English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And she goes

And she goes translate Turkish

1,329 parallel translation
I go, "What was that?" And she goes, "He big baby."
"Aman Tanrım, bu da ne böyle?" deyince Abla bana "içerideki koca bir bebek." dedi
Finally, at the hour mark, she comes in, she takes the needles out and she goes :
Sonunda o belirlenen saat geldi, hanımefendi içeri girdi iğneleri çıkardı ve gitti :
She meets some random guy she knows nothing about and she goes off with him.
Rastgele tanımadığı bir adamla tanışır ve hiç tanımadığı bu adamla gider.
And she goes back to work.
Ben de işe gitmeyi çok isterdim, ama burada kalmam gerek.
If we are not bringing back any husbands, and she goes shopping, at least we won't be going back empty-handed.
Eğer eve koca götüremiyorsak hiç olmazsa eli boş dönmeyelim.
Martha's into scuba... and in the spring she puts on a wet suit and she goes and gets'em.
Martha dalgıçlık yapıyor ve yazın mayosunu giyip onları çıkarıyor.
And she goes :'I won't, don't worry!
Tabi hemen :'Yemem, Merak etme!
I keep telling her, don't play with chemicals, you'll burn down the house and me in it, and she goes :
Ben her zaman diyorum, Kimyasal şeylerle oynama, Birgün evi yakacaksın, içindeki benide Sonra hemen şey der :
His wife caught me teaching him a few new moves, and she goes off on me... and I smacked that bitch.
Adama birkaç yeni hareket gösterirken karısına yakalandım, atıp tutmaya başladı... ben de karıyı patakladım.
Her body temperature drops dramatically and she goes into suspended animation.
Vücut ısısı önemli ölçüde düşüyor ve geçici bir ölüm haline giriyor.
She goes, "His friends taught him to go on the lnternet, and he brought up a sex site."
Karımın dediğine göre, "bir arkadaşı onun kafasına interneti sokmuş, ve bir seks sitesinin adresini vermiş."
She thinks Whoever she loves leaves her and goes away
Naina'nin bir problemi var. Sevdiklerinin onu hep terk ettiğini düşünüyor.
She goes out in real life and gets in really big trouble.
Gerçek hayatta dışarı çıkıyor ve başı gerçekten büyük bir belaya giriyor.
And off she goes.
Ve başlar.
She always arrives after 1 1 and goes to her room.
Her zaman 11'den sonra gelir ve odasına gider.
She still goes for the broody smart guy all mysterious and tortured.
Bütün o işkence ve gizemden sonra yine de zeki çocuğun kollarına koşuyor.
She sits down with Jason Kent, they talk for a little while, and Kent goes back to his cell.
Jason Kent'le oturuyor. Biraz konuşuyorlar. Sonra Kent hücresine gidiyor.
So check her vitals every 15 minutes until she goes up to the O.R and grab another chart.
Ameliyathaneye gidene dek her 15 dakikada hayati göstergelerine bak. Bir dosya daha al.
- So, she goes inside, and about
- Sonra içeri gitti, ve yaklaşık
No, she says "whoops" and goes out.
Pardon deyip çıkacak.
THE LEGEND GOES THAT WHEN HE WENT TO HER ROOM, SHE WAS NAKED AND PAINTING.
Hikayeye göre, Lautrec onun odasına gittiğinde, Constance çıplakmış ve resim çiziyormuş.
I would like to congratulate... my very brave friend, Charlotte... who knows what she wants... and who goes for it.
Cesur arkadaşım Charlotte'u tebrik etmek isterim ne istediğini bilir ve elde eder.
She just surfs out on the Point, uses my shower and goes to work.
Point civarında sörf yapıyor ve işine gitmeden önce benim duşumu kullanıyor.
So she goes to the loft and realizes... the murder she thought her father committed never happened.
Çatı katına gitti ve babasının işlediğini sandığı cinayetin hiç gerçekleşmediğini anladı.
She has issues with men... it goes back to her father's death and not having him around.
Bu babasının ölümüne ve onun etrafında olmamasına kadar uzanıyor. Sen ne yapacaksın? Onu iyileştirecek misin?
She goes to the lawyer with that sob story... and expects her to be her mouthpiece.
O acıklı hikâyeyle avukata gidiyor ve ondan sözcüsü olmasını istiyor.
