Sekiz saat Çeviri Portekizce
727 parallel translation
Bu bayanlar günde sekiz saat bakıma alıyorlar.
Sou tratado por estas senhoras, oito horas por dia, senhor.
- Günde sekiz saat, Bay Curtis güzel kızların arasında.
- Ele està 8 horas por dia rodeado de moças.
Yarım saat sonra, sekiz saatlik bir seansı daha var.
Terá uma sessão de oito horas, daqui a meia hora.
Eğer ben bu zorluğa katlanıyorsam, Atın üstünde sekiz saat asılı duruyorsam.
Perdi as forças por ficar horas me segurando só com os joelhos.
Burada sadece sekiz saat çalışıyorsun.
Só passas aqui oito horas.
Şansın varsa sekiz saat uyursun.
Com sorte, dormes outras oito.
Diğer insanlarla başka şeyler konuşmak için... geriye tam sekiz saat kalıyor.
Isso deixa-te mais oito para falares... com outras pessoas sobre outros assuntos.
Evet. Sekiz saat sonra onu katırla getirdiler.
Trouxeram-na para cima numa mula, oito horas depois.
Günde sekiz saat.
Oito horas por dia.
En fazla on sekiz saat. Daha fazla değildir.
Dezoito horas no máximo, não mais.
On sekiz saat.
Dezoito horas.
Sadece sekiz saat zorluk çekeceksin.
Tu aguentas. Oito horas não é muito.
Bütün itirazlarımı sıralamam en az sekiz saat sürer.
Acho que nunca conseguiria enumerar todas elas em 4 horas. Preciso de 8.
USS Yorktown sekiz saat içinde bizi bekliyor.
A USS Yorktown aguarda-nos dentro de oito horas.
Bir sekiz saat daha alacak.
Vai demorar mais oito horas.
İstediğim şeyleri vermeniz için size sekiz saat veriyorum.
Vou dar-lhe oito horas para me dar as coisas que eu quero.
İstediğim malları vermen için sana sekiz saat veriyorum. Veya arkadaşlarını vururum.
Estou a dar-te oito horas para me entregares a mercadoria, ou eu apago os teus amigos.
Sekiz saat ve kırk dakika.
8 horas e 40 minutos.
Sekiz saat ve 34 dakika.
8 horas e 34 minutos.
Spock'ın beynini bulmak için zaman geçiyor - sekiz saat ve 29 dakika.
O tempo restante para encontrarmos o cérebro do Spock... 8 horas e 29 minutos.
Bu belgeler sekiz saat için başbakanımızın elinde olabilir.
Esses documentos podem estar na posse do governo dentro de 8 horas.
Zenitin kaybolmasının üzerinden sekiz saat geçti ve izini bulamadık.
Passaram-se oito horas desde que a zenite desapareceu e não temos sinal dela.
- Sekiz saat kadar.
- 8 horas. Porquê?
Sekiz saat önümüzde.
Levam umas oito horas de avanço.
Kırk sekiz saat içinde her şey çözülmüş olacak.
Em 48 horas... estará tudo dissolvido.
Mariana av partisi sekiz saat sürdü.
O ataque às Marianas durou apenas oito horas.
Sekiz saat sonra, tam olarak Almanya'nın yenilgisinden üç ay sonra Stalin'in söz verdiği gibi Rusya, Mançurya'daki Japon ordusuna saldırdı.
Oito horas depois, três meses após a derrota da Alemanha, e tal como Estaline tinha prometido, a Rússia atacava o exército japonês na Manchúria.
Denizaltılar, sekiz saat boyunca 25 saldırı düzenledi.
5 de Maio. Os U-boats lançam 25 ataques em oito horas.
Yaklaşık sekiz saat sonra Hong Kong'da oluruz.
Devemos chegar a Hong Kong daqui a umas... oito horas.
Saat sekiz.
Nós é que o vamos apanhar!
Saat sekiz.
Oito horas!
Saat sekiz gibi beni almaya gelip etrafa göz atabilirsin. Bunu sağlayabilirim.
Pode aparecer às oito e dar uma vista de olhos.
Pazar sabahı saat sekiz olmadan mı?
Antes das oito da manhã de domingo?
Benim süitte saat sekizde içki, sekiz buçukta da yemek yiyeceğiz.
Os cocktails são às oito e o jantar às 8h30, na minha suite.
Saat sekiz gibi başlayacaklardır.
Eles vão começar às 9 : 00h, de certeza.
Saat sekiz buçuk civarında.
Por volta das 20 : 30, julgo.
Ellen sekizde dedim ve daha saat sekiz olmadı.
Ellen, eu disse as 8 horas, e sera as 8 horas em ponto.
Ellen şu anda saat sekiz.
Ellen, sao 8 horas agora.
Sekiz, dokuz saat.
Oito ou nove horas.
Gün batımına sadece sekiz buçuk saat kaldı.
Só oito horas e meia antes do pôr-do-sol.
Saat sekiz Majesteleri.
Oito horas, Majestade.
Saat sekiz mi dedin?
Disse oito horas.
- Saat sekiz, Albay.
- Oito horas em ponto, Capitão.
Saat sekiz ama hava hala aydınlık.
- São 20h00 e ainda está de dia.
- Yedi saat ve sekiz dakika.
- Sete horas e oito minutos.
Yedi saat ve sekiz...
Sete horas e oito...
Akşam sekiz en çok izlenen saat olduğundan komediye devam.
As 20 horas é uma hora de pico de audiência, e mantemos a comédia.
- Saat sekiz oldu.
São oito horas, Sr. Vandergelder.
Saat sekiz oldu mu?
Oito horas já?
Akşam sekiz en çok izlenen saat olduğundan komediye devam.
As 8 horas são uma hora de pico de audiência, e mantemos a comédia.
Bugün 11 mart 1963, saat sekiz haberlerini veriyoruz.
Agora, as notícias das oito horas, a 11 de Março de 1963.
saat 170
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 16 49
saat 15 32
saat 12 139
saat kaç 1021
saat 6 229
saat 23 33
saat 4 173
saat 18 42
saat 9 217
saat 1 132
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 8 244
saat 21 38
saat 20 32
saat 07 28
saat 10 325
saat 13 39
saat 2 157
saat 22 41
saat 5 177
saat 8 244
saat 21 38
saat 20 32
saat 07 28
saat 10 325
saat 13 39
saat kaçta 135
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18
saat 17 40
saat 3 195
saat 19 45
saat 11 234
saat 7 206
saat 14 39
saatler 39
saat 06 26
saatim yok 18