English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hepınız

Hepınız Çeviri Portekizce

1,473 parallel translation
Hep birlikte bu gemiyi yürütecek kadar ancak adamımız var eğer adamların bana katılırsa, bir şansımız olabilir
Temos de nos juntar para tornar este submarino operacional. Se você e os seus homens se juntarem aos meus homens, talvez possamos sobreviver.
Basının önüne hep yaratıkların maskesini düşürdükten sonra çıkarız.
Só costumamos falar à imprensa depois de desmascarar os patifes.
Hep zaman, suçlularınızı yargılamadan mı cezalandırıyorsunuz?
Castigas sempre os teus prisioneiros antes de serem julgados?
Çünkü boklarınız hep çevremde bozuluyor.
As suas merdas funcionam mal à minha volta.
Hepiniz ülkenize ve atalarınıza hep gurur yaşattınız.
Todos vós honrastes o vosso país, e os vossos antepassados.
Rizzo, gelin! - Güven. Halkımızın hep sahip olduğu bir şeydir.
" A confiança que sempre tivemos como um povo,
Başınızı hep dik tuttunuz. Kendinizi zalim bir horoz dövüşünde bulduğunuzda bunu yapmalısınız.
Vocês estiveram alertas, que é o que é preciso quando se está numa luta de galos.
Hiç yalnız kalmadığını ama hep yalnız hissettiğini düşün.
Imagina... estares acompanhada e sentires-te sempre só.
Hep dünyanın zor bir yer olduğunu ve başarabilmek için tam özgüvene ihtiyacımız olduğunu söylerdi.
Ele dizia sempre que o mundo era um sítio difícil e que precisas de total confiança para sobreviver.
Bazen bir kaç arkadaşın gelmesi önemli değil. Ve annen geldiğinde, ki sonunda geleceğinden eminim. Kapımız ona hep açık.
Não me importo de vez em quando receber uns amigos, e quando a tua mãe vier, que ela vai vir, ela também será bem vinda.
Hep aynı kişi olmaktan sıkıldınız mı?
Cansado de ser você mesmo?
- Ben hep senin küçük kızın olacağım.
- Eu sempre serei a tua menina.
- Hep böyle mi davranırsınız?
- Sois sempre assim?
Siz hep öyle sanırsınız.
É o que vocês sempre pensam.
Siz müzisyenler hep böyle küstah mısınız?
Ah, porque na música a beleza não conta, estão acima disso?
Hep kızını dünyaya götürmek istedi...
Ele queria levar a filha para a Terra.
Eve kız attığınız zaman hep böyle mi yapıyorsunuz?
É isso que fazem quando trazes cá miúdas?
Seninle kavgamızın tek sebebi küçükken hep babamız bizi birbirimize düşürürdü de ondan.
E acho que o motivo por que discutimos sempre... é porque, quando éramos crianças, o pai nos fazia rivalizar.
Hep yaşanacak bir hayatının olmadığını ve olmayacağını söylemişti. Peki Jimmy, okula gidip gelirken, hiç kimse sizi rahatsız etti mi ya da bir şekide yolunuza çıktı mı?
Jimmy no caminho para e da escola, alguém vos incomodou ou se aproximou?
Kızın arkadaşları senin hep kızı izlediğini söylediler.
O amigo dela diz-nos que estavas sempre a olhar para ela.
Aklımda hep siz olacaksınız. Aslında, olmasak daha iyi.
Acho melhor não.
Çocuklarınız hep böyle uysal mıdırlar?
Os seus filhos costumam ser tão dóceis?
Hep birlikte Amerikalıların işlerini tekrar yoluna sokacağız!
Juntos, voltaremos a dar emprego aos americanos.
Evi Vince alacak ve hep beraber orada yaşayacaksınız.
O Vince vai comprar uma casa e vão viver todos juntos.
Babamla hep klasik müzik çalarsınız.
Vocês só põem música clássica.
Hep yazılanlara takılıp kalırsınız zaten.
E vocês sempre com os protocolos.
Bu sizin hep yaptığınız bir şey mi?
