Yardımcım Çeviri Portekizce
8,453 parallel translation
Yardımcım ve ben Arkeoloji Tarihi Topluluğu ve İngiliz Müzesi adına buradayız.
O meu colega e eu somos da sociedade histórica e arqueológica e do museu britânico.
- "Tanrı yardımcım olsun"
"Com a ajuda de Deus".
- Tanrı yardımcım olsun.
Com a ajuda de Deus.
Abaq Saat 15 : 00'te direktör yardımcımızla buluşacak.
Abaq vai encontrar-se com o nosso director às 15h00.
- Bu da yardımcım Wanda Cohen.
Este é o meu co-piloto Wanda Cohen.
Bence Senatör Ross yeni Başkan Yardımcımız olmak için son derece nitelikli biri.
Acho que a Senadora Ross é muito qualificada para ser a nossa próxima vice-presidente.
Tanrı yardımcım olsun.
- Que Deus me ajude.
George Washington ve adamları yardımcılarıyla buluşmak ve asi zaferini kutlamak için atlarını New York'a sürdüklerinde bu geride kalanlarımızın umutlarını öldürdü.
Quando George Washington e os seus homens foram até Nova Iorque para se encontrarem com os seus aliados, e celebrar a vitória dos rebeldes, acabaram com a esperança daquele de nós que ficaram para trás.
Bunlar da benim yardımcılarım.
Estas são as minhas servas.
Farkında mısın bilmiyorum ama ben artık Dekan Yardımcısı değilim.
Não sei se já estás ciente mas já não sou mais a vice-reitora.
Ve kazandığında, eminim... Başkan Yardımcısı ben olacağım.
E quando ela ganhar, tenho certeza de que serei a vice-presidente.
Her şekilde yardımcı olmaya hazırım.
Quero ajudar da melhor forma que for possivel.
Ve ihtiyanız olan her konuda yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
E ficaria feliz de o poder ajudar... com tudo o que você precisar.
Ben de onun yardımcısı olmak için yalvarırdım. Ve sessizce, ipler benim elimde olurdu. Dick Cheney gibi.
E depois teria que implorar-lhe para ser sua segunda em comando enquanto por tás puxaria seus cordelinhos como o Dick Cheney.
Bi'isim bulmasına yardımcı olalım.
Temos de a ajudar com o nome.
Yardımcı olayım :
Eu vou ajudar-te.
- Yani şimdi yardımcı avukat mı oldum?
- Agora sou uma colaboradora?
Yapacağım, çünkü ben bir yardımcı avukatım ve aynı zamanda profesyonelim ve bu da şu anlama geliyor ki, işimi yapabilmek için kişisel meseleleri bir kenara koymaya ehilim.
Vou fazê-lo porque sou uma colaboradora e sou uma profissional, o que significa que consigo esquecer o que é pessoal de modo a fazer o meu trabalho.
Pardon, Bayan Profesyonel. Sana diğer bütün yardımcılara davrandığım gibi davranmamı istemiştin. - Şimdi öyle davranıyorum.
Querias que te tratasse como os outros colaboradores.
"Eski Ahit'in üçüncü kitabı" nda da yardımcı olayım mı?
Deverei fazê-lo com "Levítico" também?
Notlar alıp, buradaki zencilerle iletişime geçmeme ve girişimi düzenlememe yardımcı olmana ihtiyacım var.
Preciso que tome notas e que comunique com os colonos negros e me ajude a organizar a empreitada.
- Efendim yardımcı olabilir miyim?
M. Sra. Tem a certeza que não quer a minha ajuda?
Yardımcı olayım.
Permita-me que a ajude.
Yeri gelmişken, umarım okumuşsunuzdur. Başkan Yardımcısının istifa mektubu ve federal ofis tarafından reddi. Ben onun yerine imzalamadan önce.
Por falar nele, achei que gostavas de ler a carta de demissão do vice-presidente e a renúncia ao cargo federal antes que eu a leve para ele assinar.
Tamam, sadece bana yardımcı olacak birine ihtiyacım var ve bana yardımcı olmak isteyen kişi bir erkek oluyor.
Está bem, eu só preciso de alguém para ajudar-me e a pessoa que quer ajudar-me por acaso é um homem.
Bu hareketi, Suudi Arabistan hükümetinin, anavatanlarını korumalarına yardımcı olmak için yaptım.
Eu estou nesta missão para ajudar o governo saudita na defesa da do seu território.
Sanırım bu konuda yardımcı olabilirim.
Acho que posso ajudá-lo com isso.
Mitlerde, efsanelerde ve şarkılarda her daim hatrımızda kalsın muhteşem Falcon ile güvenilir yardımcısı Hawkeye!
Serão sempre lembrados em mito, lenda e música o grande Falcão e o seu parceiro, Gavião Arqueiro!
Birlikte başladığımız elli yardımcı avukattan kaç tanesi ortak olur diye sormuştun.
