Absolutely brilliant translate Turkish
105 parallel translation
So we have a 1 5-year-old girl who is absolutely brilliant at some things and excruciatingly bad at others.
Elimizde bazı konularda muhteşem... diğerlerinde kötü olan, 15 yaşında bir kız var.
No, Anne Bancroft is absolutely brilliant.
Anne Bancroft gerçekten de muhteşem.
Absolutely brilliant.
Zeki bir adamdı.
Absolutely brilliant.
Zeki insandı...
Absolutely brilliant.
Kesinlikle dahice.
You're absolutely brilliant at makeup.
Makyaj konusunda yeteneklisin.
I mean absolutely brilliant.
Yani kesinlikle harika.
Absolutely brilliant.
Kesinlikle çok zekice.
- Richard, you were absolutely brilliant.
- Richard, gerçekten harikaydın.
How absolutely brilliant!
Ne kadar da zekice bir gözlem!
- It's absolutely brilliant. I mean, look, there's almost no production costs.
Yapım maliyeti neredeyse sıfır.
You were absolutely brilliant.
Muhteşemdin!
- Harry, this is absolutely brilliant!
- Harry, bu dahiyane bir fikir!
The Governor of this state thinks that this program is absolutely brilliant.
Eyaletimizin valisi bu programı çok parlak buluyor.
You are both absolutely brilliant!
İkiniz de tek kelimeyle muhteşemdiniz.
Oh, absolutely brilliant!
Oh, kesinlikle harikulade!
Absolutely brilliant!
- Mükemmel! Kesinlikle!
What an absolutely brilliant man you are.
Ne muhteşem adamsın sen.
This is absolutely brilliant!
Bu kesinlikle inanılmaz!
But locking it into a diagnostic cycle so the pattern didn't degrade and cross-connecting it with the phase inducers to provide a power source, that's absolutely brilliant.
Evet, fakat desen bozulmasın diye onu tanısal bir döngü içine kilitlemek, rejeneratif güç kaynağı sağlamak için faz uyarıcıları çapraz bağlamak. Bu kesinlikle dahice.
Absolutely brilliant.
Kesinlikle muhteşem.
Absolutely brilliant.
Kesinlikle harika.
Dougal, that is absolutely brilliant.
Dougal, bu acayip dahiyane birşey.
Spacy but absolutely brilliant geologist.
Beyinsizdir, ama çok iyi bir Jeologdur.
Absolutely brilliant, Nick!
Kesinlikle harikasın, Nick!
I mean we only see a stupid program TV but no matter how absolutely brilliant.
Mesela saçma bir TV program izliyoruz ama farketmez. Bu kesinlikle harika.
They're absolutely brilliant.
Bunlar çok zekice.
Ripping legs off of chickens and stuff. It's absolutely brilliant.
Biraz zaman geçirmiş oluruz.
It's absolutely brilliant.
Kesinlikle harika.
And of course it's absolutely brilliant, both Rick's piano and organ work, and Clare's singing is just incredibly moving.
Elbette kesinlikle mükemmeldi. Rick'in piyano bölümü ve org bölümü ve Clare'in vokali inanılmazdı.
They say Rob's strokes are absolutely brilliant.
Rob'un atışlarının mükemmel olduğunu söylüyorlar.
Absolutely brilliant lads. Yeah.
Çok akıllı çocuklar.
Brilliant girl. Absolutely brilliant.
Çok dahi bir kızdı, özellikle hem de.
Which style seems so Gene. Because it is so bright. Absolutely brilliant.
Müthiş bir adam ya.
That microphone of yours, is absolutely brilliant.
Mikrofon konusunda iyi iş başardın.
Absolutely brilliant!
Kesinlike dahice!
Paolo took over the shoot, and he was absolutely brilliant.
Çekimi Paolo yaptı ve kesinlikle harikaydı.
Name was absolutely brilliant in that.
Bu isim kesinlikle rol için mükemmel olmuş.
This is absolutely brilliant play by Steven and England.
Hem Steven hem de İngiltere için harika bir maç oluyor.
Absolutely brilliant.
Kesinlikle göz alıcı.
And absolutely brilliant performance in the final from a * * * Dana Farebanks.
Dana Farebanks'ten harika bir performans.
Dana sorry, that was absolutely brilliant.
Dana göz alıcıydı.
The absolutely brilliant forensic anthropologist who'd bite off his own arm to be your assistant.
Asistanın olmak için kendi kolunu koparabilecek zeki bir adli antropolog.
By a grand master spy. Absolutely brilliant. Jim,
'Şirket'e sadakati ve zor şartalar altındaki inayeti hepimize ve Cıa'in gekelecek kuşak çalışanlarına örnek teşkil edecek.
He's absolutely brilliant.
Tek kelimeyle harikadır.
- Brilliant! Absolutely brilliant.
- Harika, mükemmel ötesi.
Ladies and gentlemen, I'm sure that my lyrics and direction... would mean absolutely nothing... without my clever and brilliant wife to perform them.
Bayanlar baylar, eminim benim şarkılarım ve yönetmenliğim zeki ve yetenekli karımın performansı olmadan hiçbir anlam ifade etmezdi.
Absolutely brilliant!
- Kesinlikle müthiş.
Where are the puppies? Uh, well, let me just say, um, right now... that I'm not absolutely... a hundred-percent certain where the puppies are. Brilliant.
Yavrular nerede?
Absolutely bloody brilliant.
Kesinlikle zekice.
You're right mate, you're absolutely right, but what you did was brilliant.
- Haklısın, Mick. Kesinlikle haklısın. Bugün yaptığın zekiceydi.
brilliant 1439
brilliant idea 28
brilliantly 16
absolutely 7225
absolute 31
absolutely amazing 16
absolument 16
absolutely not 1984
absolutely perfect 28
absolutely anything 17
brilliant idea 28
brilliantly 16
absolutely 7225
absolute 31
absolutely amazing 16
absolument 16
absolutely not 1984
absolutely perfect 28
absolutely anything 17