English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çok

Çok Çeviri Portekizce

831,422 parallel translation
Dedi ki, "Yanımda yatarken eski karına mesaj atmak çok büyütülecek bir şey."
Ela disse : "Mentir-me na cama e mandar SMS para a ex-mulher é demais."
Tekrar edecek çok kelime var.
Muitas palavras para repetir.
Çok mu ses yapıyorduk?
Fizemos muito barulho?
Çok lifli bu.
Isso tem bastante fibra.
Pekala çok bilmiş, bazı insanlar buna ilişki diyor.
Bem, Solitary Sue, a isso chama-se estar numa relação.
Dün gece gerçekten çok şeydin.
Portaste-te bem ontem à noite.
Çünkü o çok yaşlı ve onun bakımıyla ilgilenmek benim için zor oluyor.
Ele é muito velho, e é difícil cuidar dele nesta cadeira.
Çok yaşlı köpeğiyle.
Com o velho cão dele.
Çok harika bir mobilya zevkin var bu arada.
Já agora, você tem uma óptima mobília.
- Çok tatlı.
- Ele é tão querido.
- Çok komik.
- Muito engraçado.
Çok işi vardır.
Ele dá muito trabalho.
O yüzden bu bilişsel çok önemli.
Por isso a cognitiva é muito importante.
Tarayacak çok alan var.
Temos muito terreno para cobrir.
Çok başarılılar, okulu sınıf birincisi olarak bitirmişler.
Estudantes excepcionais, graduados como primeiros da classe.
İlk yardım yapmayı düşündüm, ama çok fazla kan vardı.
E pensei em tentar fazer uma massagem cardíaca, mas havia tanto sangue.
Çok çalışkan biriymiş.
Era trabalhador.
Ayrıca gerçekleri çok pahalı.
E são caras...
Şüpheli niye çok başarılı gençlerden kafası güzel bir aylağa geçmiş?
Porque o suspeito passou de estudantes de sucesso para um drogado preguiçoso?
Her şey çok hızlı oldu. Peki ya sen?
- Aconteceu tudo tão rápido que...
Buna bir de Meksika'da olanların korkunç anısı eklenince otelde olanları hatırlamak çok daha zor oluyor.
Combinado com a terrível memória do que aconteceu no México, torna a reconstrução do que se passou no motel mais difícil.
- Çok acıkmış olmalısın.
Deves estar faminta.
Çok basit bir şeymiş ama kalabalığın hoşuna gitmiş.
Foi bastante tolo na verdade, mas caiu no gosto do povo.
Artık çok geç.
É tarde demais para isso.
Sen- - - Bekle. - Çok paranoyaksın.
- És tão paranoico.
Çok derin bir şekilde yanlış değerlendirdiğin bir adam sonuçta.
Um homem que ajuizou tão mal.
Dembe Zuma gibi bir adamın şiddetli sadakatini gerçekten çok az kişi anlayabilir.
Poucos entendem a tenacidade de um homem como o Dembe Zuma.
Ve açıkçası, onlara takip etmek için çok motive edilmiş iki taraf.
E, claramente, há duas partes muito motivadas em segui-las.
Çok kolay.
É demasiado fácil.
Çok üzgünüm.
Lamento imenso.
Aram'la ilk tanıştığımda çok tedirgindi.
Quando conheci o Aram, ele era tão inibido.
Teşekkür ederim. Çok teşekkürler.
Muito obrigado.
Bu çok fazla maruz kalmış.
Este deixa-nos expostos.
Ve eğer çok yakınlaşsaydık bana ne yapacağından da.
E o que me faria se nos aproximássemos demasiado.
Çok tehlikeli ve kesinlikle acımasız olduğunu söyledi.
Disse que era muito perigoso e absolutamente implacável.
Kate de çok tehlikeli... ve kesinlikle acımasız.
A Kate também é muito perigosa. E absolutamente implacável.
Bu şey çok hızlı.
Esta coisa é rápida.
Anka Filosu, sizin hakkınızda çok şey duyduk.
Ouvimos falar muito sobre vocês, Esquadrão Phoenix.
Ekibim elinden gelenin en iyisini yaptı fakat bize devam etmemiz için çok fazla bilgi vermediniz.
A minha equipa fez o melhor que podia, mas vocês não nos deram muita informação como proceder.
İsyan için çok değerli bir kargo taşıyoruz ve İmparatorluk onu çok istiyor.
Transportamos carga altamente valiosa para a Rebelião... e desesperadamente desejada pelo Império.
Her zaman sorunlarınızı çok uzağınızda bırakabiliyorsunuz.
Podem sempre deixar os problemas para trás.
Çok az yardımım oldu.
Um pouco já foi feito.
Orada yıldızlar şekilleniyor. Çok yaklaşırsanız yanarsınız.
Há estrelas a formarem-se, cheguem perto e vão queimar-se.
O kalkanlar çok güçlü.
Estes escudos são muito fortes.
Çok hızlılar.
São muito rápidos.
O çok hızlı.
É muito rápido.
Bu çok etkileyici bir istek listesi Senatör.
Essa é uma impressionante lista de exigências, Senadora.
Çok uzun zamandır İmparatorluk'un zorbalıkla özgürlüğümüzü elimizden aldığını izledim güvenliğimizi ortaya atarak özgürlüğümüzü engellediğini.
Durante muito tempo, assisti à mão pesada do Império, estrangular as nossas liberdades, sufocando-as em nome da garantia de nossa segurança.
Çok iyi organize edilmiş.
Tão organizados.
Hayır, ama buralar çok rüzgarlıdır.
Não, mas aqui faz muito vento.
Kalbim çok hızlı atıyor.
O meu coração está acelerado.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]