English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ Ö ] / Öyle görünüyor ki

Öyle görünüyor ki Çeviri Portekizce

897 parallel translation
Öyle görünüyor ki talih Hank'in yüzüne hiç gülmeyecek.
Mas parece que Hank nunca teve uma oportunidade.
Öyle görünüyor ki, Bayan Danvers, Robert'ı sabah odasındaki değerli bir aksesuarı çalmakla suçluyor.
Parece que a Sra. Danvers acusou Robert... de roubar um valioso ornamento da sala matinal.
- Öyle görünüyor ki...
- Bem, parece que...
Öyle görünüyor ki Peder O'Malley, sorguladığımız o bayanın... sokağın tam karşısında bir evi var.
Parece ser, Padre O'Malley, que esta jovem... tem um apartamento bem do outro lado da rua.
Öyle görünüyor ki başkasını suçlayacaktı.
É obvio que ela ia culpar outra pessoa.
Öyle görünüyor ki daha önce duymuştuk.
Parece-me que já ouvimos isto antes.
Öyle görünüyor ki bir süreliğine burada kalacağız.
Bem, parece que vamos ficar aqui por um tempo.
Öyle görünüyor ki bu hikaye üç ya da dört gün daha ilgi görecek.
Parece que vai haver mais 3 ou 4 dias de escaldantes artigos...
Öyle görünüyor ki epey nam salmışsın.
Parece que adquiriste uma reputação.
- Öyle görünüyor ki Hendricks'den kaçıyoruz.
- Parece que estamos a fugir do Hendricks.
Fakat öyle görünüyor ki... oğlum buna bir nebze olsun değer vermiyor.
Mas como acabou, o meu filho... parece não dar a mínima importância.
Öyle görünüyor ki, mutfağı olan bir yere taşınmam lazım.
Parece que vou ter de mudar de casa. Arranjarei um lugar com uma cozinha.
Öyle görünüyor ki bu sabah iki kişi eksilmişiz.
Parece que há menos dois homens, esta manhã.
Ama öyle görünüyor ki kimse seni istemiyor.
Mas parece que ninguém gosta de ti.
Öyle görünüyor ki işi bitti.
Parece que está frito.
Öyle görünüyor ki, bir bey bizi ziyaret edecekmiş.
Ao que parece, um cavaleiro vem-nos visitar.
Öyle görünüyor ki öğretmenden bir şeyler kapmışsın, huh?
Parece que prestaste atenção a essa professora, hein?
Öyle görünüyor ki, ikiniz de diğerinin ilk hamleyi yapmasını bekleyeceksiniz.
Parece que vão ambos esperar que o outro saque primeiro.
Şey, öyle görünüyor ki, köpeği kaybettik, fakat ayaklarıma tekrar kan gittiğini hissetmek güzel.
Pelos vistos perdemos o cão, mas é bom sentir o sangue a correr para os pés outra vez.
Öyle görünüyor ki, kilise kermes komitesinin yıllık etkinlikleri için bahçesini kullanmalarına izin vermeyecek.
Ele não queria deixar a quermesse da igreja usar o jardim dele para o evento anual.
Görüyorsun, efendim... Öyle görünüyor ki, ben Bay Anderson hakkında bir hata yaptım.
Sabe, parece que me enganei a respeito do Sr. Anderson.
Bu püskül ya da her ne ise, öyle görünüyor ki, bir kumaştan falan yırtılmış olabilir.
Esta borla, ou seja lá o que for, parece ter sido arrancada de um pano.
Öyle görünüyor ki Bayan Elliott içeri girdi ve bir şekilde seni ve Bay Neilson'u bastı.
Desde que a Miss Elliot veio para cá, estragou a vossa relação.
Öyle görünüyor ki, daha bir dakika önce telefonda seninle konuşuyordum.
Parece que ainda agora desliguei o telefone.
Öyle görünüyor ki, Loca için büyük bir gece.
- Grande noite para a Confraria.
Öyle görünüyor ki, o başkası. kocamdır.
De facto está o meu marido.
Öyle görünüyor ki, şu üç Çorap Cinayeti sımsıkı kapatılmış.
Acontece, que todos os três "assassinatos da meia" estão estreitamente ligados.
Fakat, Koslow, Strokirch, öyle görünüyor ki, Notre Dame'ı oynuyor olmalı, bir sahnede değil.
