Ne kadar korkunç Çeviri Portekizce
427 parallel translation
Ne kadar korkunç bir yangındı!
Caramba, que fogo terrível!
Ne kadar korkunç!
Isto é terrível!
Seni böyle bir yerde bulmak ne kadar korkunç.
É horrível encontrar-te num lugar como este.
- Bu insanların ne kadar korkunç olduklarını söyle.
Diz-lhe o quão desesperados estes homens estão.
Dexter, ne kadar korkunç bir durum.
Dexter, que pesadelo!
Ne kadar korkunç!
Que terrível.
Ama sen de bir adamı sevmenin ne kadar korkunç olduğunu anlamalısın.
E deves saber, há anos, como é terrível amar um homem que...
Ne kadar korkunç.
Isso deve ter sido terrível.
Adamlar ne kadar korkunç ve çılgınlar.
Como os loucos, possuído pelo medo.
Herkes türümüzün ne kadar korkunç olduğunu görmek için bu resimleri görmeli.
O mundo inteiro deveria ver essas fotos para constatar quão monstruosa é a espécie humana.
Ne kadar korkunç bir ölüm.
Que morte tão horrível.
- Ne kadar korkunç bir kaza.
- Que acidente terrível.
Onun için ne kadar korkunç bir şey gözlerinin önünde bir adamın öldürülmesi.
Foi horrível ele ter visto um homem ser assassinado.
Ne kadar korkunç bir hata.
Que erro terrível.
- Ne kadar korkunç!
- Que horrível!
İznim şafakta bitiyor. Ne kadar korkunç.
Isso é terrível.
Ne kadar korkunç bir hata yaptığımı görüyor musun Jonas?
Percebe que erro monstruoso eu cometi?
Ne kadar korkunç.
Que horror! Ponha isso na gaveta, por favor.
Ne kadar korkunç bir fırtına.
Mas que noite mais horrível.
Ne kadar korkunç bir insan.
Mas que ser humano mais horrendo.
Sadece ne kadar korkunç olduklarını unutmak için.
Só para esquecer como foi realmente horrível.
Ne kadar korkunç olsa da insanın başına böyle şeyler gelebiliyor.
Foi horrível. Isso acontece.
Ne kadar korkunç.
Que horror.
Bunun ne kadar korkunç olduğunu biliyor musun?
Isso é absurdo!
Ne kadar korkunç.
Que horror!
Sosyalistlerin kan dökülmesini desteklemesi ne kadar korkunç görünse de savaş zamanı hükümetin arkasında durmalıyız.
Por espantoso que pareça ver socialistas apoiando a carnificina, entendo a necessidade de apoiar o governo próprio... em tempos de guerra.
Korkunç bir şey bu ; ah, ne kadar korkunç!
Horror, tremendo horror!
Ne kadar korkunç!
Que terrível!
- Yapma, Simha. Durumun ne kadar korkunç olduğunu tahmin bile edemezsin.
Oh, Simcha, você não pode imaginar como é assustadora a situação neste momento.
"Katliam Evi Beş" Ne kadar korkunç bir isim!
" "Matadouro Cinco" ". Não é um nome horrível?
" Ne kadar korkunç ve soğuk ve mesafeli ve dalgın
"Sei como devo parecer horrível, frio, distante, preocupado"
Ne kadar korkunç silahın ya da zavallı robotların olursa olsun yeryüzünden ayrı yaşayamazsın.
Não importa quantas armas tenhas ou quantos robots uses, não podes viver longe da terra.
Ne kadar korkunç bir hayat sürdürüyor olmalılar.
Que vida horrorosa eles devem viver.
Ne kadar korkunç!
Meu deus!
Ama efendim, sizin için ne kadar korkunç bir şey bu!
Mas sir, que completamente desagradável para si!
Aslında 2. Dünya Savaşı her ne kadar korkunç olsa da, Birleşik Devletlerin 20. yüzyılın ikinci yarısında... hem baskın güç hem de kültürde etkin olmasını sağlamıştır.
Na verdade, a Segunda Guerra Mundial, apesar de desastrosa, concedeu aos Estados Unidos o seu lugar como poder dominante e influência cultural na segunda metade do século 20.
Bu korkunç. Hiç farketmemiştim şimdiye kadar ne kadar çirkin olduğumu.
Devias achar que há algo de errado comigo... mas eu sou surdo, também...
"Sizi ne kadar çok özlediğimi ve bu korkunç savaş bitince tekrar evime size dönebilmekten ne kadar mutlu olacağımı anlatamam."
"Mal posso começar ao dizer que tenho imensas saudades vossas... " e no feliz que vou ficar assim que esta guerra horrivel terminar "e eu puder voltar para casa."
Bu kadar korkunç olan ne yaptı?
O que fez ele de tão terrível?
Perşembeyi bu kadar korkunç yapan ne?
Que têm as quintas-feiras de tão horrendo?
Ne kadar berbat, korkunç, rezil şey varsa hepsi başıma geldi.
E aquele porco miserável que me enganou!
Ve suçlu olan ise antik çağın cezasına çarptırılacak, her ne kadar barbarca ve korkunç olsa bile.
E o culpado enfrentará os castigos ancestrais, por mais bárbaros e horríveis que sejam.
Korkunç bir görüntü demek ne kadar aptalca.
Que tolice dizerdes isso.
Bu korkunç yerde daha ne kadar kalmak zorundayız sence?
Quanto tempo achas que terei de ficar neste buraco?
İyi bir avukatım ve muhtemelen sonum hapishane olacak ve barodan atılacağım ve bu kadar korkunç ne yaptım bilmiyorum.
Um bom advogado... e ainda acabo na cadeia e irradiado da profissão... sem saber qual foi o meu grande crime.
Bu kadar korkunç olan ne?
Por quê? É tão terrível?
Ne kadar cesursunuz prensim çünkü eminim korkunç bir darbeydi.
Como és bravo, meu príncipe certamente foi uma terrível explosão.
Bu kadar korkunç ne yaptığımı söyle.
Diga-me só o que eu fiz de tão terrível.
Eski Batı'nın ne kadar kaba ve korkunç olduğunu biliyor musun?
Sabes como pobre e terrível o velho Oeste era mesmo?
Ne kadar korkunç!
Vamos isolar o local.
Kaldı ki, hiçbirimizin bunu isteyeceğini sanmıyorum, ne kadar korkunç bir hain olduğunu görürüz.
Nobre Príncipe de Gales,
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34