English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All day long

All day long translate Turkish

1,964 parallel translation
New Orleans'mint presses half-Eagles all day long.
New 0rleans'ta bütün gün bunlardan yapıyorlar.
For that doggy fresh breath all day long.
Köpekler için gün boyu ferah nefesler.
It's sausage and beans all day long, mate.
Yumurta ve sucuk hesabı dostum.
... all day long! - And I swear to God...
Kendimi özel hissettim.
I stupidly risked my life every day, all day long.
Sürekli her gün salakça hayatımı riske attım.
Lounge in bed all day long.
Bütün gün yatakta yatmak.
Sits there all day long typing on his computer.
Bütün gün orada oturup bilgisayarında bir şeyler yazar.
He just gets worse and worse... calling and calling all day long.
Bu durum gittikçe kötüleşiyor bütün gün arıyor da arıyor.
All day long you're stressed out.
Her gün bir ayağın bokta.
All day long, right?
- Öyle işte. - Bütün gün, değil mi?
She treated him all day long like a guest, not family.
Ona aileden biri gibi değil de, misafirmiş gibi davranıyor.
All day long he searches for it, and it's not'til he's sitting next to the woman and they're looking over a river he can finally put a name to it.
Bütün gün doğru kelimeyi arayıp duruyor ta ki kadınla beraber yan yana oturmuş bir nehire bakarken en sonunda buna bir isim bulana dek.
I couldn't stop thinking about you all day long.
Bütün gün seni düşünmekten kendimi alamıyorum.
I work all day long... and Madame Desboutin never lets us go out.
Bütün gün çalışıyorum... ve Madam Desboutin dışarı çıkmamıza asla izin vermiyor.
YOU CAN READ ABOUT IT ALL DAY LONG, BUT YOU HAVE TO WALK THE CITY TO KNOW IT.
Bütün gün boyunca okuyabilirsin ama öğrenmen için bütün şehri dolaşman gerek.
When I was a boy, my father and I used to pull fish out of this very spot all day long.
Çocukken, babamla birlikte bütün gün buradan balık tutardık.
And it didn't strike you as odd that strange men were shuttling packages out of there all day long?
Bir takım adamların gün boyunca paket getirip götürmeleri de garip gelmedi mi?
keep on singing all day long keep on dancing all night come on out and sing with me.
İşinin başına! Choon-ja çıktı! Buyurun.
Some days I'd just have one cracker all day long, and I'd feel my stomach get flatter and I'd have this wonderful sense of light-headedness, this wonderful high.
Bazen bütün bir günü tek bir krakerle geçirirdim ve midemin büzüstügünü hissetmek, o harika his... zihnimdeki hafiflik, kafam güzelmis gibi...
You get to hang out with this amazingly hot woman all day long.
Bütün gün bu inanılmaz seksi kadınla takılıyorsun.
I work with Jews, they Jew me all day long so I can say it.
Yahudilerle çalışıyorum, bütün gün bana "yah" lıyorlar da ondan yani.
No one won two games in a row all day long
Gün boyunca, art arda iki el kazanan görülmüş şey denir.
Hand you wipes all day long?
Bütün gün ellerini mendille silmek mi?
All day long, I've avoided this room and I'm sorry.
Gün boyunca bu odaya girmekten kaçındım. Üzgünüm.
And we'll just cheese all day long.
Ve sonra bütün gün kafayı buluyoruz.
Fat girls can talk about skinny girls all day long.
Şişman kızlar bütün gün zayıf kızlar hakkında konuşabilir :
Short guys can talk about tall guys all day long.
Kısa erkekler bütün gün uzun erkekler hakkında konuşabilir.
Like, poor people can talk about rich people all day long.
Mesela fakirler bütün gün zenginler hakkında konuşabilir.
Yeah, it's going on and on We can do it all day long
Evet durmadan devam edecek, bütün gün yapabiliriz.
You're gonna be sharing all day long.
Gün boyu bir şeyleri paylaşırsınız.
This stuff happens all day long in places like that.
Böyle yerlerde bu tip olaylar her zaman olur.
Listen, Vic's had this ex-cop watching us all day long, okay?
Dinle, Vic'in eski polis arkadaşı bütün gün bizi gözetliyor, tamam mı?
We smoked them fools all day long all three of them.
Tüm gün o aptallarla uğraştık üçüyle de.
Only then I hear him loud-talking to his boy about how they was running Alabama Anaconda up in ole girl all day long.
Ancak o zaman Alabama anakondası gibi dikilmiş sikiyle pörsümüş karıyı nasıl düzdüklerini duyabildim.
He, uh, used to play chess all day long.
Bütün gün oynardı.
I boil animals to death all day long.
Bütün gün hayvanları kaynatarak öldürdüm.
- Look, we can bounce glaser rounds all day long, but if we engage the enemy in a firefight, they're gonna be shooting hardjackets.
- Dinle, bütün gün boyunca, Glaser mermilerine dalabiliriz, ama düşmanla Çatışmaya girersek,
- I'll buy that all day long.
- Bunu tüm gün boyunca alacağım.
That guy drilled me all day long.
Bir gün boyunca beni oydu.
Look, my kid would eat sugar all day long if I let her.
Bakın, ben bıraksam, çocuğum tüm gün şeker yiyebilir.
Everyone just rubs each other all day long.
İnsanlar bütün gün sadece birbirlerini ovuyor.
Look, i am an assistant all day long at work.
Bak, bütün gün işyerinde asistanlık yapıyorum.
It's just been a long day, that's all.
Çok uzun bir gün geçirdim, hepsi bu.
All day long.
- Bütün gün.
huh, huh keep on singing all day long keep on dancing all night you can't stop my music anymore you can't stop my dance anymore we're gonna have a party come on and sing with me don't ever stop the music tonight
# Bir araya gelelim ve bütün gece eğlenelim. # Bu senin çıkış yolun olacak. # Bu sana ihtiyacın olan gücü verecek.
And we can argue all day long
Ve gün boyunca tütünün ve alkolün ölümcül olup olmadığını tartışabiliriz.
It's been a really long day and from what I hear, you spent most of it in the boot of a car. All right look, the soldier, Sullivan.
Gerçekten uzun bir gün ve duyduğum kadarıyla günün büyük kısmını bir arabanın bagajında geçirmişsin.
It's been a long day, that's all.
Uzun bir gündü, hepsi bu.
Guys like him can lie all day day long and never get tired of it.
Bu tip adamlar gün boyu yalan söyleyebilirler ve bundan hiç usanmazlar.
I would say it has been a long journey back from that difficult day And on behalf of all the Darlings, our thoughts are with him and his family
O zor günden bugüne zamanın çok yorucu geçtiğini ve tüm Darling'ler adına aklımızın onunla ve ailesiyle olduğunu söylerdim.
Tell me you don't think about me... when you take your dress off at the end of a long, boring day or when you're in the shower with no one to soap your back or in the early morning when you're all sleepy and you roll over.
Beni düşünmediğini söyle o halde uzun yorucu günün ardından elbiseni çıkarırken veya banyoda sırtını sabunlayacak kimse olmadığında veya sabah erkenden yatakta uzanırken.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]