English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / At least not yet

At least not yet translate Turkish

222 parallel translation
At least not yet.
En azından henüz olmaz.
But I'm not you, at least not yet.
Ama ben sen değilim, en azından şimdilik.
At least not yet.
En azından henüz değil.
What we're facing is neither a person nor a place... at least not yet.
Karşı karşıya olduğumuz şey, ne bir insan ne de bir yer. En azından şimdilik.
At least not yet but when the time is right we will deal with the Federation and Captain Picard.
En azından şimdilik. Ama zamanı geldiğinde Federasyon ile Kaptan Picard'ın üstesinden geliriz.
- The transmission... - At least not yet.
En azından şimdilik.
This Adebisi who raped Peter, we can't kill him, at least not yet.
Bu Adebisi, Peter'a tecavüz eden... Evet. Onu öldüremeyiz, en azından şimdilik.
Local news ain't Hollywood, at least not yet.
Yerel haberler henüz Hollywood'a erişemedi, en azından şimdilik.
I can't, at least not yet. I've just been assigned to Paula,
Onayı burada ver biz de yola çıkalım.
At least not yet.
Hala bir şey bilmiyoruz.
But I don't think I'm where you're at, at least not yet.
Ama sanırım senin olduğun yerde değilim, en azından daha değilim.
- Yeah, my head. I don't have the gear for that kind of stunt! At least not yet.
Bu tip şeyler bana özgü buluşlar, ama henüz yetersiz.
But tucked away in Unit J I can't do anything. - At least not yet.
Ama J Birimine tıkılıp kalmışken bir şey yapamam... en azından şimdilik.
Look... I wasn't going to tell you this, at least not yet.
Bak... Sana bunu söylemeyecektim, en azından şimdilik.
At least not yet.
En azından henüz yok.
At least not yet.
En azından daha kimse demedi.
- What I said is of no consequence at least not yet.
- Söylediklerim raslantı değildi....... en azından şimdilik tabii.
At least not yet.
En azından şimdilik.
There are no details. At least, not yet.
Şu an için herhangi bir detay yok.
Not yet, at least. - Of course not.
Yani henüz.
At least, not just yet.
En azından şimdilik.
At least, not yet.
En azından şimdilik.
Or at least, not yet.
En azından şimdilik olmaz diyor.
Although it is anticipated that the price... in the early stages of development, at least... will be prohibited- - prohibiti- - prohibitive- - official comment on the new device... has not yet been forthcoming from the Vatican. "
Cihazın fiyatının gelişimin en azından ilk aşamalarında aşırı pahalı olması bekleniyor. Cihaz hakkında Vatikan'dan şu an resmi bir yorum bulunmuyor.
At least, not yet!
En azından şimdilik.
Not yet, at least.
En azında şu an düşünmüyorum.
At least I'm not dead yet.
En azından ölmedim şimdilik.
Fortunately, we do not know, or at least do not yet know how to assemble alternative sequences of nucleotides to make alternative kinds of human beings.
Nükleotidlerin alternatif şekillerde dizilimlerinin nasıl olabileceğini ve bunun sonucunda, mümkün olabilecek insan türlerinin nasıl olabileceğini şans eseri şu an bilmiyoruz ya da bilemiyoruz.
So according to you I'm not stark raving mad, at a least not yet.
Yani benim manyak olduğumu düşünmüyorsun. En azından şimdilik.
Not just yet, at least.
En azından şimdilik.
Not yet, at least you've a girl-friend.
Henüz değil. Kız arkadaşın var ya.
No, not yet, but, uh, the attack on the hangar does tell us that at least the hoods don't have her, either.
Hayır henüz değil ama hangardaki saldırıya bakarsak kalpazanlarda henüz bulunamamış.
At least, not yet, anyway.
En azından şimdilik.
At least... not yet.
En azından... şimdilik.
We're not going to fight the Dominion, Major at least, not yet anyway.
Dominyonla savaşmayacağız, Binbaşı. En azından, şimdilik.
Not yet, at least.
En azından henüz değil.
Or at least, not yet.
Ya da en azından şimdilik.
- At least, not yet!
Şimdilik, en azından.
Well, not yet, at least.
En azından şimdilik.
At least, not yet.
En azından, henüz değil.
Take me. No one's going anywhere. At least not just yet.
- Hiç kimse hiçbir yere gitmiyor... en azından henüz değil.
No, not yet. And we'll be in segregation for at least a while.
Daha değil ve ayrıca bir sene daha herşeyden uzakta olacağız.
Nothing's goin'down for at least an hour. It's not even dark yet.
Çalınmış kanları taşıyor, soğutucu malzemelerini araştır.
- Not yet. Well, at least now you have some more time for your unpopular friends.
Hiç olmazsa şimdi daha az popüler dostların için vaktin olur.
At least not yet.
- Aslında ağır sıvı naqahdah, ama onu neyin ağırlaştırdığını bana sorma. En azından şimdilik.
I'm not so sure the elf needs to know. At least, not yet.
Elf'in bunları bilmesi gerektiğinden emin değilim.En azından henüz değil.
Yet not a day goes by... without at least one thought about the passion.
Bir gün bile geçmiyor ki ; en azından bir kere olsun ihtirası düşünmeyeyim.
It is not the time yet. At least not for Diana.
Daha tam zamanı değil en azında Diana için.
Not yet. " At least give us the general position so we can be nearby.
- Genel bir konum ver bari, yakınlarda olalım.
And I forgot I'm not one here. Well, not yet at least.
Burada olmadığımı unutmuşum.
Hey, at least I'm not putting her on an iceberg and shoving her off to sea, which considering the fact that you can't find the Shakespeare section without psychic powers yet the Cliffs Notes rack practically smacks you in the face on the way in, is totally justified.
93 yaşındaki bir kadını kovdurmak mı istiyorsun? - Onu buz dağının üstüne koyup denize bırakmadığıma dua et. Shakespeare bölümünü ancak..... sezgilerimizle buluyoruz Bunları düşününce, bu çok..

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]