WHEN THE PEONY BLOOMS SHE STANDS TALL AND THEN GOES AWAY.
Şakayıklar açtığında ayağa kalkar ve uzaklaşır.
If a girl goes to her boyfriend and says... she wants to fuck around with another girl... you think he's gonna be "weirded out" by that?
Bir kız erkek arkadaşına | gidip de... başka bir kızla | yatmak istediğini söylerse... sence "delirmiş" | mi olur?
Every Thursday, she works out gets her nails done and goes to the movies.
Her Perşembe egzersiz yapar tırnaklarına bakım yaptırır ve sinemaya gider.
Mieke's tour group goes to the Vatican tomorrow, then she gets on that boat and she's gone.
Mikke'nın grubu yarın Vatikana gidiyor, sonra da bota atlayıp gitmiş olacak.
and then she goes and cooks and cleans for an old feeb in a wheelchair to earn extra money for her crazy costumes.
Sonra çılgın kostümlerine para bulabilmek için... tekerlekli sandalyedeki bir ihtiyara bakıyor.
I mean, first, she takes the dress. Then, she puts it back. And then she goes to this party where no one saw her.
Önce elbiseyi aldı, sonra geri koydu ve kimsenin onu görmediği bir partiye gitti.
She looked at me, and I felt like she was telling me, "Chug that." She goes, "You need to drink more."
Yüzüme öyle bir baktı ki "Hepsini iç" diyecek sandım. "Daha fazla içmelisin" dedi.
You know Fanny... She starts from here and goes bigger and bigger...
Biliyorsun ki Fanny bu kadarla başladı, ama folloş oldukça oldu...
She goes to work and her daughter goes to school.
O işe gidiyor ve küçük kızı okula gidiyor.
Your mother is so stupid... that she goes to Barneys Rooftop Deck Restaurant for lunch... and orders a niçoise salad and calls it a "ni-coise" salad.
Anneniz o kadar aptal ki Barneys Rooftop restorana yemeğe gidip nicoise salatası sipariş ediyor ve ona "ni-coise" salatası diyor.
Your mother's so stupid... that she goes into Gucci and she tries to buy, like, Fendi and stuff.
Anneniz o kadar aptal ki... GUcci ye gidip FendiStuff almaya çalışıyor.
She's gonna be with us a while, so, uh... she comes and goes whenever she wants.
Bir süre bizimle kalacak. O yüzden istediği zaman girip çıkabilir.
She just cries and goes on about how ungrateful I am
Ağlamaya başlıyor ve ne kadar nankör olduğumdan bahsediyor.
What if she goes and have an abortion?
Ya gitmesine izin verir de düşük yapmasına neden olursak?
She goes crazy over a bowl of chili and spaghetti.
Bir tabak soslu makarnaya deliriyor.
She goes :'Grandpa, you can't wear same slippers in the house and in the garden.'
Bana :'Dede, Bahçede giydiğin terliklerle eve giremezsin.'diyor
And all of a sudden she goes :
Sonra aniden dediki :
Something... She said if everything goes according to plan he and his family will be free to go to Palestine!
böyle işte... her şey planlandığı gibi giderse, onların ve ailelerinin Filitine serbestçe gidebileceklerini söyledi!
Well, she wasn't the most pleasant of women, and sure, life goes on.
Kadınların en tatlısı sayılmazdı ve hayat da devam ediyor tabii.
So she goes off with the Dufosses and you go to the Blue Boar
Evet. Anne, Dufosse'larla gitti. Sen de Blue Boar'a gittin.
She's 19, lives in Santa Barbara and goes to school there.
19 yaşında. Santa Barbara'da yaşıyor ve orada okuyor.
She goes to where the work is, mostly doing jobs for Euro celebrities and children of royalty.
İş neredeyse oraya gidiyor. Genelde Avrupa sosyetesi ve kraliyet çocukları için çalışıyor.
She goes high-tailing it into the glades, and that's the last time I saw either of them.
Son hızla Everglades'in içlerine daldı. Onu en son o zaman gördüm.
And her cover was having Yong-Jo say, " She never goes out.
Ve onun garantisi de Yong-Jo'nun söyledikleri, " Asla dışarı çıkmaz.
And every second that goes by, she gets madder and madder.
Her geçen dakika daha da sinirlenir, kıpkırmızı olurdu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]