Uzun süredir Çeviri Portekizce
4,317 parallel translation
Coulson, yardım ettiğini söyledi uzun süredir kayıp ailemi bulmaya işte. Yani teşekkür ederim.
O Coulson disse-me que estavas a ajudar, a encontrar os meus há muito perdidos pais, por isso, obrigada.
Beklediğiniz için teşekkürler, Bayan Banin.. Uzun süredir beklediğinizi biliyorum.
Obrigada por esperar, Sr.ª Banin, sei que demorou.
Uzun süredir içerideydin.
- Ficaste lá durante muito tempo.
Bensiz ne kadar uzun süredir düşünüyorsun?
Quanto tempo achas que ias durar sem mim?
Teknede yaşıyorsun yaptığın işi söyleyemiyorsun ve biliyorum uzun süredir baban olamadım ama korumacı yaklaşmamak elde değil.
Vives num barco, não me podes dizer o que fazes, e sei que não sou o teu pai há muito tempo mas é difícil não ser protetor.
Belki de bunu düşündüğümüzden daha uzun süredir planlıyordur.
Talvez andasse a planear há mais tempo do que imaginamos.
Doktor gittikten sonra,... uzun süredir saklı tuttuğum bu sır hakkında,... düşünmeye başladım.
Depois da doutora ter ido embora, comecei a pensar em todos os segredos que escondi... durante todo este tempo.
Uzun süredir onları bekliyorlardı.
Estão à espera das estátuas há muito tempo.
Uzun süredir.
Muito tempo.
Birbirimizi o kadar uzun süredir tanımıyoruz.
Nós não nos conhecemos à muito tempo.
Uzun süredir bu adamın peşindeyiz.
Andamos atrás deste indivíduo há muito tempo.
Uzun süredir gerçek bir randevuya çıkmamıştım.
Bem, eu só não ia a um encontro de verdade há bastante tempo.
Uzun süredir görmediğin Kanadalı kuzenlerinden olmasın?
Talvez seja um dos teus primos do Canadá.
Çok uzun süredir!
Por muito tempo!
Burada olmanızın bir nedeni de uzun süredir sihir ortağınız ve en iyi dostunuz Burt Wonderstone'dan ayrılmanız.
Está aqui, em parte, porque se desentendeu com o seu parceiro de magia e melhor amigo de há muito tempo, o Burt Wonderstone.
Uzun süredir görüşmedik.
Há muito que não nos vemos.
Hayır, uzun süredir bunu çekiyorum.
Não, já tenho isto há tempo.
Çok uzun süredir tanıdığın... ve yok etmek istediğin birine ne denir?
Como chamas alguém, que conheces há muito tempo... E sempre quiseste destruir?
Fazla uzun süredir çok çalıştım.
Eu trabalhei demais... durante muito tempo.
Çünkü uzun süredir ülkeniz benim için dost değiller.
Porque o seu país não é mais meu amigo
Uzun süredir kayıp ağabeyim.
O meu irmão desaparecido.
Uzun süredir yapmıyor bunu.
Já não faz isso há algum tempo.
Woodbury bu isme çok uzun süredir güveniyor.
Woodbury confiou nesse nome durante muito tempo.
Biliyorum şakalaşıyorduk, ama, demek istediğim, düşünüyordum, bilirsin, uzun süredir.
- Eu sei! Eu sei que estavamos, mas, quer dizer, tenho andado a pensar, muito.
Uzun süredir düşünüyordum.
Tenho andado a pensar muito.
O zaman neden uzun süredir şehri araştırıp duruyorsun?
Então porque procuras no campo há tanto tempo?
Uzun süredir boks ile ilgilenir.
Está no pugilismo há muito tempo.
Genelde aşağı tarafa odaklıyız ama uzun süredir diyordum ki oralara da...
Bem, estamos focados principalmente abaixo, mas venho dizendo há algum tempo que deveríamos tentar...
- Bekle. Çok uzun süredir sevişmiyoruz.
Já não fazemos sexo há séculos.
Eminim bunu söylemek için uzun süredir düşünüyorsundur.
Aposto que esperavas há muito para dizer isso.
Çok uzun süredir.
Muito, mesmo.
Her nekadar biz sen ve adı lazım değil ileden daha uzun süredir birlikte olsakta
Embora já estivéssemos juntos há mais tempo do que tu e o outro.
Teknik olarak birlikte olmamamıza rağmen, daha uzun süredir birlikteydik.
- Não estávamos tecnicamente... - Estávamos há mais tempo.
Aslinda bu ailede uzun süredir dogan ilk kizsin.
De facto, és a primeira rapariga nesta família desde há muito tempo.
Bu anın hayalini o kadar uzun süredir kuruyordum ki... -... böyle bir anda soyununca falan- -
Acho que tenho andado a sonhar com este momento há tanto tempo quando pudéssemos largar tudo...
O kadar uzun süredir o yaralarla yaşıyorsunuz ki artık orada olduklarını bile unuttunuz.
Tens vivido com elas há tanto tempo, que já nem sabes que estão lá.
Anladım. Uzun süredir uyuşturucu almıyorsun, değil mi?
Já sei, muito tempo sem o Amp?
Hayır demek istediğim, uzun süredir görmedik seni
Não, não. Eu quis dizer agradavelmente surpreso.
Aslında uzun süredir ayrılar.
Na verdade, eles estão separados há bastante tempo.
Sanırım bu uzun süredir bizimle gelen bu gelenek de bizimle beraber olacaktır ve nasıl olursa olsun kazanacağız.
Penso que temos uma grande tradição a nosso favor, e temos uma equipa corajosa, e de alguma forma, vamos conseguir.
Uzun süredir kayıp olan deli ablam bana film paslıyor.
A minha irmã psicopata há muito desaparecida está a vender-me um filme.
Uzun süredir birlikteydik.
Tivemos juntos durante muito tempo.
Taş parçası sahile düşmüştü uzun süredir denizde olmamış kadar dalga yarattı bu yüzden Doğu Sahili uluslararası sörfüyle meşhur.
Mas a rocha que atirou aterra na praia, criando tamanhas ondas que o mar nunca chegou a ser o mesmo, razão pela qual a costa leste é uma estância de surf internacional.
Ve insanlar uzun süredir anlatıyorlar o hikâyeleri.
E as pessoas conta-nas por aqui há muito tempo.
Ancak şu an uzun bir süredir Rupert'la birlikteyim.
Mas já estou com o Rupert há já tanto tempo.
Çok uzun bir süredir bunları aklımdan çıkarmıştım.
Tirei isto da cabeça por tanto tempo.
Bu uzun bir süredir en uzun ayrı kaldığımız an.
Há muito que não nos separávamos tanto tempo. Eu sei.
Benden daha uzun süredir burada.
- Ela?
Uzun bir süredir buralarda bu tarz bir şeyin olmasını bekliyorduk.
Esperávamos que algo assim acontecesse aqui há tempos.
İnanç ve Adalet Yasası'nın, uzun bir süredir en büyük hayalim olduğunu hepiniz bilirsiniz.
Acho que todos sabem que a Lei da Fé e Justiça é sonho que tenho há muito tempo.
Uzun bir süredir.
Há muito tempo.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun bir zaman 22
uzun mu 25