Onu takip ettim Çeviri Portekizce
349 parallel translation
Bunu öğrenmem gerekiyordu, bu sebeple onu takip ettim.
Eu tinha que descobrir, então segui-a.
Onu takip ettim ve yakalamak için elimden gelen her şeyi yaptım, fakat onu yakalamayı başaramadım.
Persegui-o e fiz tudo por tudo para o apanhar, mas nunca o consegui.
Ve onu takip ettim.
E segui.
Okula devam ederken dahi olarak sınıflandırıldı ben de okulda onu takip ettim.
Na escola, ele foi considerado gênio, e eu sempre na rabeira.
Bu yeteneğini paraya çevirecek bir yol bulacağını anlamıştım. O yüzden onu takip ettim.
Imaginei que ele encontraria um modo de ganhar dinheiro com isto, por isso segui-o.
Onu takip ettim.
Eu segui-o.
Büyük sırlar öğrenmeyi umarak onu takip ettim.
Segui-o a pensar que ia aprender grandes segredos.
Neyse, ilk iş olarak onu takip ettim.
Pela primeira vez, tenho-o na mão.
- Evet, dostum, söyledim sana, onu takip ettim.
- Sim, eu já te disse, que o segui.
Onu takip ettim.
Segui-o.
Dokuz hafta boyunca gölgesi gibi onu takip ettim.
Tem sido vigiado estas nove semanas.
Ve nereye giderse gitsin... onu takip ettim.
E eu comecei a segui-lo para onde quer que ele fosse.
Onu takip ettim.
Eu segui-o até lá.
Graff, benim albayım ve ben de onu takip ettim.
Graff era meu coronel.
- Küçük bir geminin gözden kaybolduğunu gördüm. Onu takip ettim.
Vi uma pequena nave desaparecer.
Onu takip ettim.
Eu segui-a.
Çünkü onu takip ettim.
Estive a observá-lo.
Onu takip ettim ve o beni buraya getirdi.
Saiu sozinho numa estação e eu segui-o até aqui.
Yarım blok kadar onu takip ettim ama sonra peşini bıraktım.
Fui atrás dele meio quarteirão, e desisti.
Ve... Ben de onu takip ettim.
E... eu segui-a.
Sokakta senden ayrıldıktan sonra onu takip ettim.
Depois que ele foi embora, eu o segui.
Dün onu takip ettim, ama sonra kaybettim.
Ontem, eu o segui, mas me perdi.
İlginç olduğunu düşündüm ve onu takip ettim.
Ela pareceu-me interessante. Segui-a.
Onu takip ettim ve öldürdüm.
Eu procurei o demónio e matei-o.
Bu sabah, buranın kuzeyindeki Asyalıların bölgesinde onu takip ettim.
Persegui-o através de um bairro asiático a norte daqui. - Koreatown.
üçüncü saldırgan kaçıyordu, ben de onu takip ettim.
O 3º atacante fugiu, eu persegui-o.
- Onu Londra'ya kadar takip ettim.
Segui-o para Londres.
Onu takip ettim.
Segui-o e na Sunset, virou para Oeste.
- Onu takip etmek için kırsalın yarısından fazlasını kat ettim.
Perdi muito tempo a persegui-lo através dos campos.
Tamam bekle.Onu takip ettim.
- Então...
Onu aylarca takip ettim. Ama yapmadım,... çünkü eski arkadaşlarından bazılarını tekrar bir araya getirmeye çalışıyor.
Mas não o fiz, porque ele anda a tentar reunir... alguns dos seus antigos amigos.
18 Square d'Anvers'de bir buçuk saat kadar takip ettim onu.
Segui-a até à Praça de Anvers, número 18... onde ela ficou por uma hora e meia.
- Onu evimden buraya kadar takip ettim.
- Segui-o até aqui.
Ben de onu çıkışa kadar takip ettim.
Só o segui até a saída.
Onu şehrin bir ucundan diğer ucuna takip ettim, Ve gittiği heryerde bu yabancı insanlarla buluştu.
Segui-o de uma ponta da à outra da cidade, e todos os lugares onde foi reunia-se com pessoas estranhas.
Onu uzun süre takip ettim.
Segui-o a maior parte do tempo.
Dışarıya çıktım, sonra Nancy'nin hayırevinden ayrıldığını gördüm ve onu evine kadar takip ettim.
Fui para a rua, depois vi-a sair da missão e segui-a até casa.
Onu sığınağından buraya kadar takip ettim.
Eu segui-o desde o covil que eles construíram.
- Onu stüdyoya kadar takip ettim. Ama çek geç kalmıştım. Onu durduramadım.
Segui-o até ao estúdio, mas não cheguei a tempo de o deter.
Kırmızı bir Corvette kullanıyordu. Onu Eski Fabrika Yolu'na kadar takip ettim ve sonra da kaybettim.
A Laura beijou-me e sussurrou-me o nome do assassino ao ouvido.
Onu Eski Fabrika Yolu'na kadar takip ettim ve sonra da kaybettim.
Segui-o até à Estrada da Velha Serração e depois perdi-o de vista.
Sebebini bilmiyorum ama onu hastanenin altındaki tünellere kadar takip ettim.
Segui-o até aos túneis debaixo do hospital.
Onu bir keresinde gölge gibi takip ettim.
Eu fiz-lhe sombra em tempos.
Onu kadınlar tuvaletine giderken gördüm ve takip ettim.
Quando a vi dirigindo-se à casa-de-banho das mulheres, seguí-a.
Kara Gorgiano şıvıştı. Onun İngiltere'ye kaçtığını öğrendiğimiz zaman, Olabildiğim kadar hızlı bir şekilde onu takip ettim.
Quando soubemos que vinha para Inglaterra, vim atrás dele assim que pude.
16 yıl onu takip ettim.
Persegui-o durante 1 6 anos, só para o ver passar-me a perna.
Onu kullanmayı kestim ve onları kendi gözlerimle takip ettim... başlangıç için böyleydi.
Por isso, parei de usá-la e, pela primeira vez, comecei realmente a vê-los.
Oliver'ı gördüm. Alışveriş merkezinin garajında. Birisiyle arabasını değiştirdi, onu takip ettim.
Vi o Oliver no centro, na garagem... e trocou de carro com alguém... eu segui-o até ao armazém de um serviço de entregas... e estavam a descarregar enormes caixas metálicas.
Neyse, onu Quark'ın mekana kadar takip ettim ve hemen sordum,
Por fim encontrei-a no Quark's e perguntei-lhe, à queima-roupa :
Onu bu kiliseye kadar takip ettim!
Tretas! Eu segui-a até esta igreja!
Onu buraya kadar takip ettim!
Eu segui-a até esta igreja!
onu takip et 39
ettim 71
onu tut 27
onu tanıyor musun 475
onu tuttum 22
onu tanımıyorum 162
onu tanıyorum 271
onu tanıyorsun 62
onu tanırım 44
onu tanıdın mı 25
ettim 71
onu tut 27
onu tanıyor musun 475
onu tuttum 22
onu tanımıyorum 162
onu tanıyorum 271
onu tanıyorsun 62
onu tanırım 44
onu tanıdın mı 25