And she is translate Turkish
15,779 parallel translation
But when Talya auditions and she is the best Juliet, you're just gonna have to suck it up, deal?
Talyanın seçimindeyken ona en iyi Juliet olduğunu yedireceksin, anlaştık mı?
I mean, I'm not even in control, it's like I'm some crap banged-out car and she is driving, I'm just the vehicle.
Yani kontrol bile benim elimde değil. Sanki ben külüstür, boktan bir arabayım ve o sürüyor. Ben sadece aracım.
And she is as pure as an angel.
Ve o bir melek kadar saf.
We know she's off still chasing conspiracy theories, and we need to know exactly what it is she's doing before she hurts someone... or herself.
Hala komplo teorileri peşinden gittiğini biliyoruz, ve herhangi birine ya da kendine zarar vermeden neler olduğunu öğrenmeliyiz.
Um, Senator Haas is about to go onstage, and she's asking for you.
Senator Haas yerini almak üzere, ve seni çağırıyor.
I think she was close to proving exactly what it is you've been up to since you got back, and you couldn't let that happen. - That's insane, Ryan.
Döndüğünden beri peşinde olduğun şeyi kanıtlamaya çok yaklaşmıştı-- - ve sen buna engel oldun.
What I want to do is I want to head her off and find out why she's after them before she hurts the Bureau or herself.
Kendine ya da büroya zarar vermeden niye bunun peşinde ortaya çıkarmalıyım.
She is not a fan, and for good reason.
Beni sevmez, sebebi de var.
You were going through a rough time, Princess Carolyn wanted to help you and she offered you the job.
Sıkıntılı bir dönemdi. Princess Carolyn sana yardım etmek istedi ve iş teklif etti.
But still, she is putting her company's bottom line before the very real damage that bottle-nosed maniac is doing every time she gets on the news and- - [gasping] That's it, the news.
Ama hâlâ şirketinin kâr-zarar durumunu o şişe burunlu manyağın haberlere her çıktığında neden olduğu hasarın önüne koyuyor. İşte bu! Haberler.
And he'll know straightaway that I'm talking shite - sorry - and that'll just reinforce the fact that she is...
Konuşurken kıçımdan salladığımı hemen anlar. Affedersiniz.
If she is convicted, she'll be stripped of her runes and banished.
- Suçlu bulunursa, mühürleri silinir ve sürülür.
All she has to do is call the number and boom.
Tek yapması gereken numarayı aramak.
She said she had my back. This is not black and white.
Arkamı kolladığını söylemişti.
And I know you think I stole her from you, but the fact is, she was never yours to steal.
Ve senden onu çaldığımı düşündüğünü biliyorum ama gerçek şu ki o asla senin olmadı.
And why is she drugged with marks from being tied up?
Peki neden baygın hâlde yatıyor? Neden kolunda yatağa bağlanmış gibi iz var?
If she is convicted, she'll be stripped of her runes and banished.
Suçlu bulunursa mühürleri silinip sürgün edilir.
She thought you were dead. This is all she had left, and she... she carried you with her every single day.
Ondan geriye sadece bunlar kaldı ve o seni her gün yanında taşıdı.
- And where is she now?
- Şimdi nerede?
Her name is Chloe Jarvis, and apparently, she is, like, the Paris Hilton of Long Island.
Adı Chloe Jarvis, ve görünüşe göre Long Island'ın Paris Hilton'u.
She just got elected to the board of the Met and is trying to close on a new co-op.
Met kuruluna yeni seçildi ve yeni bir kooperatif kurmaya çalışıyor.
Drinking me out of house and home is what she's doing.
Tek yaptığı şey orada burada içki içmek.
And Piper... she is...
İKİ SHOT SONRA Piper da...
Actually, Rachel told me what she had to say, and I honestly don't see how this could point us to where Brian is.
Rachel bana söylemesi gerekenleri söyledi ve doğrusu bunun Brian'ın nerede olduğuyla ilgili bir yardımı olacağını sanmıyorum.
He or she is smart, a magician, and you're looking over here...
Kadın ya da erkek, o akıllı. Bir sihirbaz ve biraz daha eşelemen lazım.
Look, all I know is she seemed stressed as hell and she kept smoking funny cigarettes all the time.
Tek bildiğim çok gergin olduğu ve sürekli esrarlı sigara içtiği.
Yeah, the sad thing is, you know, I'm an only child so I get everything when she's gone and that won't be too long.
Evet, üzücü bir şey... Tek çocuğu benim yani o öldüğünde her şeyi benim olacak ve bu pek uzun sürmeyecek. Tam o noktada ve her şey ilerliyor, biliyor musun?
I'm sorry to call again, but i'm here with lynda, And she's wondering if peter is on his way.
