Absolutely none translate Turkish
82 parallel translation
There is absolutely none
Amerika'lı bay Black, fransız bay Blue ve ingiliz bay Brown.
Absolutely none.
Kesinlikle yoktu.
Why, there's no harm, absolutely none.
Zararı yok, kesinlikle yok.
Absolutely none.
Kesinlikle yok.
He had no reason to! Absolutely none!
Bunu yapması için bir sebep yok!
Absolutely none.
Hiç yok.
Sobrevoamos some times e we aterrisamos in the Square of the Concord, that it did not have transit absolutely none,
Birkaç tur attıktan sonra.. ... meydana indik.
Absolutely none. Down the line, that's the price you pay for freedom... and that's the price that you pay for the kind of stature that we have... and it's the kind of risk you take...
Altını çizmek gerekirse, özgürlük için ödenen bedel ve sahip olduğumuz değerler için ödediğimiz bedeller ve aldığımız riskler fedakarlıklar değil, ideallerimizi korumamız için zaten yapmamız gerekenlerdir.
Absolutely none!
Hayır!
Absolutely none.
Kesinlikle hiçbiri.
Absolutely none.
Hayır.
Helping you with your legal case is absolutely none of my business.
Yasal davanda sana yardım etmek beni hiç mi hiç ilgilendirmiyor.
Absolutely none.
Kesinlikle yoktur.
You have no idea what you want to do with your life, so it seems that absolutely none of it applies to your life.
Hayatını nasıl değerlendireceğini bilemezsin ve dersler çok ilgisiz gelir.
Absolutely none.
Hiçbir değeri kalmazdı.
Absolutely none whatsoever.
Kesinlikle sıfır.
Absolutely none of your business.
Kesinlikle sizi ilgilendirmez.
- Absolutely none.
Hem de hiç.
It's absolutely none of your boobs.
Gerisi onların arasında. Seni hiç göğüs etmez.
Absolutely none. About as much relevance as counsel's repeated references to contract law.
Tıpkı avukatın standart sözleşme kanunundan bahsetmesi gibi.
- Absolutely none.
- Hiç bir kanıtım yok.
Absolutely none?
Hiç mi yok? .
Absolutely none.
Kesinlikle hayır.
No, who I date or do not date is absolutely none of your business.
Kiminle çıkıp çıkmadığım seni hiç ilgilendirmez.
Although I do find it deeply disturbing that... for the first time in my life, including gestation, I remember absolutely none of it.
Buna karşın, hayatımda son derece rahatsız edici bulduğum gebelik süresini artık hatırlamıyorum.
No news, no press, absolutely none.
Haber yok, basın yok, hiç biri yok.
Absolutely none at all, Inspector. When the body was discovered, Mme. Christow was standing beside it, with a revolver in her hand.
Cesedi bulunduğunda, Bayan Christow elinde tabancayla yanında duruyordu.
The girls look fake... the winner is fake, and absolutely none of it matters.
Kızlar sahte görünüyor kazanan sahte ve hiçbir anlamı yok.
Absolutely none.
Kesinlikle yasak.
There were, I think, some photographs of her father, but absolutely none of her mother.
Sanırım babasının resimleri var, ama annesinin hiç resmini görmedim.
Absolutely none.
Aklımın ucundan bile geçmedi.
You understand that they is to be no collateral damage absolutely none we won't have a single innocent live put at risk
Sivil kayıplar olmamalı. - Yapılabilir mi, bakacağım. Bir kişi dahi.
- Absolutely none.
- Olması imkânsız.
That's absolutely none of your business.
Bu seni hiç ilgilendirmez.
- Absolutely none. - Yeah.
- Evet, bu bir yalan.
- Absolutely none?
- Hiç yok mu?
- Che, it's absolutely none of my business, but can I say something to you?
Che, bu beni ilgilendirmez.
Absolutely none.
Hayır. Kesinlikle yok.
This is absolutely none of your business.
- Sizi hiç ilgilendirmez.
Absolutely none whatsoever.
Kesinlikle hayır.
- That I can s -, absolutely none.
- Hiç mi? - Bunu söyleyebilirim.
Absolutely none. - Okay.
Kesinlikle hayır.
There are important documents, but... none of them absolutely essential.
Önemli dökümanlar var, ama... hiçbiri zaruri belgeler değil.
Absolutely none, captain.
- Sıfır.
Absolutely none at all.
Kesinlikle hiçbir şey.
You must absolutely come live with us since you know how to plant cabbage and none other could manage!
Kesinlikle bizim oraya gelmelisiniz! Çünkü lahanayı sizin usulünüzde nasıl ekeceğinizi siz bilirsiniz.
The value for money is absolutely second to none.
Orada paranın değeri inanılmaz yüksek.
I love my wife, and I love my son absolutely... with no equivocations, and that's none of your fuckin'business either -
Karımı ve oğlumu seviyorum. Kesinlikle... bu konuda sizinle hemfikirim. Bu sizi hiç ilgilendirmez.
Important documents, but none absolutely essential.
Önemli belgeler var, ama çok da etkilemez.
None of that stops the bastard from being absolutely right.
Ama bunların hiçbiri o serserinin kesinlikle haklı olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
In 1991, the Soviet Union collapsed, and there were two nations that were absolutely and totally dependent upon Soviet oil for their survival because they had none :
1991 yıIında sovyet Rusya çöktüğü zaman, kesinlikle ve tamamıyla kendilerinde hiç olmadığı için kesinlikle ve tamamıyla Rus petrolüne bağIı olarak yaşayan iki devlet vardı :
none 1536
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
nonetheless 242
none of my business 113
none of them 95
none of your damn business 35
none of us 41
none of us are 53
none of your fucking business 29
none of the above 48
none of your business 604
nonetheless 242
none of my business 113
none of them 95
none of your damn business 35
none of us 41
none of us are 53
none of it 118
none of us can 26
none of you 45
none of that 122
none of us did 56
none taken 319
none of us do 79
none of it matters 18
none of this 37
none of this matters 24
none of us can 26
none of you 45
none of that 122
none of us did 56
none taken 319
none of us do 79
none of it matters 18
none of this 37
none of this matters 24