English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ç ] / Çok uzun değil

Çok uzun değil Çeviri Portekizce

366 parallel translation
Çok uzun değil.
Não muito.
Paul, Whitey'den çok uzun değil yani ona ateş ederken ya avizeden sarkıyordu ya da sandalyeye çıkmıştı.
O Paul é só um pouco mais alto que o Whitey, por isso, acho que devia estar pendurado no candeeiro, quando lhe deu o tiro, ou me cima duma cadeira.
Kış çok uzun değil mi?
O Inverno é mesmo longo, não é? Parece longo,
- Çok uzun değil.
- Não foi muito.
- Namlusu çok uzun değil mi?
- O cano não é longo de mais?
Beş dakika çok uzun değil.
Não acho que cinco minutos seja muito tempo.
- Çok uzun değil.
- Não muito.
" Süre çok uzun değil.
Não é uma longa estadia
Çok uzun değil.
Não há muito tempo.
Çok uzun değil, çok kısa da değil.
Não muito alta, mas também não muito baixa.
Çok uzun değil.
- Não por muito tempo.
Çok uzun değil.
- Não muito.
- Hayatını düşünecek olursan... -... bu süre çok uzun değil.
É pouco, na totalidade da sua vida.
Sorun şu ki, raf ömürleri çok uzun değil.
O problema é que têm um prazo de validade muito curto.
Çok uzun süre değil.
- Não é há muito.
Çok uzun sürmedi, değil mi?
Não demorou muito não é?
Çok uzun değil.
Não há muito.
Wilma, sen ve ben uzun zamandır birbirimize çok yakın olduk, öyle değil mi?
Wilma. Nós já somos íntimos há muito tempo, certo?
Bu gidişle çok uzun sürmeyecek, öyle değil mi?
A este ritmo não vai demorar muito, pois não?
Doğru, bir zamanlar fırıncıydım. Ama çok uzun süreliğine değil.
Eu também fui padeiro, passou-me muita massa entre as mãos.
Çok uzun zamandır değil, Bir buçuk yıl kadar.
Não há muito. Cerca de um ano e meio.
- Beş gün uzun değil, bekler. - Cok uzun.
- Isso pode esperar cinco dias.
Eskiden Dünya böyleymiş. Çok uzun bir süre önce de değil.
Era assim a vida na Terra, não há muito tempo atrás.
Çok uzun sürmedi, değil mi, bayım?
Não demorei muito, pois não, senhor?
Burası çok uzun zamandır senin evin değil, asi.
Porquê? Há cerca de três anos que esta não é a tua casa, rebelde.
Missouri'den buraya çok uzun bir yoldasın, değil mi?
Estás um bocado longe do Missor, não?
Çok, çok uzun zaman önce,.. ... fazla uzakta değil, bir Carmelite manastırında,..
Aconteceu há muito tempo, não muito longe daqui, num convento de carmelitas.
Ooo, çok uzun yaşamak isteyenler için iyi değil.
Certas pessoas não foram feitas para viver muito tempo...
Çok uzun kalmayacak, değil mi?
- Ela não vai estar muito tempo fora.
- Uzun süre çok soğuk kalmıyor, değil mi?
Bem fresco...!
Çok uzun zaman oldu, değil mi Kizzy?
Já lá vai algum tempo, não, Kizzy?
Altı ay çok uzun bir zaman değil.
Seis meses não é assim tanto tempo.
- Çok uzun süre değil. 1 ay.
- Não por muito tempo. Um mês.
Bu çok... çok uzun bir zaman, değil mi?
Bem, i-i-i-isso é um longo tempo, não é?
24 saat balayı için çok uzun süre değil, değil mi?
24 horas não é muito para uma lua-de-mel, pois não?
Çok uzun, çok genel ve girişi de iyi değil.
É muito tempo e geral. E a melhor frase é a do homem forte.
Çok uzun zaman önceydi ama bu unutulacak bir şey değil.
Sei que é um longo tempo... mas não é o tipo de coisa que você esquece.
- Çok uzun değil.
Não há muito.
Kim olduğu önemli değil. Sadece çok uzun zaman önce o bir sürü şeyi yok etmiş.
Para eles não importa quem ele é... desde que destrua coisas.
Çok uzun süreli değil.
Não seria por muito tempo.
Ve uzun vadeli anılarım çok da uzak değil.
E a minha memória a longo prazo não fica atrás.
Ama merak etme, sorun değil, uzun sürmez. Burada kalacağım ve aileye babalık edeceğim. Sen çok iyi bir arkadaşsın.
Mas não se preocupe, não importa quanto isso dure, eu vou ficar e ajudar a família a ter o pai de volta!
Geçmişte, kadınların genellikle güçsüz ve ikinci sınıf olduğu düşünülürdü. Ama çok uzun zamandır bu doğru değil.
Antes, à mulher se via débil e inferior, mas faz bastante tempo que isso mudou.
Çok uzun zamandır o değil.
Já foi. Mas não é há muito tempo.
Ben parfümün geçici etkisi hakkında endişeliyim.48 saat çok uzun bir zaman değil.
Preocupa-me a natureza do perfume. 48 horas é pouco tempo.
Çok uzun zamandır şarkı söylüyorsunuz Broschi, değil mi?
Há muito tempo que cantais Broschi, não é?
Tanrım, bu çok uzun zaman önceydi, değil mi?
Isso foi há muito tempo...
Sekiz saat. Çok uzun süre değil, değil mi?
Oito horas não é muito tempo, pois não?
İşte buradayım ama çok uzun süreliğine değil.
Bem, estou aqui agora, mas por pouco tempo.
Çok uzun süre değil.
Não por muito tempo.
Çok uzun zamandır öyle değil.
Não o é já há muito tempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]