English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And drinking

And drinking translate Turkish

3,622 parallel translation
So I got involved with drugs, and there were bees and drinking and...
Uyuşturucuya bulaştım, sonra arılar ve içkiler...
No eating and drinking before sunset?
Güneş batmadan yememek ve içmemek yani.
You chose to spend your days as you always have, bedding harlots and drinking with thieves.
Ama sen, günlerini her zaman geçirdiğin gibi geçirdin. Orospularla yatıp hırsızlarla içtin.
Hunting and drinking don't mix.
Avlanmakla içmek pek uyuşmuyor.
And the rest of you, you can just keep eating and drinking, just having unprotected sex all the time.
Ve kalanlar,... sürekli yiyebilir, içebilir ve prezervatif kullanmadan seks yapabilirsiniz.
All the friends and companions of my youth are dead and feasting and drinking with the Aesir in the halls of the gods!
Gençliğime ait tüm arkadaşlarım ve yoldaşlarım öldü ve şimdi tanrıların salonunda Aesir ile şölen yapıp içiyorlar!
I'll tell him you've been hanging out with us and drinking and stuff.
Kocana bizimle takıldığını falan söylerim.
I didn't see anything and i've been drinking.
Hiç bir şey görmedim ve içkiliydim.
You quit drinking suddenly, and the panic set in.
İçkiyi bir anda bıraktın, ve panik belirdi.
And you... you have no sense of drinking!
Peki sen Sende içme duygusu yok!
My waiving was apparently appreciated'cause he treated me to dance, paella and a real bout of rioja-drinking.
Feragat etmem anlaşılan takdir edildi çünkü bana dans, paella ve gerçek Rioja içki alemi ısmarladı.
And if I was you, I would stop drinking.
Ve yerinde olsaydım, içmeyi bırakırdım.
- Aw. - And I'm day drinking.
Ve gündüzleyin içiyorum.
Not that I'm averse to drinking from a puddle every now and again, you understand.
Arada sırada göletten içmeye karşı değilim, yanlış anlaşılmasın.
Drinking and talking too much.
İçip sohbet ediyorum.
Drinking and lust, no man can match me in these things.
İçmek ve arzulamak konusunda kimse benimle yarışamaz.
How do I really feel about those poor unfortunate masses of greedy, grasping, small-minded folk in their pathetic little houses in their pathetic little neighborhoods, sitting in front of their televisions, drinking their Bud Light and watching the reality of a world that doesn't exist?
Küçük acınası evlerinde, semtlerinde televizyon karşısında light bira içip oturan doyumsuz, aç gözlü, küçük düşünen zavallı tahlihsiz halk kitlelerininin acınası durumu hakkında gerçekten ne hissediyorum? Bu hayatın gerçeğini yokmu sayıyoruz?
And that's how you're stopping me from drinking?
Tüm bunlarla benim içmemi nasıl engelleyeceksin?
And I have to stop drinking.
Ve... içki içmeyi bırakmalıyım.
He's in trouble and you're sitting here drinking?
Onun sorunları var ve sen burada oturmuş içki içiyorsun?
Underage drinking, battery and violation of probation, sir.
Reşit olmadan içki, darp ve şartlı tahliye ihlali, efendim.
Drinking and digging your own grave.
İçmek ve kendi mezarını kazmak.
And you stop drinking.
Sen de içkiyi bırak.
- And stop drinking!
- Sen de içmiyorsun!
And we're drinking to forget.
Unutmak için içki içeceğiz.
If you have friends, they'd all be gathered around here drinking beer, smoking cigarettes, having a good time, gambling, playing cards and stuff.
Arkadaşların olursa, hepsi buraya doluşup bira içerler sigara içerler, eğlenirler kâğıtla kumar oynarlar.
You know, drinking and playing Grand Theft Auto, masturbating.
Bütün gün içer, video oyunu oynar ve çavuşu tokatlardı.
- Because I love her, and I don't want her to o.D. Before she's of legal drinking age.
