Telefon et Çeviri Portekizce
238 parallel translation
Pekiyi, arada telefon et.
"Muito bem, telefone de vez em quando."
- Hadi hemen ona telefon et.
- Telefona já para ele.
Polis peşine düşerse telefon et.
E se não poder, telefona.
Aşağıdaki dükkana girip telefon et.
desce à loja e chama por telefone.
Sonraki trene biniyoruz diye telefon et, akşam yemeği 9 : 00'da olur ve 10 : 00 gibi de yatarız.
Mande um aviso de que apanharemos outro comboio. Jantar às 9 : 00 e na cama às 10 : 00.
Onlara telefon et. Onları ne zaman olsa görürüz. Yapamayız Jeffrey.
Telefona-lhes a desmarcar.
Ona derhal telefon et.
É melhor telefonares-lhe já.
Ara olunca bir telefon et istersen.
Liga-me no intervalo.
Bari telefon et de, seni üyeliğe almasını iste.
É melhor ligar-lhe no telefone, pedir-lhe para se juntar a ela.
Şefe telefon et.
Ligue-me ao Chefe de Pessoal.
Bir telefon et yeter.
Basta pedires.
Duruşmaya ara verilince ordunun psikiyatrına telefon et.
Logo que haja um intervalo, telefone ao psiquiatra do Exército.
Telefon et ve limanı kapatmalarını söyle.
Ligue para o controle, mande bloquear o porto.
Ona bir telefon et ya da uğra.
Telefona-lhe ou vai visitá-la.
İstersen telefon et.
Telefona-me, se quiseres.
Telefon bulalım ve telefon et.
- e fazer um telefonema.
Oraya çek ve telefon et.
Telefone de lá.
Dinle. Bence bir an önce telefon et.
Faça a chamada.
Telefon et, şehirdeki tüm kast ajanslarını ara.
Vai para o telefone! O casting vai começar. Fale com todos os agentes da cidade!
Ve bir dahaki sefere bana uğramak istersen, lütfen önce bir telefon et.
E quando decidires aparecer assim, por favor telefona primeiro.
Ara sıra bize telefon et.
Telefona-nos de vez em quanto.
Şu numaraya telefon et.
Fala para este número.
Telefon et.
Telefona-me.
David, telefon et!
David, telefona!
En azından bir telefon et!
Telefone-me ao menos!
Telefon et!
Telefone-me!
Şimdi annene telefon et.
Não vais ligar à tua mãe?
Bill, otomatik hatlarımızın kesilme olasılığına karşı bir telefon et.
Telefona para os Bombeiros, apesar do alarme automático.
Ona telefon et, söyle ona, bu gece gelemem.
Telefona-lhe, diz-lhe que esta noite não poderei ir.
Öyleyse onlara telefon et!
Está bem, Dou-lhes já uma telefonadela.
Oraya gidince bize telefon et.
Quando lá chegares, telefona,
Uzanıp, huzur içinde uyumama yardım et. Ben, günahkar, zina suçlusu... - Telefon etmelisin.
Deixa-me deitar e adormecer em paz que sou grande pecador...
- Telefon et hemen, Grigori Yefimoviç.
- É preciso telefonar. - Telefonar, Grigori Lefimavitch.
Babama, Bay Johnson'a ve Susan'a telefon et.
Telefone ao meu pai, ao Sr. Johnson e para Miss Susan.
Şimdi, ona telefon et... ve onu yarın evde görmek istediğimi söyle.
Chame-a, e diga que quero vê-la amanhã em casa.
Onunla kal ve kontrol edildiğinde telefon et.
Chamem quando ele entrar. Entendido.
Rapor istiyorum. Olağandışı ne olursa bana telefon et, gece, gündüz fark etmez.
Qualquer coisa fora do comum, telefona-me, dia ou noite.
- Ona telefon et.
- Telefona-lhe.
Rahibe abla, akşam duasından sonra yalnızlık çekersen, bana telefon et.
Irmã, se alguma vez se sentir só depois das orações, ligue-me.
Eğer canın bir şey isterse, telefon et ve sadece bize haber ver.
Se houver alguma coisa que queiras, pega no telefone e diz-nos.
Telefon et!
Corre! O telefone!
Telefon et.
Agarrem-se ao telefone.
Çadırları bilmek istiyorsan git izcilere telefon et.
Se queres falar sobre tendas, vai ligar para os escoteiros!
Emmon'ların evine git ve telefon et.
Vai até casa de Emmon e chega a um telefone.
Gelince bana telefon et.
Telefona-me quando chegares.
Bir kumar masasına oturduğunda arkadaşlarından biri dışarı çıkıp telefon ediyordu ve ne diyordu tahmin et.
Sentava-se a jogar as cartas um compincha saía da sala, telefonava-lhe, e depois imaginem só..
Polise telefon et.
- Telefonas para a polícia?
Evans City sınırları dışında ki telefon ve telgraf hatları kesilecek. Herhangi bir et ürününün geçmemesi için hava yolunu da kapadılar.
Os telefones e telégrafos foram cortados nos limites de Evans City, para evitar que os rumores se espalhem.
Oğlun bu akşam dışarı çıkacak. Telefon ediyormuş gibi yapacak. Onu takip et.
O teu filho vai sair esta noite... com o pretexto de usar o telefone.
Bana telefon et!
Eu vou sozinho!
Hiçbir durumda telefon bağlamanı istemiyorum. Hastaları ara ve bugünkü randevularımı iptal et.
Não me passe nenhuma chamada e cancele as marcações para hoje.
telefon ettim 16
telefon etmem lazım 17
telefon etmeliyim 19
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
telefon etmem lazım 17
telefon etmeliyim 19
etienne 37
ethan 178
etti 29
ethel 94
ettore 17
ettim 71
ettin 18
etme 17
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47
etkilendim 140
etmeyeceğim 40
etkileyici 234
etrafta 23
etmez 34
etmiyorum 100
etmedin 20
etmedim 69
etmem 47