English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Drinking wine

Drinking wine translate Turkish

353 parallel translation
Sitting outside in the evening, drinking wine
Gece dışarıda oturmayı, şarabımı yudumlamayı,...
Yet here you are, drinking wine with us.
Yine de burada, bizle beraber şarap içiyorsun.
- But aren't we drinking wine?
- Ama şarap içmeyecek miyiz?
I'm drinking wine and eating cheese, and catching some rays.
Şarap içip peynir yiyorum ve biraz güneşleniyorum.
- Drinking wine!
- Şarap içerim!
Eating food, drinking wine
Yemek yerim, şarap içerim!
If you're drinking wine...
Şarap mı içiyorsun?
- No, I'm drinking wine.
- Hayır, ben şarap içiyorum.
It's no time to be drinking wine.
Şarap içmenin zamanı değil.
What'd you mean by coming here and drinking wine?
Buraya gelip şarap içerek ne yapmaya çalışırsın?
Are they drinking wine Sarajevo's young folk?
Sarayova'nın genç halkı içiyor mu şaraplarını?
Before that I and the trator driver, my pal, had been drinking wine and vodka.
Olay olmadan önce, traktör şoförüyle beraber, benim arkadaşımdı, şarap ve votka içiyorduk.
Your mother started drinking wine.
Annen şarap içmeye başladı.
Your operation, you're drinking wine, right.
Biliyorsunuz şu... Ameliyat ve içtiğiniz şarap yüzünden, evet.
living in the garrets... eating cheese and drinking wine and analyzing art in coffee houses.
tavanaralarında yaşamaya... peynir yiyip şarap içerek kafelerde sanat hakkında konuşmaya.
What are you doing, drinking wine?
Ne yapıyorsun, şarap mı içiyorsun?
Renfield, look at me. I'm drinking wine and eating chicken.
Bana bak Renfield Şarap içip tavuk yiyorum.
# DRINKING WINE, FEELING FINE #
- DRINKING WINE, FEELING FINE -
You said you also loved waking up in the night... drinking wine and eating snails.
Gecenin bir vakti kalkıp şarap içip salyangoz yediğini söylemiştin.
Richard's living room, drinking wine.
Richard'ın oturma odasında şarap içiyorum.
where I had a fine time drinking wine... with the models and artists and talkin'the lingo.
Ordudan terhis olup Paris'e gider ve zamanımı şarap içip güzel kızlarla dans ederek geçiririm.
Or just don't go, drinking wine of old Bordeaux...
Biraz lezzet katmalısın. Sakın çikolatayı Bırakıp diğerlerine...
! Drinking wine is a sin...
Şarap içmek günahtır.
We drinking wine?
Şarap mı içiyoruz?
Well, you know, couple of blokes on our own, drinking wine.
Biliyorsun, bir çift adamım var...
However I still enjoy drinking wine.
Her neyse, ben hâlâ şarap içmeyi seviyorum.
That's the normal, everyday... normal everyday drinking wine Freddie gave us, not the really expensive out-of-bounds stuff.
O normal, günlük... Freddie'nin bize verdiği normal gündelik şarap, aşırı pahalı, ellenmeyecek şey değil.
Ah, nothing like drinking the wine where it's grown.
Ah, şarabı yetişdiği yerde içmek gibisi yok.
You're drinking my wine!
Benim şarabımı içiyorsun!
And we'll start drinking bad wine again.
Ve o berbat şaraplardan içmeye devam edeceğiz.
You've been drinking honey wine!
Sen şarap içmişsin!
Now you know Dr. Poncet wouldn't approve of your drinking so much wine.
Artık neden Doktor Poncet'ın çok fazla şarap içme dediğini anlamışsındır.
You remember those wine drinking nights... when someone loved you better than anyone's loved you since?
Birinin seni, herkesin sevdiğinden daha fazla sevdiği zamanlarda şarap içilen geceleri hatırlıyor musun?
As your host, I propose... that we would abolish all formalities forever... by drinking my best wine in brotherhood.
Bu yemeği düzenleyen kişi olmanın bana verdiği sonsuz yetkiye dayanarak..... Bay, Bayan, Sayın ve Sevgili Dostum sıfatlarını temelli kaldırmak üzere..... en çok sevdiğim şarap olan "Nussberger" le kardeşliğe kadeh kaldırmayı teklif ediyorum.
Who'd have thought that Hamza, Hamza above all, with his wine drinking, lion hunting will come to join Muhammad?
Kim derdi ki Hamza, o şarap içen, tek başına aslan avına çıkan Hamza... Muhammed e katılacak.
What are you guys doing? Drinking some wine here?
Şarap içer misiniz?
Waiter, let me have a look at the label on the bottle of wine we're drinking, will you?
Garson, içtiğimiz şarabın şişesinin etiketine bakabilir miyiz?
A person carrying a golden sword, drinking from a golden wine container, that's pricelessly valuable, and is being hunted after.
Altın bir kılıç taşıyıp, Altın bir şişeden içki içen bir ihtiyar. Paha biçilemez eşyaları olanların, hayatları hep tehlikede olur
Be it whiskey or be it palm wine Drinking is a must
Viski yada şarap içmek mecburi her akşam.
We'd been drinking together We'd had wine and vodka
Birlikte bir şeyler içiyorduk
You like drinking red wine.
Kırmızı şarap içmeyi seviyorsun.
They're at their outdoor restaurants eating their little pizzas and drinking some fine wine in a no-smoking section with their sexy, skinny second wives while we're breeding with peasant stock.
Açık hava restoranlarında küçük pizzalarını yiyorlar sigara içilmeyen bir bölümde seksi, bir deri bir kemik ikinci karılarıyla güzel şaraplarını yudumluyorlar.
Have you been drinking the sacramental wine?
- Havalandırma sistemi mi? Yine kutsal şaraptan mı içtin yoksa?
But that's the price I pay for drinking expensive wine.
Pahalı şaraptan başka bir şey içmememin bedeli bu.
I bet y'all drinking that wine. Smoking them tweeds and everything. Wearing them clothes all half-off your ass, what the hell is going on today?
İkinizde düşük bel pantolon giymiş, şarap içip esrar kullanıyorsunuzdur.
Like drinking grape juice instead of wine at communion?
Yani fikir sohbetlerinde şarap içmek yerine üzüm suyu içmek gibi mi?
I've been so bored since we moved I've been drinking a glass of wine every day.
Burada o kadar sıkılıyorum ki, her gün bir bardak şarap içiyorum.
But here I am, drinking your wine.
Ama işte buradayım ve şarabını içiyorum.
Standing here... drinking their wine - - people we'll never even meet.
Burada durup asla tanışamayacağın insanların şarabını içerken.
Christie, you're not drinking your wine.
Chrıstıne, şarabını içmemişsin.
White and red wine for your drinking pleasure!
Ağızlarına layık beyaz ve kırmızı şaraplar!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]