Konuştu Çeviri Portekizce
2,940 parallel translation
Sence gerçekten Emmet seninle Jahel'in üzerinden mi konuştu? Öyle olduğunu biliyorum.
Então, achas mesmo que era o Emmet a comunicar, através da Jahel?
- Seninle konuştu mu?
- Ele falou consigo?
- A.Ü.O'le kim konuştu?
Quem está a falar na OEA?
Ajanlar Brady'nin Cedar Heights'taki psikoloğuyla konuştu.
Os agentes interrogaram o psiquiátrico.
Bugün Tanrı benimle şüpheyle ilgili konuştu.
Hoje, Deus falou comigo sobre a dúvida.
Evet. Sence gerçekten Emmet seninle Jahel'in üzerinden mi konuştu?
Então, achas mesmo que era o Emmet a comunicar, através da Jahel?
Bayanlar ve baylar, konuştu!
Senhoras e senhores, ele fala.
Prenses seninle konuştu.
- A Princesa falou contigo.
Bu sabah alevlere baktığımda Tanrı benimle konuştu.
Quando vi as chamas esta manhã, o Senhor falou comigo.
Fiona benim hakkımda konuştu mu?
A Fiona fala sobre mim?
Sofia Martinez dün gece olay mahallinde kahramanın kendisiyle konuştu.
O ocorrido foi ontem à noite, e Sofia Martinez conversou com o herói.
Pinto çoktan konuştu.
O Pinto já falou.
Pinto ve Hurd çoktan konuştu.
O Pinto e o Hurd já falaram.
Sizinle mi konuştu? Siparişinizi verdiğiniz pencere?
Falou consigo, esse altifalante do drive-through no qual fez o pedido?
Avukatı konuştu durdu.
- Nada. Trouxe advogado.
Gayet ikna edici konuştu.
Ele pareceu bem convincente.
O mu? Çünkü tamda şimdi Senatör Korsanlığı Reformu hakkında konuştu.
Você ou ela, porque a Selina acabou de falar da reforma da votação!
- Sonuçta biriyle konuştu.
Quer dizer, ele falou com alguém.
- Sizinle konuştu mu?
E conseguiu?
Benimle konuştu ama şarkı çalmıyordu.
Falou comigo, mas não houve canção nenhuma.
Seninle konuştu mu?
Ele já falou contigo?
Tanrı seninle konuştu mu?
Deus falou contigo? Ouviste o chamado?
- Tamam o zaman kartlar konuştu ve güçlü sözlerini söyledi.
Pronto, as cartas falaram e foram palavras poderosas.
Binbaşı Burris konuştu. Söyleyecek çok şeyi varmış.
A Comandante Burris tem muito a dizer.
Neden bunları seninle konuştu ki?
Porque falou ela contigo, sobre isso?
Hanginiz Gannicus'la konuştu?
Alguém aqui falou com o Gannicus?
- Gaius kesin konuştu.
- Gaius foi claro quanto a isso.
McClaren'in Avrupa'da yaşadığını biliyordu, bu nedenle onunla konuştu.
Ela estava em Roma em uma viagem de negócios. Sabia que McClaren morava na Europa, e falou com ele.
Sırf azarlamak için konuştu.
Ele não fala para mim, excepto para me gritar.
Otelden biriyle konuştu mu? Hizmetlerinizden birini kullandı mı?
Falou com alguém do hotel, usou algum serviço?
Benimle konuştu.
Ele falou comigo de manhã.
Sizinle bu konuda konuştu mu?
- Falou contigo sobre isso?
Konuştu.
- Falou.
- Stonesifer Ed Crawley'i aradı ve onunla iş için konuştu.
Vocês é que o mataram. O Stonesifer ligou para o Ed Crawley e contou-lhe sobre um emprego.
Cassidy ev toplantılarında yalnızca diğer kulüp yöneticileriyle konuştu.
A Cassidy só falava de ex-irmãs durante os encontros.
Emily annenle bu konu hakkında konuştu mu?
- E não falou com a tua mãe sobre isso?
O yeterince uzun konuştu ama sinyalleri bozuyordu.
Foi longa o suficiente, mas ele está a usar sinal de duas torres diferentes.
Benimle konuştu.
Ele falou comigo!
Ama sanırım Emily mantıklı konuştu.
Acho que a Emily tem uma certa razão.
Bence Bay Vale o konuda açık konuştu.
Acho que o Sr. Vale foi muito claro.
Tanrı benimle konuştu, kilisesini tam buraya bu aziz topraklara yapmamı söyledi!
Deus falou comigo... e disse-me para construir a igreja Dele aqui, - neste chão sagrado.
Tanrı onunla konuştu!
- Deus falou com ele!
Bu konu hakkında hiç konuştu mu?
Ele conversou contigo?
Daha sonra parayı geri almak için seninle konuştu değil mi?
Ele convenceu-te a apanhar aquele dinheiro, não foi?
Peki, gerçek bir vatandaş gibi konustu
Bem, estás a falar como um verdadeiro cidadão.
Biliyor musun, baba Senin hakkında cok konustu.
Sabes, o pai falou muito sobre ti.
Luther, halkla ilişkiler ekibimle konuştu.
O Luther falou hoje com a minha equipa de RP.
Söylemezsem olmayacak, adam çok mantıklı konuştu.
QUARTEL-GENERAL DO TEA PARTY INAUGURAÇÃO! Tenho que dizer que aquele tipo até fez muito sentido.
# Sonra konuştu # # Castamere Lordu # # Ama dökülen yağmur #
and so he spoke that Lord of Castamere but now the rains weep o'er his halls with no one there to hear yes, now the rains weep o'er his halls and not a soul to hear.
Ruhlar konuştu, Javan.
Os espíritos falaram, Javan.
- Patron konuştu.
- O chefe falou.
konuştuk 50
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuştum 61
konuştun mu 21
konuştun 22
konuştuğumuz gibi 33
konuştu mu 24
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuşsana 113
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuşsana 113