Afedersiniz tekrar arıyorum ama Lynda burada ve Peter'in gelip gelmeyeceğini merak ediyor.
And then right here is where she'd give me her yearly hug.
Ve tam burada bana o yıl için sarılırdı.
And what's worse is you have to tell her she's lost all hers.
Ve daha da kötüsü ona onun da kaybettiğini söylemen gerek.
Grammy's whole world is gone and she has no idea.
Büyükannemin bütün hayatı yok oldu ve hiçbir şeyden haberi yok.
And who is she?
ve o kızda kim?
And I guarantee you this finely pressed suit of yours isn't ready for what she is going to put you through.
Ve emin ol bu güzel ütülenmiş takımın seni onun yapacakları karşısında hazırlamayacak.
She is her majesty's soul gatherer, and by serving her, we'll be granted a place in Xibalba when it comes.
O, onun ruh toplayıcısıdır ve ona hizmet ederek, Xibalba'da yerimiz garantiliyoruz.
She is no such thing, and you know better.
Öyle birşey yok, sen daha iyi bilirsin.
And how is she gonna help us get rid of that ugly-ass beast out there?
Ayrıca dışarıdaki muşmula suratlı hayvandan kurulmamıza nasıl yardım edecek.
But that girl is shellshocked, and she needs our help.
Ama şu an bu kız şok geçirmiş bir halde ve bizim yardımımıza ihtiyacı var.
Kate is gone... and whoever's inside of her thinks she's some sort of queen.
Kate öldü ve onun içindeki her kimse kendini bir tür kraliçe sanıyor.
♪ Love is a wonderful thing ♪ And she's lovely, Fantasma, like an angel.
Ve o çok güzel, Fantasma.
The only way she finds out is if you tell her, Tasha, and you're not gonna tell her ; you know why?
Öğrenmesinin tek yolu ona senin söylemen Tasha ve sen de söylemeyeceksin. Neden?
Ladies and Gentlemen, here she is. The birthday girl, Cynthia.
Bayanlar ve Baylar, işte karşınızda, doğum günü kızı Cynthia.
She's, erm, she's gotta interview somebody about their work and she wants to speak to you.
O yani, birileriyle iş konusunda görüşme yapması gerekiyormuş Daisy de seninle konuşmak istiyor.
You need me... because as good as Gretchen is, she can't be a part of this, and you know it.
Bana ihtiyacın var... çünkü Gretchen ne kadar iyi olursa olsun bunun bir parçası olamaz, ve bunu biliyorsun.
Well, aren't you high and mighty, coming in here accusing me of putting my daughter at risk when the whole reason she's in the position she's in is because of something you did?
- Kibirli herif, buraya gelmiş kızımı tehlikeye attığım için beni suçluyorsun halbuki o, senin yaptıkların yüzünden bu durumda.
And if she did that is because she didn't want to talk to you, she wanted to get in your head.
Bunu yaptıysa seninle konuşmak istediğinden değil kafana girmek için yaptı.
She said that she could get you into Columbia, and that you could be a lawyer after all this is over.
Seni Columbia'ya sokabileceğini ve tüm bunlar bitince avukat olabileceğini söyledi.
The only way she is gonna help us is if we help her put Harvey and Jessica away.
Bize yardım etmesinin tek yolu Harvey ve Jessica'yı ele vermemiz.
And what she wants is Harvey.
İstediği şey ise Harvey.
She is not gonna enter false evidence, and you know it.
Gibbs sahte olan bir kanıt getiremez, bunu sen de biliyorsun.
Mr. Evans, my next move is gonna be to call Jenny Griffith to the stand, and she's gonna testify that you lied to her for years about dealing, and when she found out about it, she left you for Mike Ross.
Bay Evans bir sonraki hamlem kürsüye Jenny Griffith'i çağırmak olacak ona yıllarca uyuşturucu işiyle alakalı yalan söylediğinizi ve gerçeği öğrendiğinde sizi Mike Ross için terk ettiğini söyleyecek.
And the only reason she'd do that is because she doesn't have authorization - to try this case again.
Bunu yapmasının tek nedeni ise davayı tekrar açmak için yetkisi yok.
and she said yes 23
and she goes 33
and she loved me 17
and she's beautiful 17
and she was like 38
and she loves you 21
and she's right 30
and she was right 34
and she said no 16
and she was gone 27
and she goes 33
and she loved me 17
and she's beautiful 17
and she was like 38
and she loves you 21
and she's right 30
and she was right 34
and she said no 16
and she was gone 27
and she's dead 32
and she knew it 16
and she's 109
and she knows it 30
and she loves me 32
and she's like 63
and she says 116
and she's gone 29
and she 275
and she said 267
and she knew it 16
and she's 109
and she knows it 30
and she loves me 32
and she's like 63
and she says 116
and she's gone 29
and she 275
and she said 267