English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Absolutely ridiculous

Absolutely ridiculous translate Turkish

101 parallel translation
It's absolutely ridiculous, and I don't believe it.
Lütfen. Bu çok saçma, inanmıyorum.
Your Honour, this charge is absolutely ridiculous.
Sayın yargıç, bu suçlama çok saçma.
This is absolutely ridiculous.
Bu tamamen saçmalık.
- That lady's right. - It's absolutely ridiculous.
Hanımefendi haklı!
It was absolutely ridiculous.
Tamamen saçmalıktı.
This may sound absolutely ridiculous to you.
Bu sana çok saçma gelebilir.
Absolutely ridiculous.
Kesinlikle saçma.
Your head, which understands everything and talks about grandiloquent things, which are absolutely ridiculous and pretentious...
Senin her şeyi anlayan kafan ve söylediğin o tumturaklı sözler tamamıyla saçma ve küstahça.
- No, it is not! This is absolutely ridiculous.
Kesinlikle rezalet.
This is ridiculous, absolutely ridiculous!
Bu çok saçma, kesinlikle çok saçma!
- I've never been so embarrassed. - This catch should do the same thing. - Absolutely ridiculous.
Bu da aynı şeyi yapmalı.
Don't I look absolutely ridiculous?
Ben bakamıyorum kesinlikle çok gülünç görünüyorum?
That's absolutely ridiculous.
Bu tamamen saçmalık.
- I feel absolutely ridiculous.
- Fikrinizi değiştirmişsiniz.
That's absolutely ridiculous!
Baştan aşağı saçmalık!
We have two runabouts that I find absolutely ridiculous.
İki mekiğimiz var bunu çok saçma buldum.
I don't mean to be offensive, but that is absolutely ridiculous.
Kaba olmak istemem, ama bu tamamen saçma.
And I am telling you that that is absolutely ridiculous.
Bence bu son derece saçma bir fikir.
This is absolutely ridiculous.
Bu kesinlikle saçmalık.
It's absolutely ridiculous.
Kocaman. Oldukça garip.
This is absolutely ridiculous!
Bu çok saçma! Bu adamı, gizemli, müzisyen olarak kabul ediyor musunuz?
A lot of our colleagues said that's absolutely ridiculous because inner directeds are very socially aware, very socially concerned, they'll never vote conservative, or they'll never vote for the Republicans, but we said if Thatcher and Reagan continue to appeal to them in this way
Birçok meslektaşımız bunun tamamen saçmalık olduğunu söyledi. Çünkü kendini yöneten insanların toplumsal duyarlılığı çok yüksekti, muhafazakar bir partiye asla oy vermezlerdi,... ya da cumhuriyetçilere asla oy vermezlerdi. Fakat biz dedik ki, Thatcher ve Reagen onlara bu şekilde hitap etmeye devam ederse, sonunda oy vereceklerdir.
- That's absolutely ridiculous!
- Kesinlikle çok saçma!
This is absolutely ridiculous
Bu çok komik.
- Absolutely ridiculous.
- Kesinlikle çok saçma. - Kendine sakla.
That's just absolutely ridiculous.
Bu tam anlamıyla gülünç bir şey.
It's absolutely ridiculous.
Kesinlikle saçmalık.
Well, it's absolutely ridiculous, you know?
Çok saçma.
- That " s absolutely ridiculous, man.
- Bu resmen saçmalık.
Unbelievable how we're playir. Absolutely ridiculous.
Böyle oynadığımıza inanamıyorum tamamen rezalet.
That is absolutely ridiculous.
Bu kesinlikle saçmalık.
Oh, please, Gethin. That's absolutely ridiculous.
Ama lütfen, Gethin, bu resmen saçmalık.
It's an absolutely ridiculous expense.
Çok gülünç bir masraf mı? Hayır.
And to say that it's absolutely ridiculous... that the excessive use of hormones is causing undesirable... hair growth in women - it's only you, the listeners, who can clear up this problem.
Ancak bunun tamamen saçma olduğunu söylemek gerekiyor. Bu ormonların gereğinden fazla vücuda alımı durumunda kadınlarda kıllanmaya neden oluyor. Sadece siz, sevgili dinleyicilerimiz bu duruma tepkinizi gösterebilirsiniz.
It's absolutely ridiculous, Jethro.
Saçmalığın daniskası Jethro!
Hey. Look, I try to support black-owned businesses, but this is absolutely ridiculous.
Bak, bir zenci olarak bir zenciyle çalışmak güzeldi ama saçmalamaya başladın.
That is absolutely ridiculous.
Bu kesinlikle çok saçma.
Absolutely ridiculous!
Tam bir rezalet!
Today at work, it was absolutely ridiculous.
Bugün işte çok saçma şeyler oldu.
To begin shooting without a complete script was absolutely ridiculous, and Kitano was again scolded.
Senaryo bitmeden filme başlamak kesinlikle saçmalıktı ve Kitano bizi yine haşladı.
- Absolutely ridiculous. I don't paint.
Resim yapmıyorum ki.
The point is absolutely ridiculous, we'll coming from the german embassy.
Bu fiyatlar, kabul edilemez. Biz, Alman Büyükelçiliği'nden geliyoruz...
This is absolutely ridiculous!
Tamamen zırvalıyorsunuz.
You have absolutely no sense of the ridiculous.
Saçmalık duyun yok senin.
This is absolutely ridiculous.
Bu çok komik.
That is absolutely the most ridiculous excuse I have ever heard... in my entire career as a disciplinarian, Jerry.
Bu, benim tüm müdürlük hayatımda duyduğum... en gülünç bahane, Jerry.
This is absolutely ridiculous.
Bu çok saçma.
- Now, that's absolutely ridiculous because I wore- -
- Bu tamamen saçmalık çünkü eldive- -
No. absolutely not. - Come on. that's ridiculous.
Hiç alakası yok.
We were all laughing at him during the last Iraqi war, because of his ridiculous statements, denying the obvious, but at one point, I claim, what he told was absolutely true.
Hepimiz son Irak Savaşı sırasında ona, saçma açıklamaları,... aşikar olanı inkar etmesi sebebi ile güldük. Ama bir noktada söylediklerinin tamamen doğru olduğunu iddia edeceğim.
This is absolutely childish and ridiculous.
Bu kesinlikle çocukça ve gülünç.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]