English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / At least i tried

At least i tried translate Turkish

144 parallel translation
If that happens, I should like you to go to Ethne... and tell her that at least I tried to put right... the shame and humiliation that I caused her.
Bu olursa, Ethne'ye gidip... en azından sebep olduğum utanç ve aşağılanmayı... düzeltmeye çalıştığımı söylemenizi istiyorum.
Well, at least I tried to.
En azından denemiştim.
If I should fail, then at least I tried to get my life back.
Eğer başarısız olursam, en azından hayatımı geri kazanmayı denemiş olacağım.
At least I tried to do something.
Ben en azından bir şey yapmayı denedim.
Now, I explained that to you, Charlie, at least I tried.
Şimdi, sana açıkladım, Charlie, en azından denedim.
Well, at least I tried.
Neyse, en azından denedim.
- Yeah, but I'm not in jail... and at least I tried. - Well, then you're out.
- Ama hiçbir kazancın olmayacak.
At least I tried it, right?
En azından denedim, Değil mi?
He wants to spend his life with Georgia, thinking "At least I tried."
O hayatının geri kalanını, Georgia ile geçirmek istiyor. Kendi kendine "en azından denedim" demek istiyor.
So, at least I tried, right?
En azından denedim.
Well, at least I tried heroin.
Pekala, en azından eroin denedim.
- At least I tried to save my partner.
- Ben en azından kurtarmaya çalıştım.
At least I tried, as they say.
Tamam, en azından bir deneme yapmış oldum değil mi?
If he takes the money, fine, if not, well, at least I tried.
Eğer parayı alırsa tamamdır almazsa da en azından denemiş olurum.
At least I tried!
Küçük Sheila'mızı kurtar.
At least I tried to make a connection with another person.
En azından ben başka bir insanla iletişim kurmaya çalıştım.
At least I tried to do something
En azından ben bir şey yapmaya çalıştım.
At least I tried.
En azından denedim.
Valerie Foster and I were together, at least we tried to be.
Valerie Foster ile birlikteydik, olmaya çalışıyorduk en azından.
I tried my best to make them keep her in reception, at least until you returned, but...
En azından sen dönene kadar ana binada kalmasını sağlamaya çalıştım ama...
It is a right which I've always tried to prescribe to this office with precedents dating back at least to William IV...
Ben bu ayrıcalığı bu ofise yerleştirmek için başından beri uğraşıyorum... Bunun emsalleri en az IV. William'a kadar uzanıyor.
At least someone'll know I tried.
En azından birileri denediğimi bilecek.
I've tried to find at least something human in you...
İçindeki insanı keşfetmeye çalışıyorum...
I tried to pull out at least a dozen times, but it was too late.
En az on sefer kurtulmaya çalıştım, ama iş işten geçmişti.
Maybe it never would have worked, but at least I should have tried.
Belki hiçbir işe yaramayacaktı ama en azından denemeliydim.
I tried to call you at least a dozen times.
Defalarca sana ulaşmaya çalıştım.
I would say he tried to kill himself at least once in the past months.
Son aylarda en az bir kez intihara teşebbüs etmiş denilebilir.
The ones I knew at least tried to spend some time with their family.
En azından benim bildiklerim ailelerine biraz vakit ayırırlar.
At least I tried to help!
En azından yardım etmeyi denedim!
At least I don't look like somebody's tried to open a can of beans with my face.
En azından birisi yüzümle konserve açmaya çaIışmış gibi görünmüyorum.
At least I've never tried to date one of my plastic toys.
En azından ben plastik oyuncaklarımdan biriyle çıkmaya kalkmadım.
I don't want this night to end before we've at least tried to have one real conversation.
Hiç değilse bu akşam bir kez olsun gerçekleri konuşalım.
I don't think I would have accepted it if you hadn't at least tried.
En azından, yardımların olmasaydı onun ölümünü kabul etmem imkansız olacaktı.
I at least tried to fuck outside our calling circle.
Sonunda bizim çevremiz dışında sikişmeyi denedim.
I mean, I remember the way he treated me... or at least tried to.
Demek istediğim, bana davranış şeklini hatıladım... yada en azından denemesini.
I've tried everything and still every week I hit at least one deer!
Her şeyi denedim ama hala her hafta en az bir karacaya çarpıyorum!
I tried with at least - five women!
En azından beş kadınla denedim.
Or at least the part I've always tried to ignore.
En azından, Ret ettiğim tarafımı..
You know I think is so interesting there was six sisters who are tried to save dad or at least help him die without feeling any pain.
Altı hemşirenin yatağın başında toplanıp babanın daha fazla yaşaması ya da en azından acı çekmeden ölmesi için uğraşması ilginç aslında.
At least, I would have tried harder.
En azından daha fazla denerdim.
I thought if I resigned myself to disappointment, at least I'd be better off then those people who tried and failed.
Düşündüm ki eğer hayal kırıklığına boyun eğseydim, en azından deneyipte başaramayan insanlardan daha iyi durumda olurdum.
I want to ask you something. At least, you tried.
Sana bir soru soracağım Sadık, sen hiç olmazsa denedin.
At least I've tried lots of stuff. I trained to be a seamstress. And all you do is haul around carpets.
Ben en azından bir sürü şey denedim, terzilik öğrendim sense sadece oradan oraya halı taşıyorsun.
I tried to filter the good tips from the bad tips, at least try to target those with the greater probability of accuracy.
Kötü ihbarları iyilerden ayırmaya çalıştım, en azından doğru olma olasılığı daha fazla olanları hedef almaya çalıştım.
But at least I'll have tried.
Ama en azından demiş olacağım.
I mean at least you tried.
Yani en azından denedin.
But one thing I can say, at least we tried and we didn't sit back and wait on the laurels for somebody else to try it.
Ama şunu söyleyebilirim ki, biz en azından denedik ve bir kenarda oturup başkalarının denemesini beklemedik.
One of the guys who worked here before me said House tried to cure Esther at least three other times.
Burada benden önce çalışan biri House'un Esther'i en az üç kez tedavi etmeye çalıştığını söyledi.
- I know. Please listen and if you still don't wanna let me in, at least I'll know I tried.
Ama lütfen beni bir dinlerseniz ve hala beni kabul etmek istemezseniz, en azından denediğimi bilmiş olurum.
Now, I'm not saying that what you did wasn't wrong, it's just that I've been so busy worrying about Conor and Annie, and you at least tried to do something about Matt.
Yaptıklarının yanlış olmadığını söylemiyorum. Ben sadece Conor ve Annie için üzülmekle meşguldüm, hiç olmazsa Matt konusunda sen bir şeyler yapmayı denedin.
The truth of the matter is that I could've tried to bake some cookies at least once.
Gerçek şu ki, en azından bir kere kurabiye pişirmeye çalışmalıydım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]