English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / At least now

At least now translate Turkish

2,024 parallel translation
I know it's not what you were Hoping I'd find, but at least now you know.
Bulmayı umduğun şey değildi ama en azından şimdi biliyorsun.
Uh, you don't make all... Great choices, But at least now when you make bad decisions,
Verdiğin kararlar harika değil ama hiç değilse şimdi kötü karar verdiğin zaman rahatsız oluyorsun.
At least now, you've got me interested.
Şimdi en azından ilgimi çektin.
- At least now I die with happiness. Heh. - Heh.
En azından şimdi mutlu bir şekilde öleceğim.
Well, at least now she won't have to see this.
Ee, en azından bunu görmek zorunda kalmayacak.
But hey, at least now, we have a plan for recovery that doesn't involve Jesus coming back.
Ama artik nihayet, Isa'nin gelip bizi kurtamasi disinda bir planimiz var iyilesme icin.
Well, at least now I can finally say I've been picked up by a girl.
Pekala artık en azından bir kız tarafından dövüldüm diyebileceğim.
But hey, at least now you know what kind of person she is.
En azından nasıl biri olduğunu gördün.
At least now the three of them could sit down together and really talk about the future.
En azından üçü de beraber oturabiliyordu ve harbiden gelecek hakkında konuşuyorlardı.
Cat saw what she saw, but at least now she can't prove it.
Cat göreceğini gördü ama en azından bunu kanıtlayamaz.
At least now everybody's talking. Oh, please.
En azından şu anda herkes konuşuyor.
At least now the kids won't know, right?
En azından çocuklar bilmeyecek, değil mi?
At least now we know once and for all that we got the right man in command.
En azından artık, kesin olarak doğru kişinin komutan olduğunu biliyoruz.
Well, at least now you believe me.
En azından artık bana inanıyorsun.
Well, at least now you can relax and celebrate.
En azından şimdi biraz rahatlayıp, kutlama yapabilirsin.
So at least now you know why the bad guys are scared of you. ( both laugh nervously )
En azından, artık kötü adamlardan neden korkman gerektiğini biliyorsun
Okay. Well, at least now I know what she was on.
Pekâlâ, en azından şimdilik ne kullandığını biliyoruz.
At least now I know my due date.
En azından şimdilik bitiş tarihimi biliyorum.
At least we know for certain now he did it. Yep.
- Hiç değilse şimdi onun öldürdüğüne eminiz.
B., I know you and Chuck are going through a hard time right now, but don't you at least think what he did was romantic?
B., senin ve Chuck'ın, zor bir zamandan geçtiğinizi bliyorum. Ama en azından yaptığı şeyin romantik olduğunu düşünmüyor musun?
At least for now.
En azından şimdilik.
I mean, she's at least a ten, and I'm an eight, probably a six by now.
Yani, en azından o 34 beden, bense 32 bedenim, hatta artık 30 olmuşumdur.
Look, I know you kids ain't too happy with your dad right now, but I hope at least you could see that I'm tryin'.
Bakın biliyorum, şu an babanızla olmaktan hiç mutlu değilsiniz, ama en azından denediğimi bilmelisiniz.
At least I thought so till now.
En azından şimdiye kadar inanıyordum.
Just cool it with this Beneke guy, at least for now.
Bu Beneke herifiyle işleri şimdilik iyi tut.
Or, at least we now know we can't take these villagers for granted.
Hiç olmazsa artık biliyoruz. O köylüleri hafife alamayız.
The other patients were at least marginally responsive by now.
Diğer hastalar şimdiye kadar az da olsa tepki vermişlerdi.
They're stable, at least for now.
Durumları iyi, en azından şimdilik.
at least for now.
Şimdilik hiç değilse.
Now, there was no camera found in this room, which means at least they were smart enough not to tape their drug deals.
Bu odada kamera bulunmadı, yani, en azından uyuşturucu ticaretini kaydetmeyecek kadar akıllılar.
Well, at least your family just started sucking now.
En azından yeni kavga etmeye başlamışlar.
Now, although Hillary Fuller's bones were still weak, her osteoblasts did show evidence of a recent increase in bone growth, sufficient to indicate that she hadn't been drinking for at least two years.
Hillary Fuller'ın kemikleri hala zayıf olmasına rağmen, kemik dokusu, yakında gerçekleşmiş bir kemik büyümesini gösteriyor bu büyüme de, en azından son iki yıldır alkol kullanmadığını anlamamız için yeterli miktarda.
Now... this place could use a little gentrification, at the very least, a copy machine.
Bu mekanın biraz yenilenmesi lazım, en azından bir fotokopi makinası koymalılar.
At least for now, being with him is the best thing for you.
En azından şimdilik onunla ol bu senin için en iyisi.
But since I had to, I may at least use what influence I now possess to further the cause that I believe in with all my heart.
Ama madem mecbur kaldım, en azından sahip olduğum tüm gücü bütün kalbimle inandığım bu amacı geliştirmeye kullanayım.
Well, it's been a pretty rough day, but at least we're in Newark now.
Oldukça yorucu bir gündü, ama en azından Newark'tayız.
At least Serena's safe for now. Did you find Jenny?
En azından şimdi Serena güvende.
All I'm saying is, at least for right now, Vanessa needs to know that she's the only one you care about.
Tek söylediğim, en azından şimdilik, önem verdiğin tek kişinin Vanessa olması gerektiği.
Or at least trust the fact that she can keep it together, We might as well just stake her right now.
Ama onun için elimizden geleni yapmaz ve düzeleceğine inanmazsak hemen gidip kazığı saplayabiliriz.
AgroUnited employs several hundred people, and at least up until now, they've always been good corporate citizens.
AgroUnited yüzlerce kişi çalıştırıyor. En azından şimdiye kadar her zaman işbirliği yapan iyi birer vatandaş oldular.
Now you don't have to do the gym at least.
En azından artık spor yapmak zorunda değilsin.
At least for now.
- En azından şimdilik.
Well, at least we're heading towards them now, right?
En azından şu anda onlara doğru gidiyoruz, değil mi?
We now know there are at least a hundred billion of them, and all these connecting branches, well, there are trillions of connections.
En az 100 milyar kadar nöron olduğunu biliyoruz. Bu bağlantı sağlayan dallardan da trilyonlarca var.
For now, at least, we can't turn back the clock.
Şu an için zamanı ters döndüremeyiz.
So that appears to be what we are made of - - at least as far as we can see right now. But knowing this opens up an even greater mystery, which is - - why does the stuff we are made of behave the way it does?
küçük kutunun içinde enerji dolu tüm maddeler aslında enerjiden yapılır zerreciğin şekli onun içinde pıhtılaşmış gibi böylece görünmeye başlar nesneler ve biz en azından bildiğim kadarıyla şu an gördüğünüz gibi.
Well, I figured since I'm making a little money now, I should at least contribute.
Düşündüm de artık biraz para kazandığıma göre en azından katkıda bulunabilirim.
But you're here now at least for a little while, right?
Ama en azından bir süre buradasın, değil mi?
Or at least, we didn't know until now.
En azından şu ana kadar bilmiyorduk.
You are. At least for now.
Sen. En azından şu andan itibaren.
At least you're out now.
Ah, evet dostum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]