Ne olacak ki Çeviri Portekizce
765 parallel translation
- Beni içeri tıksalar ne olacak ki?
- Então, prendem-me. E daí?
- Ne olacak ki, kadın.
- Uma mulher, que mais podia ser?
Majestelerinin Kıbrıs'taki Yahudi Güçleri ne olacak ki? Dikkat.
Forças Judias de Sua Majestade em Chipre, que mais?
Ne olacak ki?
O que vai acontecer?
Ne olacak ki?
E depois?
Ne olacak ki?
Que diabo.
Burada yeni ne olacak ki?
Que novidades poderia haver.
Öyle olabilir, ama yine de bir kurbağa. Başka ne olacak ki?
Pode ser, mas não deixa de ser um sapo!
Ne olacak ki?
Qual é o problema?
- Ne olacak ki?
- O que é que pode acontecer?
Ne olacak ki?
E então?
Ne olacak ki!
Que se lixe!
Üç yılda burnum üç kez kırıldı ama... ne olacak ki?
Partiram-me 3 vezes o nariz.
Sigara içsem ne olacak ki?
Que te importa, se fumo?
Hem almasak bile ne olacak ki?
Se não conseguires, tudo bem.
Diyorum ki, o zaman ne olacak düşündün mü?
Quero dizer, já pensaste nisso?
- Buna izin verse bile bana ne yararı olacak ki?
De que adianta? De que me vai adiantar isso?
- Ne önemi var ki? Dilediğim takdirde yüzümü tablonuzdan silmeme mani olacak bir gerekçeniz var mı?
Há alguma razão que impeça que remova a minha cara de sua pintura se desejar?
18 yaşında olduğunu düşünseler ne olacak ki?
0 que acontece quando pensam que tem 18 anos?
Ne umurlarında olacak ki?
Mas para quê?
Gururum ne olacak benden iyi değil ki.
Mas tenho meu orgulho. Ele parecerá melhor do que eu.
Bir ödlek olmak ne demektir bilmiyorsun. Gerçek bir ödlek... Bilmen için, bir gün öyle bir şey olacak ki sana öyle olmadığını kanıtlayacağını ummalısın.
Conhecer isso, e esperar um dia que algo aconteça para provar que não o és, e muitas vezes nem sequer acreditar nisso.
Ne yararı olacak ki?
De que serve?
Ne yazık ki yukarda Peter için yer yok ama burada, yakınımızda olacak.
Pena que não há lugar para Peter, mas ele ficará aqui. - Perto de nós. - Onde eu durmo?
Diyelim ki lanetlendik. Ne olacak peki?
Supondo que estejamos condenados, o que aconteceria então?
İnsanın vahşi dünya ile paylaştığı... yok etme arzusu ise ne yazık ki hep bizimle olacak.
Mas a vontade de destruir... que o ser humano partilha com os animais selvagens, está sempre conosco.
Ne yararı olacak ki?
Porque não, senhor?
- Ne faydası olacak ki?
- De que serviria?
Farzedelim ki benim, ne olacak?
Aceito quee sim, e depois?
Ve eklemeliyim ki : Mısır'ın varlığı ne olacak Eğer Mehdi Hartum'u ve Hartum cephaneliğini ele geçirirse?
E o que será do Egipto se o Mahdi conquistar Khartum e o seu arsenal?
Evlenince ne olacak sandın ki?
Como pensava que seria a vida de casado?
Bu durumda ne yazık ki hepinizi birden Gestapo'ya teslim etmek gibi üzücü bir görevim olacak.
Nesse caso, terei o doloroso dever de entregar todos vocês à Gestapo.
Senin sözün söz müdür ki. Sözlerin bir lanettir senin. Kağıdı imzalayacaksın da ne olacak sanki!
Os teus juramentos são blasfémias, a tua assinatura é um gasto de papel.
Burası Üç Bacalar Hastanesi ve ne yazık ki tek hastanız Jim olacak.
O Hospital das Três Chaminés e meu desafortunado Jim é o único doente. - A Mãe irá escrever de novo?
Ne yazık ki, olacak sanırım.
Infelizmente, creio que sim.
Peki ördek sevmiyorsak ne olacak? Ördeği sevmiyorsanız... demek ki aç kalıyorsunuz.
- Quem não gosta de pato rapa o prato.
Doktor Russell, Alfa'da artık yeni doğum olmayacak. Ama ne acıdır ki, pek çok ölüm olacak.
Dra. Russell, não haverá mais nascimentos em Alfa, mas infelizmente haverá muitas mais mortes.
Tanrım, kalede ki salgın ne olacak şimdi.
Meu Deus! Aqueles homens no forte, com Difteria!
Tabii ki başarısız olacak, ama olmazsa ne yapacağız?
Claro que vão falhar, mas... O que fazemos se não falharem?
Tamam diyelim ki anlaştık ve yarın canlı yayında bütün foyalarını ortaya çıkardık ya sonra ne olacak?
Està bem, entâo amanhã contamos tudo, na televisâo nacional, e o que è que fizémos?
Ne olacak sanıyordum ki?
O que estava eu à espera?
Etrafında öyle çok erkek olacak ki... onlarla ne yapacağını bilemeyeceksin.
Você vai ter tantos homens, sabe o que fazerem com eles.
Öğrencilerinin yarışmaya girmesinin özel tarafı ne ki? Buna karşın, Bay Hung, yarışmada hakem olacak.
Isso não quer deizer nada os estudantes dele podem entrar, mas o nosso mestre foi convidado para ser o Chefe dos Juizes.
Ne yapıyorsun? Sana söz veriyorum ki harika olacak.
Prometo-te, esta é uma boa ideia.
Görünmezlik iyi olacak ama ne yazık ki dolunay var.
A visibilidade será boa, mas infelizmente há luar.
Bunun ne yararı olacak ki?
- Quero...
Ne acelem olacak ki?
Onde queres tu que eu tenha pressa de ir?
Böyle yapmandan o kadar nefret ediyorum ki... — Çocuğun ve diğer karın ne olacak?
Odeio tanto quando fazes isso. - E a tua outra esposa e o teu filho?
Lurleen ne olacak? Annen onunla ne zamana kadar ilgilenebilir ki? Bilemiyorum.
- Laura Lee vai ficar com a mamã?
Yani, tabii ki bir manyak bizi takip ediyor ama bu iyi insanlar ve Poppy'sin işlenmemiş güzelliği ne olacak?
Quem quer Pez? Deixa-nos em paz.
Ne kadar süre uyuduğumu bilmiyorum. Ama yastıklardan biri düşmüş olacak ki birdenbire yeniden başka bir ses duymaya başladığımı fark ettim.
Não sei ao certo quanto tempo terei dormido, mas um dos almofadões deve ter escorregado, porque fui-me tornando a pouco e pouco consciente duma voz.
ne olacaksa olsun 24
ne olacak 360
ne olacak şimdi 50
ne olacak peki 26
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527
ne olacak 360
ne olacak şimdi 50
ne olacak peki 26
kirk 419
kırk 72
kira 164
king 176
kısa 87
kimi 527