English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / All ok

All ok translate Turkish

3,022 parallel translation
Oh, then that must be his ghost, which means he's not at all OK, on account of him being dead.
- Ne? O zaman hayaleti olmalı bu, yani hiç de iyi durumda değil ölü falan olduğu için. Boktan bir hâl aldı bu iş.
OK, I'm going to take turns crying on each of you, all right?
Pekâlâ, sırayla omzunuzda ağlayacağım, tamam mı?
" Ok, and Marie's all set.
- "Tamam Marie hazır. Konuğun sunumuna geçin."
It's all right. You OK?
Sorun değil. sen iyi misin?
OK, so all I have to do is walk round in a tent?
Tamam, yapmam gereken çadırda yürümek mi?
- It's all right, it's ok.
- Neyse boşver, takma.
Ok, I don't want all those things but d'you know what?
Tamam bunların hepsini istemem ama biliyor musun?
Now, we've all failed here, Alan, let's not make it worse, OK?
Hepimiz fosladık, Alan. Bu işi daha beter hale getirmeyelim.
All right? I want you to go in that gym right now, and I want you to forget everything you know. Ok?
Şimdi hemen o salona gitmenizi, ve bildiğiniz her şeyi unutmanızı istiyorum.
Let's all try singing the melody together, OK?
Melodiyi hep beraber söylemeye çalışalım, tamam mı?
OK, Beth distribute Aibek's details European-wide, notify all ports of entry.
Pekala, Beth Aibek'le ilgili detayları Avrupa çapında giriş yapabileceği bütün gümrük kapılarına dağıt.
All right, OK.
Sen geç.
Get off, get down. Let's just accept we've all got them, OK?
Çekil üzerimden, bunu kabul edelim, tamam mı?
All my fault, OK?
Hepsi benim hatam, tamam mı?
All in single file, ok?
Herkes tek sıra halinde, tamam mı?
Ok, all right.
Tamam pekâlâ.
Ok, not to mention the FDNY thing, the P.A.L. thing, and the PTA thing... all of which you missed last week.
İtfaiye olayını, PAL olayını ve okul aile birliğini unutmamak lazım. Hepsi de geçen hafta kaçırdığın şeyler.
Ok, all right, well, I want him on Friday, and I want Saturday next weekend.
Tamam, ben de onu Cuma günü istiyorum. Bir de gelecek Cumartesi.
Ok, and for all intents and purposes, so is Damian.
Tamam, tüm iyi niyetlere ve çabalara rağmen Damian da gitti.
The reason why time has an arrow is a fundamental law of physics that says all things in the universe move from orderly states
Yumurtayı çırpıp karıştırabilir ancak tekrar ayrıştıramazsınız. Zamanın bir ok yönü olmasının gerekçesi, fiziğin temel kurallarında yatar.
OK. All right!
Oldu, tamam!
OK, all watching Lee shagging me over a bin.
Öyledir. Hepsi Lee'nin çöp tenekesinin üstünde beni becermesini izliyormuş.
Ok, first of all, no comment means no comment.
İlk olarak, yorum yok demek yorum yok demektir.
Ok, first of all, I created that program, and second of all, it is a poor carpenter and hacker who blames his tools.
Öncelikle o programı ben yazdım, ikinci olarak da zavallı marangoz ve hacker, aletlere suç atıyor.
Ok, all my extensive knowledge of operating systems and Internet protocol is not really gonna help me out here.
Internet protokolü ve işletim sistemi bilgim burada pek yardımcı olmayacak.
OK, Dad, I appreciate that you care for all the lonely people.
Pekâlâ, baba, tüm bu kimsesiz insanlarla ilgilendiğin için sana minnettarım.
OK. Let's just all calm down.
- Biraz sakinleşelim.
Ok. All right. Let's play 2 truths and a lie.
Tamam, peki. 2 doğrunun 1 yalanın söylendiği bir oyun oynayalım.
Cοme οn, all wοmen have gοt needs, OK?
Hadi ama, bütün kadınların ihtiyaçları vardır, tamam mı?
- All right, OK, cοrner.
Tamam, korner.
- All right, OK.
- İyi, tamam.
I'm all right, I'm OK.
İyiyim, iyiyim.
I'm OK. I'm telling ya I'm all right.
- Ben iyiyim, sana iyi olduğumu söylüyorum.
OK, all right.
Tamam, peki.
Look, I've been thinking about this all day, ok?
Bak bu konuda bütün gün düşündüm tamam mı?
OK, not all the time. Hmm.
Tamam, her zaman değil.
I think that leads you into serious risk of discrimination, saying it's OK to have a Christian faith school but, for the sake of argument, not a Muslim faith school, which is not acceptable, and you've got to have the same rule for all.
Bence, bir Hıristiyan inanç okuluna tamam ama, söz gelimi müslüman inanç okulunaysa olmaz demek ciddi bir ayrımcılık tehlikesine götürür, ki kabul edilebilir değildir, yani herkes için aynı kuralınız olmalı.
Ok, all savannah's suggesting Is to change up the paradigm In order to give y'all a better shot at winning.
Pekâlâ Savannah'ın demek istediği tek şey çekimlerinizi değiştirerek, kazanma şansınızı artırmak.
Ok. All right. Great.
Tamam, yürü.
Yeah, it was all right, you know, it was OK.
Fena değildi ya, sorun yoktu.
OK, so I'm immortal, but other than that, I've basically got fuck-all going for me.
Ama onun dışında her açıdan yarrağı yemiş durumdayım.
Ok. Ok, let's focus, all right?
Tamam, biz konsantre olalım tamam mı?
Go talk to the Lieutenant about all this, OK?
Bu konuyu git Teğmenle konuş, tamam mı?
You OK? All right.
Tamam mı?
OK. All right, I suppose.
Peki, tamam.
OK, so right and wrong don't matter, it's all about presentation, is it?
Yani doğrunun ya da yanlışın bir önemi yok, tüm olay sunumda, öyle mi?
It's all going ok if you get back.
It's all going ok if you get back.
OK, by now you're all aware that new evidence has been found in the Barrel Girls case, which this department is again pursuing as a top priority.
Varildeki kızlar davasında yeni bir kanıt bulduğumuzdan hepiniz haberdarsınızdır. Bu sebeple departmanımızın öncelikli davası hâline geldi tekrar.
Ok, let's take 5. All right?
5 dakika ara.
- OK, it is all good, then.
- Tamam, ne güzel işte. - Tamam.
One minute, you're telling me it's all gonna be OK, And the next, you're kissing Percy's ass,
Bir dakika önce bana her şeyin iyi olacağını söylüyorsun bir dakika sonra Percy'nin kıçını öpüyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]