacak.
vais ao teu primeiro rodeo em poucas horas.
- Bir kaç saat yanında olduğu için değil, senden nefret ediyorum.
Odiaria que ela ficasse longe de si.
saat kaçta 135
saat kaç oldu 54
saat kaç biliyor musun 21
saat kaçtı 38
kaç yaşındasın 465
kacl 17
kaçış 19
kaçmış 64
kaçırma 24
kaçırdım 48
saat kaç oldu 54
saat kaç biliyor musun 21
saat kaçtı 38
kaç yaşındasın 465
kacl 17
kaçış 19
kaçmış 64
kaçırma 24
kaçırdım 48
kaçırıldı 20
kaçıyorum 28
kaçmak 45
kaçıyorsun 21
kaçamazsın 84
kaç yaşındasın sen 30
kaç yaşındasınız 66
kaç yaşında 194
kaç kilosun 25
kaça 37
kaçıyorum 28
kaçmak 45
kaçıyorsun 21
kaçamazsın 84
kaç yaşındasın sen 30
kaç yaşındasınız 66
kaç yaşında 194
kaç kilosun 25
kaça 37