Uzun vadede Çeviri Portekizce
409 parallel translation
Uzun vadede bunun ekonomik olduğunu da söylüyor.
Diz que acaba por ser económico.
Uzun vadede benim için daha sağlıklı olacağını düşünüyorum.
Imagino que no final será mais saudável para mim.
Uzun vadede yok.
Não em última análise.
Böyle şeyler çok zor olabilir. Ama öyle bir şey uzun vadede asla yürümez.
Essas coisas podem ser muito duras... mas nunca resultam a longo prazo.
Uzun vadede hiçbir şey fark etmez, demiştin.
"A longo prazo, não faz diferença."
Uzun vadede kendi başına altından kalkamazsın.
Não vai conseguir fazer tudo sozinho.
Uzun vadede, Mars ve Venüs yeterli olmayacak.
Não nos vamos contentar por muito tempo com Marte e Vénus.
Fakat uzun vadede, en iyisi bu.
é o melhor.
Uzun vadede temel stratejisi, müttefik kuvvetleri Almanlar ile teçhizat ve asker sayısı bakımından eşitlenene dek yani en azından 1941'e dek beklemekti.
A estratégia de longo prazo consistia em esperar até os aliados igualarem os alemães em número e equipamento, antes de lançar uma grande ofensiva, apesar de isso implicar ter de esperar até 1941.
Hepsi bu yaşadığımız çılgınca hayat yüzünden. Kimse bunun bizi fiziksel olarak nasıl etkilediğini bilemiyor. Uzun vadede ne olacağını da.
Com esta vida louca que levamos, quem sabe até que ponto nos afecta a longo prazo, fisicamente?
Ve uzun vadede bu, başka birisi olmaktan daha iyidir hatta Marcellus ya da Marcus Agrippa olmaktan bile.
E a longo prazo, isso é melhor que ser qualquer outra, seja a de Marcelo ou a de Marco Agripa.
Sïrtïnda bu varken, ölmüs olmasï uzun vadede iyi.
Com isto dentro dele, é melhor que esteja.
Uzun vadede, canavara bu krallıkta eşi görülmemiş bir refah dönemi borçlu olduğumuzu göreceğiz.
A longo prazo verão que devemos ao monstro um período de prosperidade sem precedentes neste Reino.
Korkunç hissediyor ama yaşayacak. Uzun vadede önemli olan bu değil mi?
Quer dizer, sente-se muito mal, mas cura-se. isso é que conta, certo?
Uzun vadede bu gibi görevlerin önemi insanlığı çok gezegenli bir türe dönüştürmekten az değildir.
Com o tempo, o significado de tal missão, não é nada menos do que, a conversão da humanidade, para dentro de uma espécie multiplanetária.
Hepimiz biliyoruz ki... Uzun vadede, köpekle yaptıklarımız uygun.
Todos nós sabemos... que a longo prazo, o que estamos a fazer a este cão é correcto.
Sanırım uzun vadede bana teşekkür edeceksiniz.
Acho que vão acabar por me agradecer.
Bak, Bunu senin için kolay olmadığını biliyorum ama uzun vadede... beni işe aldığına sevineceksin.
Compreendo. Eu sei que isto não é fácil, mas, com o tempo, vai ficar contente por me ter contratado.
Benim gibi zavallı bir asker için, uzun vadede sessiz kalmak, hırsları zedelemeye başlıyor.
Faz um soldado pensar em recuperar as velhas ambições.
Polisi haberdar etmek demek, uzun vadede, kamuoyuna duyurmak demek.
Informar a Polícia, significaria informar a opinião pública.
Evet, uzun vadede yanar. Ama kısa vadede titreşimin hızlanmasına sebep olur.
Esse seria o resultado final, mas o resultado imediato seria uma violenta vibração secundária.
Uzun vadede bu kesintiler şirketin asli değerine zarar verir.
A longo prazo, esses cortes vão prejudicar o valor inato da companhia.
Gördün mü, Willie? En azından güzel tarafı da bu. Uzun vadede sana para tasarrufu sağlayacak.
Bem Willie, pensando bem, a longo prazo vai poupar-te muito dinheiro.
Diğer konu da gıda toptan satışları,... uzun vadede iyi bir sektör.
ELE MINTA O último tráfico da venda de comida para atacadistas, um bom item por agora.
Hepsi gibi, uzun vadede bağımlılık yapıyor. Ama zararsız bir sarhoşluk.
E vicia, como todas as pedradas no longo prazo, mas que não nos faz mal.
Çünkü uzun vadede verdiği zarar reddedilemez.
Não posso negar que não me faz bem a longo prazo.
Ama oyun, uzun vadede ancak gerçekten becerikli olanın...