Já a terminaste? Então, é isto que vocês as duas fazem?
Hep, başkalarını düşünür zaten. İşte, benim kızım.
Sempre a pensar nos outros.
Çünkü ayrıImamızın asıI nedeni benim için hep sen vardın, Summer.
Porque a única razão pelo qual acabamos foi porque para mim foste sempre tu, Summer.
Oh, dinle. Sorunlarınız var ablanla aranda hep sorun vardı.
As coisas entre ti e a tua irmã sempre foram complicadas.
O zaman hep sen ve ben vardık. Şimdiyse, hep Haley ya da Lucas'lasın ve beraber takılmamız için hiç zaman yok.
Agora estás sempre com a Haley ou com o Lucas... e nunca há tempo para estarmos juntos.
Tabi hayatımızın hepsini sadece iki kişi olarak geçirdik ama sanırım kendini adayabileceği birini hep istedi.
Claro que passámos todos estes anos... sozinhos no ninho, mas acho que ela gostaria que isto fosse... para alguém de quem ela teria gostado muito.
Hep sahip olduklarınıza sırtınızı dönüyorsunuz. Hep yeni şeyler arıyorsunuz.
Sempre a virar as costas ao que têm e a procurar qualquer coisa nova.
Hep aşağıda karanlıkta yalnız kalmalarını üzücü bulurdum.
Sempre pensei que estavam tão tristes e solitários, aqui, no escuro.
Kaçmayı bırakmalısın yoksa hep yalnız kalacaksın.
Tens de parar de fugir, ou acabarás sozinho.
Hep kendimden bahsedip canınızı sıkmayayım.
Lá estou eu a falar de mim. E vocês?
Adamımsın. Hep yanımdaydınız.
És o maior e vocês grandes amigos!
Ve sizler, onun dostları, onun ne kadar cömert, nazik ve tatlı bir kız olduğunu hep hatırlayacaksınız.
Vocês, os seus pares, vão para sempre lembrar-se como ela era uma rapariga generosa, bondosa e doce.
Belki hep söyledikleri gibi, sadece çılgın bir Kızılderili'yim.
talvez seja um índio louco como dizem os outros.
Şimdi, belki şaşıracaksınız ama.. Ben hep bir Çin taraftarı olmuşumdur.
Podem ficar surpreendidos, mas eu sempre gostei de chineses.
Ben hep yalnız başıma yerim. Yani, buna alışkınım.
Eu como o tempo todo, estou acostumado.
- Jeremy... - Aslında, söylemeliyim ki, konularınız hep aynı.
- Na verdade, eu diria que os seus temas são todos iguais.
- Edie, sen hep genç bir kız olacaksın.
- Edie, serás sempre uma miúda.
Ben hep oraya gitmek istemişimdir. Siz de Brooklyn'e bayılacaksınız.
Sabes, sempre quis ir para lá... e vocês, miúdas, vão adorar Brooklyn.
Bana hep çok kibar, çok verici davrandınız.
Vocês eram ambos Então gentis e generosos para mim.
Hep bir diplomat mıydınız?
Quando foste diplomata? Quando eras novo?
Yapımcının kız arkadaşına uygun bir rol hep vardır.
Há sempre papel para a namorada do produtor.
Hep demişimdir, karın, yani benim zavallı akılsız yeğenim hiç bir zaman durması gerektiği yerde durmasını bilmemiştir.
A tua mulher, a minha sobrinha tonta, não tinha o sentido das proporções.
Bardaki arkadaşlarını çağıracaksın. Hep birlikte bir şehir turu atacağız ve harika olacak.
Chama cá algumas das colegas que trabalham contigo e vamos correr todos os bares da cidade e gozar à parva.
- Hep daha iyi bişeyler olduğuna inanacaksın, Moskova'da Celia, Dublin'de başka birisi, başka bir yerde bir başkası.. Bilmiyorum ne çeşit bi kız katlanabilir buna..
Diz-me que rapariga conseguirá aguentar isso?
Hep aynı yatakta mı yatmak zorundasınız?
Têem de dormir todos na mesma cama?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]