Geliyorsun Çeviri Portekizce
5,127 parallel translation
Hilal Kurtlar soyundan geliyorsun.
A tua linhagem é a do Lobo Crescente.
Benimle geliyorsun.
Anda comigo.
Eve ne zaman geliyorsun?
Olá. Quando é que vens para casa?
Niçin peşimden geliyorsun?
Porque me estás a seguir?
Tatlım, bana çok tanıdık geliyorsun.
Querida, parece que te conheço.
- Benimle geliyorsun.
- Tu vens comigo.
Her gece, Havalı partilerden eve geliyorsun, bana tüm o yıldızları ve ne giydiklerini anlatıyorsun.
Todas as noites, chega a casa de festas luxuosas e contas-me sobre as celebridades que conheceste.
Yedi yıl sonra, eski sevgilinle hâlâ iletişim içindesin... ve buraya onu görmek için geliyorsun.
Quê? , refiro-me a que não mantêm contacto à sete anos e esse é um motivo para vires aqui, para vê-lo.
- Anca mı geliyorsun sen?
- Isto é que são horas?
- Ne zaman geliyorsun?
Quando voltas?
Garip bir kızla, haber vermeden eve geliyorsun.
Como te atreves a trazer para casa uma desconhecida sem me avisar?
Kan ile ilgili problemini biliyorum. Kan ile alem yapıp insan olmanın sınırına geliyorsun. Tüm o insansı hisler.
Sabes, sei tudo sobre o teu pequeno problema... a compulsão de sangue, estar prestes a voltar a ser humano... todos esses sentimentos humanos.
- Geç geliyorsun.
- Chegaste tarde a casa.
Buraya elinde kağıtlarla geliyorsun ve iki katı değerinde olduğunu söylüyorsun. Verdiğin fiyata da satıyorsun.
Acabaste de a comprar, dizes que já vale o dobro, mas estás disposto a cedê-la pelo preço que pagaste.
-... 95 bin ile mi geliyorsun?
- a dizer que tens 95 mil?
Seni yıllardır görmüyorum ve bir anda habersizce ofisime geliyorsun.
Não te vejo há anos, e apareces no meu escritório sem avisar.
- Hepsini görmezden mi geliyorsun?
Ignora isso tudo.
Sen bizimle geliyorsun.
Vens connosco.
Canım Cordelia'm sırf bu meclisi korumak uğruna gözlerini çıkardı ve sen küstahça ikaz ve destek dolu sözlerimi görmezden mi geliyorsun?
A Cordelia arrancou os olhos para proteger esta Assembleia e tu tens a lata de ignorar as minhas palavras de aviso e apoio?
Bizimle geliyorsun.
Vens connosco.
O zaman geliyorsun ve bizimle kalıyorsun.
Vem para cá e ficas connosco.
Sen de tam olarak bu yüzden bizimle geliyorsun.
É por isso que vens connosco.
- Hailey, benimle geliyorsun.
- Hailey, vens comigo.
Hayır, yemiyorsun. Yemeğe bize geliyorsun.
Não, vais sair para jantar connosco.
Ve sen bana karşı geliyorsun?
- E está a afrontar-me?
Bizimle geliyorsun, tamam mı?
Você vem connosco, ok?
- Sende geliyorsun.
Tu também vens.
- Tamam o zaman benimle geliyorsun demek olduğunu varsayıyorum.
Então... acho que isso significa que vens comigo.
Her gün buraya geliyorsun dostum, birileri fark edecek sonunda.
Estás aqui quase todos os dias. Alguém ainda vai reparar.
Bizimle geliyorsun adamım!
Tu vens connosco.
Beni neden görmezden geliyorsun?
Porquê me estás a ignorar?
- Bir memura karşı mı geliyorsun?
- Estás a desafiar um agente?
Ama sonra buraya geliyorsun ve öyle olmadığını anlıyorsun.
Mas depois chegamos aqui e não é assim.
Şimdi bizimle Knick'e geliyorsun. Ve bize idrarını, tükürüğünü ve dışkını test için veriyorsun.
Tem que vir connosco até ao Knick para nos dar a sua urina, saliva e fezes para testes.
Emre karşı mı geliyorsun?
Vais desobedecer-me?
Sen benimle geliyorsun.
Tu vens comigo.
Olay mahalline taksi ile mi geliyorsun?
De táxi para o local do crime?
Görünüşe göre sen benimle geliyorsun.
Parece que vens comigo.
Şimdi geri döndüğümüze göre sen de bizimle geliyorsun.
E agora vamos recuperá-lo... e tu vens connosco.
Demek istediğim, Henry ölüyor ve sen birden bu kasabaya geliyorsun.
O Henry morre e és atraído para esta cidade.
Burada ne olduğunu anlamamazlığa mı geliyorsun, seni kale içinde tutmaya çalışmama hiç şaşırmadın Vermont hakkındaki düşüncelerin, reçel ve ben.
Queres fingir que estás por cima do que se passa aqui, surpreendido pelo que fazemos para te manter no poder, a sonhar com pensamentos felizes sobre mim, Vermont e a geleia.
- Buraya ne zaman geliyorsun?
A que horas chegas?
Benimle geliyorsun.
- Tu vens comigo.
- O zaman sen de mi bizimle geliyorsun?
- O quê, vens connosco?
Bakiyorum da sen de bir-iki adim geriden geliyorsun hâlâ.
E eu vejo que ainda estás um passo ou dois atrasada.
Pekâlâ o zaman, benimle geliyorsun.
Sim? Bem, venha comigo.
- Evet. Nereden geliyorsun?
De onde vens?
- Nereden geliyorsun? - Yeni ofisimden.
No meu novo escritório.
Sen de bizimle geliyorsun.
Tu vens conosco.
- Evet, geliyorsun.
- Vais, sim!
- Ne cüretle bana karşı geliyorsun?
Atreves-te a questionar-me?
geliyorum 2650
geliyor 1263
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyormusun 18
geliyoruz 309
geliyorlar 662
geliyorum efendim 21
geliyor mu 41
geliyorlar mı 19
geliyor 1263
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyormusun 18
geliyoruz 309
geliyorlar 662
geliyorum efendim 21
geliyor mu 41
geliyorlar mı 19