English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Farkındasın değil mi

Farkındasın değil mi Çeviri Portekizce

1,190 parallel translation
Ölüm cezasına kadar gidebileceklerinin farkındasın değil mi?
Tu entendes que isto pode dar pena de morte, não entendes?
İşin başında bu belayı başımıza açan zaten buydu farkındasın değil mi?
Percebes que foi isso que nos meteu nesta confusão?
Mahvolduğunun farkındasın değil mi?
Sabes que estás lixado, não sabes?
Jethro, Albay Wayne'in kalıntılarının kanıt olduğunun farkındasın değil mi?
Jethro, sabe que os membros do Capitão Wayne são considerados provas neste caso?
Craig, hangi önemli adımların atılması gerektiğine karar vermeye çalıştığımızın farkındasın değil mi?
Craig, percebe que estamos a tentar decidir que medidas drásticas tomar?
Bunun ciddi bir durum olduğunun farkındasın değil mi?
- A situação é muito grave.
Gerçekten farkındasın değil mi?
Sabes disso, não sabes?
Sorununun bu olduğunun farkındasın değil mi?
Sabes que é esse o problema, não sabes?
- İkimize de işkence ettiğinin farkındasın değil mi?
Percebe que ele está torturando nós dois? É?
Sana son kez sorduğumun farkındasın değil mi?
Sabes que é a última vez que pergunto, certo?
- Farkındasın değil mi- - Hiç adli kanıt bırakmadan beni öldürebileceğini mi?
Sabias que... me podes matar se me esquecer de alguma prova?
Pekala, sessiz oyunun eğlenceli olsa da, senden nefret ettiğimin farkındasın değil mi John?
Bem, divertido como o jogo do mudo é, tens consciência, John, de que eu te detesto, não é?
İşte şimdi sıçtın Bellick, farkındasın değil mi?
Tu tresandas, Bellick, sabias?
Artık savcı olmadığının farkındasın değil mi?
Já não és advogado do ministério público.
Peki, bunun Franny hakkındaki soru işaretlerini artıracağının farkındasın değil mi?
Bem, percebes que isto pode levantar suspeitas sobre a Franny também, certo?
Ama bize lanetten bahsedenle Ed'i öldürenin aynı kişi olduğunun farkındasın değil mi?
Mas percebeste que a pessoa que nos falou sobre a maldição foi a pessoa que matou o Ed, certo?
Farkındasın değil mi Roy? Bu ikimiz için de muazzam bir an.
Sabes, Roy, este é um momento grandioso para nós.
Bu elbiselerin en az 30 pound ettiğinin farkındasın değil mi?
Tu, er... estás ciente que essas roupas valem pelo menos 30 libras?
Bunun erkek uzmanların davet edilip kadın uzmanların davet edilmediği bir gece olduğunun farkındasın. Bunun eskiden hukuk firmalarının golf kulüplerine siyahları almayı unutmalarına benzediğinin farkındasın değil mi?
Tem noção que uma noite para a qual os assistentes homens são convidados e as mulheres não, tem noção que isso é bastante parecido com os fins-de-semana no clube que as firmas de advogados organizavam e para onde não convidavam os sócios negros?
Çok mutlu olacağımızın farkındasın değil mi?
Estás consciente, de que vamos ser imensamente felizes, certo?
Beraber harika olacağız farkındasın değil mi?
Compreendes que vamos ser um lindo casal, certo?
Onun şimdiden bir kişiyi öldürdüğünün farkındasın değil mi?
Tu sabes que ele já matou uma pessoa.
- Asla. Yasadışı bir iş yaptığının farkındasın değil mi?
Tens consciência que estás a fazer algo ilegal?
Sadece yemek için burada olduğumun farkındasın, öyle değil mi?
Já te deste conta de que eu só estou aqui pela comida, certo?
Bunun farkındasın, değil mi?
Sabes disso?
Bunun ne demek olduğunun farkındasın, değil mi?
Percebes o que isso significa, não?
Farkındasınız değil mi?
Sabem isso, não sabem?
Bunların tamamı çok eğlenceliydi ama sizi yakaladığımda içinde olacağınız sorunun büyüklüğünün farkındasınız, değil mi?
Tudo isto é muito divertido, mas sabem o grande sarilho que vos espera, quando vos apanhar, não sabem?
Bunun farkındasın, değil mi?
Está ciente disso, não está?
- Bones, yani farkındasın degil mi? Şu anda motivasyonu tartışıyoruz.
Dá-se conta que está a falar de motivo neste momento?
Claire Trinner'ı Mala Noche'nin öldürdüğünün farkındasınız değil mi?
Sabe que os Mala Noche mataram a Claire Trinner, não sabe?
Siz farkındasınız, odadan içeri ilk girdiğinde baktığınız şey sandalyesiydi değil mi?
Vocês notam. Foi a primeira coisa que notaram, quando ele entrou, não foi?
Başka bir kadınla seks yapmanın sana iyi geleceği önerisinin dünyanın en ahmakça şeyi olduğunun farkındasın, değil mi?
Percebeste que ao sugerir teres sexo com outra mulher foi uma estupidez monumental, não percebeste?
Hadi ama sen de farkındasın, değil mi?
Também percebes isso, certo?
Sizin aradığınız cevabı veremeyeceğimizin farkındasınız değil mi?
Então deve saber que podemos encontrar uma resposta diferente daquela que procura, certo?
Kendini anlattıgının farkındasın degil mi? Ama o yaşlı
- Acabaste de te descrever a ti.
Bizi bu gezegenin yüzeyinden havaya uçurabilecek kapasitede bir kovan gemisinin yörüngede olduğunun farkındasınız değil mi?
Sabes que existe uma nave colmeia em órbita capaz de exterminar-nos a todos da face deste planeta.
Sizi duyabildiğimin farkındasınız değil mi?
Percebem que estou a ouvir?
Onu etkilediğinin farkındasın, değil mi?
Sabe que isto está a afetá-lo, não sabe?
Ama bizim cinayet masası detektifleri olmadığımızın farkındasın değil mi?
Somos do CNAA.
Jackie ile dertleştiğinin farkındasın, değil mi?
E sabias que estavas a falar com a Jackie, certo?
Çift olduklarının farkındasın Morris, değil mi?
- E eu acho que entendes. - Tu sabes que elas são um casal?
Aklını kaçırdığının farkındasın, değil mi?
Sabe que é um maluco?
Bunun farkındasın, değil mi Alex?
Sabe como é, certo, Alex?
Bunun farkındasın, değil mi?
Tem noção disso?
Bunun farkındasın, değil mi?
Sabes disso, não sabes?
- Davet edilmediğimin ikiniz de farkındasınız, değil mi?
Sabem que não fui convidado?
Ne dediğinin farkındasın, değil mi?
Você percebe o que me está a dizer, não é?
Ted, zırvaladığının farkındasın, değil mi?
Ted, apercebes-te que tudo foi a fazer de conta.
Söylediğin kelimelerin bir anlam ifade etmediğinin farkındasın, değil mi?
Isso não significa nada, certo?
Karakolda çalıştığımın farkındasın, değil mi?
Tens noção que eu trabalho para o departamento de polícia?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]