After the fact translate Turkish
646 parallel translation
Our having him here without notifying them... makes us accessories after the fact.
Polise haber vermeden onu burada tutarsak... bir suçluya yataklık etmiş oluruz.
I find it a little difficult to proceed in this case... without bursting into laughter at the utter "plimsicity" of the answer... and the puny excuse, well after the fact... that she was merely trying to frighten them.
Onları yalnızca korkutmak istediği gibi... zayıf bir gerekçe ve yanıtın "pasitliğine" bakınca... kahkahalara boğulmadan... bu davaya devam etmeyi biraz zor buluyorum.
Lifelong devotion is measured after the fact.
Ömür boyu sadakatten önce gerçeklere bakılır.
Don't want to be an accessory after the fact.
Olaya ortak olmanızı istemem.
Something in the nature of an accessory before and after the fact... to give the title to those of you who can't read... and to tidy up afterwards for those who don't understand the endings.
Bir suç ortağının kafasında hikayeden önce ve sonra okuyamayanlar için hikayeye başlık vermek... ve sonları anlamayanları sonradan düzeltmek için bir şeyler vardır.
I mean I don't care to be an accessory after the fact to a murder... for $ 2,000.
Diyorum ki, cinayete ortak olmak için $ 2,000 dolar almak istemem.
"Accessory after the fact,"
"olay sonrası işbirlikçilik,"
Unfortunately since you are all accessories after the fact, I cannot permit you to leave the room.
Ne yazık ki, sizler gerçeğin peşinde olduğunuz için, odayı terketmenize izin veremem.
But not after the fact.
Ama olay sonrası değil.
All we can do is act after the fact.
Yapabileceğimiz tek şey olaydan sonra harekete geçmek.
Is she an accessory after the fact?
Suçluya yataklık etmiş sayılacak mı?
And in the others, I'm just an accessory after the fact
Diğerleri için sadece bir aksesuar olsam da, kanun...
Do you realize you're an accessory before, during and after the fact?
Suç ortaklığı yaptığının farkında mısın?
[Laughing] That is what is known as bribery after the fact.
- Bunu sakın yapma, rüşvet olarak anlaşılır
What is certain, if you go to the police, they will probably charge you with being an accessory after the fact.
Kesin olan, polise gidersen seni suça ortaklık etmekle suçlarlar.
It's called accessory after the fact.
Buna yardım ve yataklık etmek denir.
But that law was created after the fact after they had stolen the land.
Ama o yasayı, toprakları çaldıktan sonra koydular.
could have done something for me... after the fact accompli... but I was a lover part-time... to be discarded without ceremony.
Benim için, bir şey yaptıysan sonra ne oldu? Kabaca ve sadece yarım olan "metres" liğim.
- By withholding evidence, you can make yourself an accessory after the fact.
- Delilleri saklayarak kendinizi suça ortak etmiş olursunuz.
Well, that would make you an accessory after the fact, just in case anything should ever happen to me.
Şey, olur ya, bana herhangi bir şey olursa, o belge seni iş bittikten sonra suç ortağı yapacak.
OK. - Accessory after the fact of murder.
Cinayet işlendikten sonra suç ortağı olarak...
But you're coming in after the fact.
Ama sonradan geldiniz.
Accessory after the fact, conspiracy and extortion.
Suça alet olma, komplo ve tehdit.
Withholding evidence, extortion, accessory after the fact.
Polisden delil gizleme, tehdit, suça alet olma.
But you can't be a cuckold 40 years after the fact!
Ama kırk yıl geçince boynuzlanmış sayılmaz.
You can't be a cuckold 40 years after the fact!
Kırk yıl geçtikten sonra boynuzlanmış sayılmam.
After the fact, he'd congratulate me.
Daha sonra beni tebrik edecek.
It seems your miracle is after the fact.
Görünüşe göre mucizeniz gerçekleri takip ediyor.
In fact, If I weren't going away the day after tomorrow I'd take you up myself.
Aslında, eğer öbür gün gidiyor olmasaydım sizi kendim götürürdüm.
Well, the matter of fact is I've got a very important matter coming up with Captain Tim tomorrow and after that I'll be all set for the year.
Doğrusu yarın Yüzbaşı Tim'le çok önemli bir mevzu var. Ondan sonra bir yıllığına her şey hallolacak.
In fact, it's after 1 : 00. I heard the clock strike.
Saat 1'i geçti, çalmasından anladım.
In fact, I didn't really expect you back at all today... after all the work you turned out during lunch hour.
Öğle tatili boyunca yaptığınız onca işten sonra bugün geri gelmenizi beklemiyordum aslında.
An important point for the prosecution was the fact that after the boy claimed he was at the movies when the killing took place, he couldn't remember the names of the movies or who starred in them.
Davacı için önemli bir nokta çocuğun cinayet sırasında sinemada olduğunu iddia ettikten sonra, oyunun ismini ve kimlerin oynadığını hatırlayamamasıydı.
The fact Iwabuchi sent me to clean up after Shirai proves he's begun to really trust me.
Aslında Iwabuchi, Shirai'yi işini ört-pas etmek için beni gönderdi, bu bena güvenmeye başladığını kanıtlıyor.
When we get back the sister stops one after the other, questions us all supposedly to know how we passed the holiday, but in fact to smell our breath, to know if we had wine.
Rahibe geri döndüğümüzde tatilimizin nasıl geçtiğini sormak için durdurur aslında amaç şarap içtik mi diye öğrenmek ve nefesimizi koklamaktır.
In fact, soon after Garibaldi's entry into Palermo, Tancredi brought home a Tuscan general who wished to admire the frescoes in the villa and who helped obtain the permits for Donnafugata.
