English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Apparently you are

Apparently you are translate Turkish

199 parallel translation
Apparently you are.
Anlaşılan, gidiyoruz.
If you're espousing a philosophy, which apparently you are... that the corporation owes employees... cradle-to-the-grave security, I don't think that can be accomplished... under a free enterprise system.
Bu felsefeyi benimsemişseniz, ki gördüğüm kadarıyla öyle yapmışsınız şirketlerin çalışanlarına vefa borçlarını ödemesi beşikten mezara güvenlik gibi şeylerin serbest girişim sistemi dâhilinde gerçekleşebilecek bir şey değil.
Well, apparently you are disturbing him, sir.
Onun canını sıktığınız çok açık.
Apparently you are.
Görünüşe göre, Sen!
Apparently you are quite famous in America too.
Görünüşe göre Amerika'da epey meşhursun.
- No, but apparently you are.
- Hayır. Ama senin deli olduğun açık.
Apparently I'm not as cynical about Earth's people as you are.
Görünüşe bakılırsa, insanlarınız hakkında sizin kadar kötümser değilim.
Mrs. Benson, you are a young woman... who is apparently worth in the neighborhood of... $ 200 million!
Bayan Benson, siz genç bir kadınsınız ve görünüşe bakılırsa varlığınız yaklaşık 200 milyon dolar kadar!
And they will not do any of the soul-searching that you are apparently doing right now.
Ve senin şu anda yaptığın vicdan muhasebesini de... hiç ama hiç yapmayacaklardır.
Apparently, you are just the sort of dangerous, foreign man she likes.
Görünüşe göre sen sadece hoşlandığı tehlikeli yabancısın.
Apparently her fiance's awfully grand and he owns half of Scotland. - How are you?
Açıkça nişanlısı acayip muhteşem biri ve İskoçya'nın yarısının sahibi.
We found a piece of tartan in the cave that was traced to... an undocumented branch of the MacLeods, of which... you are apparently the only member on record.
Senin kayıtlı tek üyesi olduğun... ve başka kayıtlı bilgisi bulunmayan bir MacLeod koluna ait... bir parça ekoseyi mağarada bulduk.
Apparently, you two are up for the same job.
Anlaşılan ikiniz de aynı görev için adaysınız.
- Do you mind? Paramedics are pulling up with an apparently intoxicated street individual.
- Sakıncası yoksa ilk yardım ekibi sarhoş bir evsiz getiriyor.
And if you don't, then people are apparently entitled to say what they like.
Ve eğer yapmazsanız, insanlar neden hoşlandıklarını söylemede sözüm ona haklı oluyorlar.
Apparently... we're from the same place you are- -
Görünüşe göre- - sizinle aynı gezegenden geliyoruz- -
So are you, apparently.
Görünüşe göre, siz de öyle.
which apparently builds character. - Are you showing it to people?
İnsanlara gösteriyor musun?
Apparently, you and I are not fit parents.
Artık sen ve ben uygun anne babalar değilmişiz.
So the people that knew about our wedding before me were you Phoebe and Rachel, Hildy and apparently some band called Star Light Magic Seven who are available, by the way.
Yani düğünümüzden, benden önce haberi olan insanlar : sen Phoebe ve Rachel, Hildy ve görünüşe göre'Star Light Magic Seven'adındaki müzik grubunun biri ki bu arada onlar da uygunlarmış.
I thought I would've met'em sooner, but, uh, apparently they spend a lot of time in the orient. So you guys are startin'to get serious.
- İş ciddileşmeye başladı mı?
Well, apparently I'm willing to offer her things that you are not.
Görünen o ki, ben ona senin teklif edemediğin şeyleri teklif ediyorum.
Apparently, so are you.
Sen de öylesin anlaşılan.
Well, apparently, you aren't as observant as you think you are.
Pekala, galiba düşündüğün kadar dikkatli değilsin.
- And apparently it thinks you are.
- Görünüşe göre sen acı çekiyorsun.
And apparently so are you.
Görünüşe göre sende.
Apparently he got a piece of it before it ran off, so now you gotta figure it's hurt, and mad, and none of us are safe.
Görünüşe göre, kaçmadan önce bir kısmını almış, Şimdi onların deli olduğunu, bize zarar verdiğini anladın mı hiç birimiz güvende değiliz.
I don't mean to alarm you two, but, apparently, the doves are a no-show.
Sizi telaşlandırmak istemem ama kuğular gelmiyor anlaşılan.
Apparently, you guys are in dire need of a new computer lab.
Acilen yeni bir bilgisayar laboratuvarı lazımmış.
Apparently a lot of people are wooing you.
Görünüşe göre bir sürü insan seni kazanmaya çalışıyor.
Apparently, you and I are still hitched.
Anlaşılan, sen ve ben hala birbirimize bağlıyız.
I'm gonna tell you what you are apparently dying to know.
O yüzden size bilmeyi çok istediğiniz şeyi söyleyeceğim.
Since you apparently have testicles that are begging to be castrated.
Senin de testislerin ezilmek için yalvarıyor.
Well, apparently, it doesn't matter how qualified you are, those lazy-ass admissions officers just take applications and stick it in the yes and no piles without even glancing at them!
Meğer sen ne kadar nitelikli olursan ol o tembel memurlar, başvuruları hiç incelemeden ayırıyormuş.
Where are you going? Apparently, we're going to be European tonight.
- Bu gece Avrupalı olacağız.
Looks like Paris was right. Apparently, you are the biggest virgin in the world.
- Anlaşılan sen dünyanın en büyük bakiresisin.
Apparently, so are you.
Aslında, sen de öyle görünüyorsun.
Hell, even if you are, apparently he's worth the money.
Öyle bile olsa, görünüşe göre, o buna değer.
Apparently, you are going to rule us all.
Görünüşe göre bize hükmedecekmişsin.
Apparently they are so dangerous that they don't care what party you belong to
Görünüşle göre hangi partiden olduğunu önemsemediklerine göre çok tehlikeliler
Apparently, the company that bought us and the company that bought you are having a feud over wireless communications in Europe.
Görünüşe bakılırsa, bizi satın alan şirket ve sizi satın alan şirket Avrupa'daki kablosuz iletişim hususunda kavga halindeler.
- Apparently so are you. - I'm going.
- Görünüşe göre sen de öyle yapıyorsun.
Well, apparently, these shoes she can't live without, so, what are you gonna do?
Görünüşe göre bu ayakkabılarla dışarı çıkamıyor, ne yapacaksın peki?
apparently the one being you are attached to.
Bütün düşüncen, görünürde bağlandığın tek yaratık olan köpeğini yanına çağırmak.
A legend you are apparently intimate with.
Açıkçası oldukça yakın bir efsanesin.
Apparently, so are you.
Görünüşe göre sen de öyle.
Apparently, you are an up-and-comer.
Senin de başarılı olman bekleniyormuş.
- What are you thinking? - Apparently, I'm not.
Belli ki düşünmüyorum.
The only people who aren't like that are the Amish and, apparently, you.
Yeni binyıldayız, George. Öyle olmayan tek insanlar, Amişler.
But if you add the kidney symptoms back into the mix, then we are looking at another letter altogether, one that is apparently not in the alphabet.
Ama işin içine böbrekteki belirtileri de katarsak karşımıza bambaşka bir kelime çıkar. Sözlükte olmayan bir kelime.
They just finished checking the surveillance tapes, apparently, Carmen never left the building let's go Are you sure?
Emin misiniz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]