Çünkü onu seviyorum ve resmi içme yaşından önce... aşırı dozdan ölmesini istemiyorum.
And the way that you get it is by drinking the blood of someone who had the flu.
Virüsü kapmanın yolu da hastalıklı bir insanın kanını içmek.
- I'm desperate! He wasn't exposed to the virus and I don't wanna start drinking live again and so he's the only... it's no different than taking from blood bags.
Virüse maruz kalmamış ben de yine diri diri beslenmek istemedim yani tek çare oydu.
That the two of us are gonna do this together, and-and-and-and you're not gonna be, you know, drinking... And-and-and-and smoking.
İkimiz, birlikte yapacağız ve sen de sigara içmek, alkol kullanmak gibi şeyleri yapmayacaksın.
And people were drinking champagne from the bottle,
İnsanlar şişeden şampanya içiyorlardı..
And... ( laughs ) I was drinking champagne from the bottle,
... ve ben de şişeden şampanya içiyordum.
If you're in the pub, you're drinking, and you say, "I love you," then they drink.
Barda sen varsan ve içiyorsan, her seni seviyorum deyişinde kadehi dikiyorlar.
I think we should keep drinking, and something will eventually suggest itself.
Bence içmeye devam etmeliyiz ve bir şey kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Troy and Abed start drinking coffee?
Troy ve Abed kahve içsin diye mi?
Whether or not Francis Burke, the man who drove the Lincoln carriage, and John Parker, the man detailed to protect the president, are drinking at the Star Saloon when Booth enters will never be known with any certainty.
Francis Burke ya da herkimse, Lincoln'ün at arabasını süren kişi ve başkanı korumakla görevli olan John Parker Yıldız Barı'nda içki içiyorlar. Booth'un oraya ne zaman girdiği asla kesin olarak bilinemeyecek.
And I hear she had been drinking.
Ve onun sarhoş olduğunu duydum.
And you've been drinking?
Peki içiyor muydunuz?
When you get through drinking, come on up and you can kiss my ass, alright.
İçki içmeyi bitirdiğinizde yanıma gelip kıçımı öpebilirsiniz anlaştık mı.
I don't expect you to call me back, but I wanted to let you know I stopped drinking last night, and I went to my first AA meeting this morning.
Geri aramanı beklemiyorum ama dün akşam içkiyi bıraktığımı ve bu sabah ilk AA toplantıma gittiğimi söylemek için aradım.
After I finished drinking all those girls and screwing all that beer, I decided I should come back for my friend.
Bütün kızları içip, tüm birayı siktikten sonra arkadaşıma yardıma geleyim dedim.
Look, she stays up till 3 a.m. drinking Stoli Vanilla and watching Bowflex ads.
Zaten gece 3'e kadar uyumayıp votka eşliğinde spor aleti reklamlarına bakıyor.
And often as not, they're just going off their rockers and... drinking too much.
Her zaman değil tabi, onlar daha çok sallanan sandalyelerinde otururlar,... ve bolca içerler.
I'd like to start eating healthy, I'd like to start exercising, and I would like to take a break from the drinking.
- Sağlıklı beslenmek, spora başlamak, ve kafayı çekmeyi bırakmak istiyorum.
Get your head out of your ass and stop drinking.
Kafanı gömdüğün yerden çıkarıp içmeyi bırak.
Most NGOs don't have skills in drinking water and drainage.
Sivil toplum kuruluşlarının içme suyuyla ilgili girişimleri çok az.
Ushio and I had many fights caused by his drinking.
Alkol kullanımı nedeniyle Ushio'yla birçok defalar kavga ettik.
No, we have not been drinking, unlike you who have been drinking wine and beer and have been smoking like crazy.
Hayır senin gibi birayla şarabı karıştırıp içmedik. - Ve deli gibi sigara da içmedik.
I'm resigning from the school, and I quit drinking.
Okuldan istifa ettim. İçkiyi de bıraktım.
Drinking and trying to touch this lady on the butt.
İçip içip bir bayanın kalçasını ellemeye çalışmışsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]