Aslında Garibaldi, Palermo'ya girdikten kısa süre sonra Tancredi eve Toskana'lı bir general getirdi villadaki freskleri görmek istiyordu ondan sonra da bize Donnafugata için gerekli izinleri almamıza yardım etti.
My Lord Chancellor, in point of fact, there is also a saying the captain is sole master after God.
Saygıdeğer başbakanım, aslında... bir deyim daha vardır, Kaptan, tanrıdan sonraki yegane efendidir.
But what struck me as a curious coincidence was the fact that it was right after Cuba that you were passed over for admiral.
Ama gözüme çarpan ilginç bir tesadüf Küba olayından hemen sonra amirallik rütbesine ulaşamamanızdı.
I'm just kinda annoyed about the fact that, well, I just come back from Vietnam after we kinda, you know, sweep up the country there.
- Özür dilerim bayım. Açıkçası canım sıkılıyor. Henüz Vietnam'dan yeni döndüm.
One : the public should be informed that the apes, after their arduous space voyage and the fatigue arising from its publicity, are to be afforded rest in a location whose identity will not be divulged to the public. Two : since, however, there is justifiable cause for suspecting that they have withheld vital information from us, the ape-onauts will in fact be escorted by Dr Lewis Dixon to the installation known as Camp 1 1, held there in his care for interrogation by the ClA under the guidance and supervision of Dr Otto Hasslein.
Hakkımızda hayati bilgiler bulundurduklarından şüphelenildiğinden maymungiller, Dr Lewis Dixon tarafından eşlik edilerek Kamp 11 adı verilen üsse götürülüp orada onun kontrolünde olacaklar ve Dr Otto Hasslein'ın gözetim ve yönetiminde CIA tarafından sorgulanacaklardır.
When I found out that one of the scum you were looking after was my own father what kept me going was the fact that I thought he was dead.
Düşmanlarından birinin, babam olduğunu öğrendiğim zaman hayatta olduğunu bilmiyordum bu yüzden devam ettim.
In fact, the king's belly is so full, it gets up long after he does.
Gerçekte, kralın göbeği öyle dolu ki, göbeği kendisinden çok sonra kalkabiliyor.
So you should pay some attention to the fact, you know... that after all, I'm here, too.
Sonuçta burada ben de varım... buna özen göstersen iyi olur.
Alyosha, you writers don't see things until after the fact,...
Alyosha, siz yazarlar da aslında sonu göremiyor,...
And so after using some rather elaborate tracking procedures and applying them to a map we find that the disease does in fact seem to have a very specific place of origin.
Salgının oldukça belirgin bir kaynaktan yayıldığını tespit ettik.
After a while Ralf stopped worrying about the fact the body had disappeared and that his wife had never come back.
Bir süre sonra Ralf cesedin kayboluşunu ve karısının dönmeyişini dert etmeyi bıraktı.
The fact is... the cops are after us.
Gerçek şu ki... polis bizim peşimizde.
'And so on... 'After a while, the style settles down a bit,'and it starts telling you things you actually need to know,'like the fact that the fabulously beautiful planet of Bethselamin...'is now so worried about the cumulative erosion 'caused by 10 billion tourists a year'that any net imbalance between the amount you eat'and the amount you excrete whilst on the planet'is surgically removed from your body weight when you leave.'
Ve sonra... üslup oturur, ve size bilmeniz gereken şeyleri anlatmaya başlar, mesela Bethselamin isimli güzel gezegenin sakinleri, yılda gelen on milyar turistin yaratacağı toplam erozyondan o kadar endişelidirler ki gezegen üzerindeyken, yediğiniz ve çıkardığınız arasındaki net fark,
In fact, she was so terrified that her daughter would bear the stigma of illegitimacy that she changed her name and contracted a disfiguring disease after moving to Tangiers, where she raised the girl as her sister.
O kadar korkmustu ki, kizinin gayri mesru iliskisinin utancini adini degistirip, biçimsizlesen vücudunu saklayarak tasiyabildi. Sonra Tangiers'e yerlesip, kizini, kardesi gibi büyüttü.
The fact that he died shortly after I left had more to do with a bad heart than exotic poison.
Gerçek şu ki, o ben ayrıldıktan kısa bir süre sonra ölmüş. Garip bir zehirlenme olayı yüzünden kalbi daha fazla dayanamamış.
After so many stories of men who had lost their memory, here is the story of one who has lost forgetting, and who — through some peculiarity of his nature — instead of drawing pride from the fact and scorning mankind of the past and its shadows,
Hafizasini kaybetmis insanlar üzerine onca hikayeden sonra iste birde unutmayi kaybetmis birinin hikayesi... Ve, sahsina münhasir dogasi onu insanligin geçmisine ve gölgelerine, asagilamaksizin ya da bundan kendine paye çikartmaksizin önce merakla sonra da tutkuyla döndürecektir.
after the wedding 37
after the party 27
after the funeral 25
after the war 129
after them 91
after the show 43
after the fire 16
after the accident 53
after the game 25
after the surgery 25
after the party 27
after the funeral 25
after the war 129
after them 91
after the show 43
after the fire 16
after the accident 53
after the game 25
after the surgery 25
after the break 18
after the trial 23
after the election 22
after the divorce 19
after the 38
after the fight 17
after the crash 17
after the attack 17
the facts 28
the fact of the matter is 42
after the trial 23
after the election 22
after the divorce 19
after the 38
after the fight 17
after the crash 17
after the attack 17
the facts 28
the fact of the matter is 42
the fact remains 27
the fact is 486
the factory 30
facts 78
factory 30
factor 40
fact 190
factories 16
fact is 135
the fact is 486
the factory 30
facts 78
factory 30
factor 40
fact 190
factories 16
fact is 135