Uzun zaman olmuştu Çeviri Portekizce
299 parallel translation
Çok uzun zaman olmuştu.
Já lá vai tanto tempo.
Sanırım kilise çanlarını duymayalı uzun zaman olmuştu.
Creio que é o primeiro sino que ouço em meses.
İyi akşamlar Felix, uzun zaman olmuştu.
- Boa noite, Felix. Há quanto tempo!
Oyunculuk yapmayalı uzun zaman olmuştu. Ve daha önce hiç böyle önemli bir role çıkmamıştım.
Fazia muito tempo que eu não actuava e nunca tive um papel tão importante.
Uzun zaman olmuştu.
Passou algum tempo.
Beni böyle öpmeyeli uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que não me beijavas assim.
Julian'la beraber eve gitmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que eu e o Julian não vamos para casa juntos.
İzini kaybedeli o kadar uzun zaman olmuştu ki.
Há tanto tempo que não tínhamos notícias vossas.
Uzun zaman olmuştu.
- Soube a pouco.
Bunu yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que não fazemos aquilo.
Bu kadar büyük bir et parçası görmeyeli uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que não víamos um pedaço de carne tão grande.
Çok uzun zaman olmuştu.
Já faz tanto tempo.
Bu büyüklükte bir bezelye görmeyeli uzun zaman olmuştu değil mi güzelim?
Há muito tempo que não vês um feijão deste tamanho, amor?
Hey, bebeğim Batı Teksas Salon Fahişem olmayalı uzun zaman olmuştu.
Ei, baby, Já há tempos que não tinha uma puta de salão Texana.
Çok uzun zaman olmuştu.
Já faz tempo.
Uzun zaman olmuştu.
Não fazia isto há algum tempo.
John, uzun zaman olmuştu.
John, há quanto tempo não te via!
Bu işi yapmayalı uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que não fazia isto.
Görmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Meu Deus, havia séculos que não o via.
Kendimi bir yere ait hissetmeyeli çok uzun zaman olmuştu.
Já se passou muito tempo desde que eu tive um lugar onde pertencia mesmo.
Uzun zaman olmuştu.
Já lá vai bastante tempo.
Uzun zaman olmuştu. Seni özledim.
Passou muito tempo, e tive saudades tuas.
Uzun zaman olmuştu.
Já passou muito tempo.
Uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo.
Uzun zaman olmuştu.
Há quanto tempo.
Çok uzun zaman olmuştu.
Passou tanto tempo.
Birileri bana inanalı uzun zaman olmuştu.
Já faz um tempo desde que alguém acreditou em mim.
Görüşmeyeli uzun zaman olmuştu.
Fazia tempo que não os via.
Benim için de çok uzun zaman olmuştu.
Também para mim faz muito tempo.
Çivilenmeyeli uzun zaman olmuştu.
Já à muito tempo que não és "Neil-ado".
Birini istemeyeli uzun zaman olmuştu.
Há muito tempo que não desejava alguém.
Uzun zaman olmuştu, değil mi?
Há quanto tempo né?
Uzun zaman olmuştu.
Já passou uns tempos.
Hey, Phoebe, uzun zaman olmuştu.
Olá, Phoebe, há quanto tempo.
Düşünüyordum da böyle harika bir gece geçirmeyeli uzun zaman olmuştu.
Estive a pensar. Há muito tempo que não passávamos uma noite tão linda.
Biri tarafından anlaşılmayalı uzun zaman olmuştu ama sonra sen geldin.
Já tinha desistido há muito tempo de ser conquistado por outra pessoa... e depois tu apareceste.
Bu salonu rezil etmeyeli uzun zaman olmuştu.
Já faz tempo desde que nos desgraçou.
- Uzun zaman olmuştu.
- Simon, San Severa já foi há muito tempo. - Dois anos.
Bu maskeyi takmayalı uzun zaman olmuştu.
Já a muito tempo que não a usava...
Bu ismi duymayalı uzun zaman olmuştu.
Nossa, eu não tenho ouvido aquele nome faz muito tempo.
- Evet, uzun zaman olmuştu. - Ya.
Sim, passou tanto tempo.
Bunu yapmayalı çok uzun zaman olmuştu. Evet.
Há muito tempo que não fazíamos isto.
Zaten uzun zaman olmuştu.
Já não a vejo há uns tempos.
Chuck'ın toprağa, hasada ve meyveye duyulan saygının. şehvetle ölçülebileceği fikrini tartışmayı bırakalı uzun zaman olmuştu.
E Grace tinha à muito desistido de discutir com Chuck a sua opinião sobre o cultivo. Em que colheita e o fruto podiam ser medidos nas mesmas proporções de carnalidade.
Bilemezsin, kalbim böyle çarpmayalı o kadar uzun zaman olmuştu ki.
Fazia muito que não ficava assim.
Alec Barb'ı kurarken çok düşmanı olmuştu ama bu uzun zaman önceydi.
O Alec fez muitos inimigos quando criou o Barb, mas isso foi há muito tempo.
Kafamın içinde, sadece geçmişte yaşadığımı fark ettim çünkü kendimi iyi hissetmemi sağlayan her şey uzun zaman önce olmuştu.
Lembra-me sempre o passado porque isso me ajuda a sentir melhor. E é assim há muito tempo...
Uzun zaman önce anneniz ve benim yakın bir ilişkimiz olmuştu.
Há muitos anos, a sua mãe e eu tivemos uma relação muito chegada.
Birileri bizi biryerlere davet etmeyeli uzun zaman olmuştu.
Faz muito tempo que alguém nos convidou para algum lugar.
Ama hala serbest bir kernel yoktu kernel yapmaya başladığımız son şey olmuştu ve uzun zaman önce başladığımız falan yoktu
Mas ainda não existia um kernel livre. Aconteceu do kernel ser uma das últimas coisas a começarmos a fazer e nós começamos a desenvolvê-lo há pouco tempo.
Uzun zaman önce olmuştu, adamı tanımıyorum bile.
! Aconteceu há 100 anos! Mal conheço o homem!
uzun zaman oldu 409
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman önce 180
uzun zaman 39
uzun zamandır 69
uzun zamandır görüşmedik 21
uzun zaman önceydi 90
ölmüştü 64
ölmüştür 17
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun bir süre 39
uzun süre 24
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun bir gündü 31
uzun bir süre 39
uzun süre 24