Umarım rahatsız etmiyorumdur Çeviri Portekizce
123 parallel translation
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não me estar a intrometer. - O que é isso?
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Golly, espero não estar a interromper nada.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a incomodá-lo.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não estar incomodando.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não lhes incomodar.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a incomodar.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a intrometer-me.
Umarım rahatsız etmiyorumdur, Mandy, tatlım.
Pedi-te para não voltares a falar comigo. Podes ir-te embora?
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a interromper.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não incomodar.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não o vir incomodar.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não lhe incomodar.
- İyi günler. Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero que não estejamos a incomodar.
Umarım rahatsız etmiyorumdur ama hoşlanacağını düşündüğüm bir oyuncak daha buldum.
Espero não vir incomodá-lo, mas encontrei outro brinquedo que pensei que talvez gostasse.
Umarım rahatsız etmiyorumdur,... fakat görmemek elimde değildi. Yanınızda ne kadar yakışıklı bir genç adam var.
Espero não incomodar, mas reparei neste belo jovem que aqui está.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não estar a interromper. De todo.
Umarım rahatsız etmiyorumdur. - Hiç de bile.
Espero não estar a interromper.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Oh, Eu não vi você!
Umarım rahatsız etmiyorumdur, Bay Garibaldi.
Espero que não esteja a interromper nada, Sr. Garibaldi.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a perturbar-te.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur. - Oh, defol git başımdan! Bırak kafamı!
Espero não estar atrapalhando.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não incomodar?
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Eu espero que não esteja a interromper qualquer coisa.
Selam, bayanlar. Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Posso juntar-me a vocês?
Pardon, umarım rahatsız etmiyorumdur.
Perdão. Espero não interromper.
- Umarım rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não estar a incomodar.
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a interromper?
Hayır, Bay Barren ben Phillis, umarım rahatsız etmiyorumdur....
Não, Sr. Baron, é a Phillys da Imobiliária!
Umarım rahatsız etmiyorumdur.
Desculpa interromper.
Umarım rahatsız etmiyorumdur, ama şey, ben...
Eu espero não estar a interromper, mas...
Affedersiniz. Umarım rahatsız etmiyorumdur?
Desculpem, espero não interromper...
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, efendim.
Espero não estar a atrapalhá-lo, Comissário.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
Espero não o estar a incomodar.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar a interromper nada.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, ama öyle sıcak ki ter içinde kaldım.
Espero não o estar a incomodar, mas... faz tanto calor, que estou a assar.
- Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não te incomodar.
Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar atrapalhando-os.
Yukarı aşağı koşup rahatsız etmiyorumdur umarım.
Espero não estar a incomodar-te.
- Umarım sizi rahatsız etmiyorumdur.
- Espero não estar a incomodar.
Rahatsız etmiyorumdur umarım.
Espero não estar a incomodar.
Umarım, seni rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar lhe importunando.
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.
Espero não estar incomodando.
Umarım sizleri rahatsız etmiyorumdur, ancak... Bir gezi planlıyorum Kıraç Toprakların öbür ucuna doğru.
Espero não atrapalhar... mas planejo uma viagem à fronteira da Terra Árida... para ver a migração dos polkorinos e pensei..
Sizi rahatsız etmiyorumdur umarım. ama bir adam geldi. Pat, şu an sizin onu göremeyeceğinizi söyleyince, adam çıldırmaya başladı.
Não devia incomodá-lo, mas apareceu este homem, e, quando a Pat disse que não o via, começou a atirar com as fichas.
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur Bayan Astley.
Espero não a ter ofendido,
Umarım kimseyi rahatsız etmiyorumdur.
Espero não vir interromper nada!
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur fakat seni öbür tarafta gördüm ve... genelde bunu yapmam ama sana bir şey söylemek zorundayım.
Espero não estar a incomodá-lo, mas... eu vi-o de lá do outro lado e... normalmente não faço isto, mas quero dizer-lhe uma coisa.
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.
Espero no estar interrompendo.
Umarım seni rahatsız etmiyorumdur.
- Espero que não atrapalhe...
Umarım, rahatsız etmiyorumdur, ama isminizi manifestoda gördüm,... ve sadece bizim için yaptıklarınıza minnettar olduğumu söylemek istedim.
Espero que isso não seja muito controlador. Mas eu vi o seu nome na lista de passageiros. E eu realmente aprecio o que o senhor tem feito... por nós.
Bakın, ben... Umarım böyle birden gelip konuşarak rahatsız etmiyorumdur ama...
Olhe, espero que não se importe que tenha vindo aqui, mas...