Perguntaste quantas das 50 pessoas que começaram seriam sócias. Sabes que mais?
Gerçi yardımcılarım genelde onları bana göstermiyor.
Os meus assessores normalmente não costumam mostra-me, no entanto.
Paige ise dünyayı anlamamıza yardımcı olurken biz de onun dahi oğlunu anlamasına yardım ederiz.
E a Paige traduz-nos o mundo enquanto a ajudamos a entender o seu filho génio.
Yale'de sınıf birinciliği, Georgetown Hukuk B.M. İnsan Hakları Konseyi'nde Başkan Yardımcılığı... -...
Estudou em Yale, direito em Georgetown, subsecretária do CDH da ONU,
- Yardımcı olayım Bay Carson.
- Deixe-me ajudá-lo, Mr. Carson.
O zaman sana yardımcı olalım.
Deixe-nos ajudá-la com isso.
Bir düşünelim. Orta okul müdür yardımcısı, polis, spor hocası. Bölge üniversitesi öğrencisini de unutmayalım.
Há uma vice-diretora de uma escola, um polícia, um instrutor de ginásio e não esqueçamos a aluna.
Kai ile takılacaktım ve hiç bir şey yapmadın.Bu yardımcı olacaktır.
- Obrigado. Vou sair com a Kai e preguiçar. Isso vai ajudar.
- Evet, lütfen, yatırımıma resim tarihi ile para kazanamayacağını söyleyebilirmisiniz? Pardon, yardımcı olabilirmiyim?
- Desculpem, posso ajudar?
Yardımcı olabileceğim başka bir konu var mı?
Posso ajudar em mais alguma coisa? Não, Comandante.
Bu sınıfın öğretmen yardımcısıyım ama yılanlardan çok korkarım ve...
Sou a professora assistente desta classe. Tenho medo de cobras, e...
Bu yeni ilişkiyi idare etmemize yardımcı olacak bir kılavuza ihtiyacımız vardı.
Precisávamos de um guia para nos ajudar a navegar nesta nova relação.
Başkan yardımcılarımın beni devirmeye çalışmasından bıktım.
Estou farto de vice-presidentes a tentar derrubarem-me.
Sen ise genç, karizmatik ve Latin bir kadını ABD Başkan Yardımcısı mı yapacaksın?
Agora vais escolher alguém jovem, carismática, mulher, latina e vais fazê-la vice-presidente dos Estados Unidos.
Çünkü az önce basın tarafından arandım, Rosalyn Mendez'in başkan yardımcılığı ile ilgili yorum istendi.
- Porquê? Porque recebi uma chamada do The Times a pedir para comentar sobre a Rosalyn Mendez para vice.
Bu hic yardımcı olmuyor. Benim ne yaptıgımı zannediyorsun?
- O que achas que eu fiz?
Evet, sanırım en azından kaptan yardımcısı olmalıyım.
Sim, acho que pelo menos devo ser o co-Capitão.
Kitabımı bulmama yardımcı olmak için. Parçaları devreye soktu ve mühürlerini bozdu.
Ele tratou de tudo para ajudar-me a encontrar o meu livro e quebrar os selos.
Üç yıl önce, varlığımın en dip noktasından kurtulmama yardımcı oldun.
Há três anos atrás, ajudaste-me a chegar ao ponto mais baixo da minha existência.
Endişelenme. Fawn tam potansiyelime ulaşmadığımı görmemde bana yardımcı oluyor.
A Fawn está a ajudar-me a ver que ainda não atingi o meu potencial.
Kardeşim, ben orta okulda müdür yardımcısıyım.
Eu sou vice-diretora de uma escola preparatória.
Evet Senatör Ross bugün çok iyi bir konuşma yaptı ama kaynaklarım bana onun yeni Başkan Yardımcısı olmak için gerekli oya sahip olmadığını söylüyor.
A Senadora Ross articulou-se muito bem hoje, mas fontes dizem-me que não vai ter votos o suficiente para ser vice-presidente.
Müdür Yardımcısı Cooper'ın anlattıklarımı onaylayacağına şüphem yok.
Não tenho dúvidas que o Director Cooper confirmará os meus relatos.
yardım 237
yardımcı 24
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardım etmek istiyorum 79
yardım edebilir miyim 558
yardımcı olabilirim 30
yardımcı 24
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardım etmek istiyorum 79
yardım edebilir miyim 558
yardımcı olabilirim 30
yardıma ihtiyacınız var mı 48
yardıma ihtiyacım var 172
yardıma ihtiyacın var mı 120
yardım etmeme izin ver 21
yardım eder misin 112
yardım et bize 19
yardım etmemi ister misin 18
yardım edin bana 78
yardım lazım mı 65
yardım et bana 317
yardıma ihtiyacım var 172
yardıma ihtiyacın var mı 120
yardım etmeme izin ver 21
yardım eder misin 112
yardım et bize 19
yardım etmemi ister misin 18
yardım edin bana 78
yardım lazım mı 65
yardım et bana 317