Mas, Koslow, Strokirch parece nome de futebolista, não de ator de primeira.
Ve öyle görünüyor ki, kocasını öldürmüş.
E parece que ela matou o marido.
Kendimi aptal gibi hissediyorum. fakat öyle görünüyor ki, evi beş parasız terk etmişim. ve şehre giden bir sonraki otobüse de binmeliyim.
Sinto-me uma perfeita idiota, mas parece que saí casa sem dinheiro e preciso imenso de apanhar o próximo autocarro para a baixa.
Fakat öyle görünüyor ki...
Mas parece tão...
Öyle görünüyor ki, bir kamyon, 6 tonluk bir kamyon, Bay Lyons, Wiltshire'da bir kulübeye girmiş, ve döküntüler arasında çalıntı eşya dolusu bir sandık vardı.
Parece que um camião, um camião de 6 toneladas, S.r Lyons, chocou contra uma casa de campo, em Wiltshire, e nos destroços apareceu um baú cheio de mercadorias roubadas.
Öyle görünüyor ki, bayım, başınız belada.
Parece que arranjou um grande problema, senhor.
Fakat öyle görünüyor ki, Kral kardeşime fabrikasını gemişletmeyi neredeyse emretmiş bulunuyor.
Mas parece que o Rei, praticamente, ordenou ao meu irmão para ampliar a fábrica.
Öyle görünüyor ki, mudilerimizden biri öldürülmüş.
Parece que um dos nossos depositantes foi assassinado.
Öyle görünüyor ki, sana söylediğim her şey bir öneri gibi görünüyor, oysa yaptığın şeyin doğuracağı tehlikeyi düşünüp düşünmediğini merak edip durdum.
Parece que, tudo o que te digo, aparece na forma de conselhos, mas, gostava de saber, se pensaste, no perigo do que estás a fazer.
Öyle görünüyor ki, karısının bu arkadaşı şövalye ruhlu bir tipti.
Parece que esse amigo da sua esposa, era do tipo galante.
Öyle görünüyor ki, bir konserve kutusunda biraz kahve pişirdiler.
Parece que eles ferveram um pouco de café, numa lata.
Şimdi, Matmazel Tompkins, öyle görünüyor ki, Bayan Mannerheim'i canlı gören son kişi sizsiniz.
Menina Tompkins, parece que você foi a última pessoa a ver a Sra. Mannerheim viva.
Ve öyle görünüyor ki, buradaki kalışımız sona erdi.
Parece que nossa estadia chegou ao fim.
Öyle görünüyor ki, Doktor küçük bayanı sadece kendisine saklıyor.
Parece que o doutor quer ficar com a moça só para ele.
Öyle görünüyor ki eğer bulurlarsa onu öldürmeye niyetliler.
Parece que o querem matar se o encontrarem.
Öyle görünüyor ki patron burada değil.
Parece que o chefe não está.
Öyle görünüyor ki kaçış yolumuz tıkalı.
Parece que a nossa estrada para sair daqui está fechada.
Öyle görünüyor ki baştan aşağı ıslanmışsın, Arşimed.
Algo me diz que estás todo molhado, Arquimedes!
Öyle görünüyor ki filoya Rusya'daki hedefleri imha emri vermiş.
Parece que ordenou aos aviões que atacassem os alvos na Rússia.
Bu, doğru bir zaman olmayabilir ama nasılsa, öyle görünüyor ki... Bir şekilde bir yolunu...
Talvez não seja a melhor altura, mas parece que entre tem de haver alguma...
Şey öyle görünüyor ki bir düğün olacak.
Bem, é que... parece que vai haver um casamento.
- Benimkilerden çoğunu öldürmelerine karşıIık. Öyle görünüyor ki, artık 199 denizciniz var, Baron.
Parece que agora só lhe restam 199 fuzileiros, barão.
Öyle görünüyor ki bu işi sadece Nevada Çölü'ne kadar yapabilmiş.
Parece que só pôde chegar até o deserto de Nevada.
Bazan dünyamız öyle gerçek görünüyor ki, Minnie'nin en yakın palmiyenin arkasından çıkıverip geleceğini hissediyorum.
É que o nosso mundo parece tão real que sinto que a Minnie irá surgir de repente detrás de uma palmeira.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]