Mas, a longo prazo, o jogo está preparado para que apenas os talentosos...
Eğer o acıyı görmezden gelmeye çalışırsak uzun vadede kendimizi daha zora sokarız.
Se tentamos evitar essa dor, isso resultará ser mais difícil.
Benim tüm durumu, uzun vadede geniş olarak görmem lazım.
Preciso de uma perspectiva situacional completa, a longo-prazo e total.
Oynaşmaya başladık ilk seferdi ve olayın başlarıydı ki bende vuku bulmak üzere olan ve karşılanması uzun vadede cinsel diyardaki her şeyin üzerinde olan, bağırsak ihtiyacını algılamaya başladım.
Começámos a curtir, era a primeira vez e ainda estava numa fase inicial... E começo a aperceber-me de um iminente requisito intestinal,... cuja urgência vai ultrapassar em muito... tudo o que tenha a ver com o campo sexual.
Uzun vadede ertelediğimizin farkında... Bizim için en kötüsü bu...
Percebe que, quanto mais atrasarmos, pior será para nós e para os nossos
Uzun vadede, ısıran ben olurum.
Na longa perseguição, sou eu quem morde.
Uzun vadede, sıkıntıdan patlayacaksın.
Na longa perseguição, estarias aborrecido de morte.
Uzun vadede kullanım bağımlılık yapabilir.
Uso a longo prazo pode resultar em vício.
Parazitin uzun vadede neler yapacağını bilmiyoruz. Kalıcı bir psikosa sebep olabilir.
A exposição prolongada ao parasita, pode provocar-lhe uma psicose permanente.
Ölümün sebebi olman uzun vadede çok işe yarayacak.
Vai acabar por te fazer bem.
- Uzun vadede kimse fazla nazdan hoşlanmaz. - Gel hayatım.
In the long run, nobody likes a tease.
Uzun vadede anlar elbet iyiliğimi.
Não, no fim vai agradecer-me nas suas orações.
Bunların hepsi de uzun vadede etkili zehirler.
que são venenos acumulativos.
Kısa bir süre belki ama uzun vadede kalmazlar.
Por um bocado, sim, mas não a longo prazo.
Ama şimdi görüyorum ki, Federasyonun varlığı uzun vadede güvenlik ve gelişme için çok önemli.
Mas agora, vejo que a presença da Federação aqui é essencial para a nossa segurança e crescimento a longo prazo.
Şimdi Kardasyanlara saldırmak sadece çatışmayı tırmandırır ve uzun vadede barış yapmak daha pahalıdır.
Atacar os cardassianos agora só vai escalar o conflito e tornar a paz no longo prazo muito mais cara.
her ne yaptıysanız, suçlamalarınız her ne ise uzun vadede bunların hiçbir anlamı yok.
O que quer que tenha feito, sejam quais forem as acusações, nada disso interessa a longo prazo.
Ama biliyorum ki uzun vadede Sir Arthur yaşamını sürdürüyor.
Mas na sua demanda por justiça, sei que a memória de Sir Arthur vai perdurar.
Curzon bir zamanlar bana bir Klingonla uzun vadede başa çıkabilecek tek kişinin başka bir Klingon olduğunu söylemişti.
O Curzon disse-me certa vez que, a longo prazo os únicos que podem realmente lidar com os klingons são os klingons.
Uzun vadede senin için çok daha sağlıklı olacağından emin olabilirsin.
De certeza que será mais saudável a longo prazo. Não digas.
Demek istediğim eğer ona bizimle gelmeyeceğini söylesek........ başta hayal kırıklığına uğrar ama uzun vadede bu en iyi şey olur.
De qualquer modo, estava a pensar que se Harry ficasse aqui, e fossemos sem ele, ele talvez ficasse decepcionado por algum tempo, mas penso que afinal talvez fosse melhor.
Uzun vadede ölmeye değecek bir şey yok.
A morte não é um negócio a longo prazo.
'Duygulara'göre ise kalbinin sesini dinlemeli ve erkeklerin uzun vadede tek bir kadına bağlanamayacağı kanıtlandı.
Emoção diz para seguir o coração. Ele não ama uma mulher por muito tempo. Pessoalmente, eu inclino-me para a ciência.
İyi değer verir, uzun ya da kısa vadede.
Rende bem a curto e longo prazo.
Bu makine uzun vadede tasarruf yapmamızı sağlayacak.
Conheço aquela mão.
uzun hikaye 160
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22
uzun hikâye 43
uzun zaman oldu 409
uzun bir gece olacak 26
uzun bir hikaye 19
uzun boylu 135
uzun bir yol 26
uzun lafın kısası 39
uzun mu 25
uzun bir zaman 22