English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Black coffee

Black coffee translate Turkish

476 parallel translation
One donut, black coffee.
Bir çörek, sade kahve.
It must be that black coffee I drank why I'm not sleepy.
Uyumamak için koyu kahve içmeliydim.
Give them some black coffee. That'll sober them up.
Üstlerine sade kahve dökün, ayılırlar.
I'll get you some black coffee, sir.
Size sade kahve getireceğim.
Black coffee.
Koyu.
About breakfast, I want some strong black coffee to be served in bed.
Kahvaltıda yatağımda sert sütsüz kahve servis edilmesini istiyorum.
Black coffee in bed.
Yatakta sütsüz kahve.
- Black coffee, eggs, and a scotch and soda.
- Kahve, yumurta, ve viski soda.
And I ought to... Somebody! Julian, get some black coffee.
Biri, Julian, biraz kahve getirsin...
And all the black coffee and assistants he can use!
İstediği kadar kahve ve asistan da kullanabilir!
- A steak, eggs and a pot of black coffee.
- Biftek, yumurta ve bir fincan koyu kahve.
- You got some black coffee?
- Koyu kahven var mı?
Brew yourself some thick black coffee.
Kendine koyu bir kahve yap.
Black coffee.
Sade kahve.
I'll send somebody for some black coffee.
Birini sade kahve almaya gönderiyorum.
Black coffee?
Sade kahve mi?
- I wanted to ask you... Do you have black coffee or coffee with milk in the morning?
- Sabahları kahve ve süt ister misiniz?
- Give us some black coffee, quick!
- Sade bir kahve. Çabuk olun!
I don't need black coffee.
Kahveye ihtiyacım yok.
Pump him full of black coffee till it runs out his ears.
Ve kulaklarından çıkana kadar koyu kahve içirin.
Lelia, you should eat something besides black coffee.
Lelia, kahve içmek dışında bir şeyler de yemelisin.
Salad without dressing, rye toast without butter and black coffee.
Sossuz salata, tereyağsız kızarmış çavdar ekmeği ve sade kahve.
Just a cup of black coffee, please.
Sade kahve lütfen.
Would you send a tomato juice, black coffee and a masseur?
Lütfen bir domates suyu, sade kahve ve bir masör.
Mr. Webster wants tomato juice, black coffee and a masseur.
Bay Webster için domates suyu, kahve ve bir masör.
I'll go make a pot of black coffee.
Bir fincan sıcak kahve yapmaya gidiyorum.
Would you like some black coffee or something?
Koyu bir kahve veya başka şey ister misiniz?
That evening in Johnny's bar we were sipping black coffee and thinking about old Jim in Santa Fe.
# O gece, Johnny'nin barında koyu kahvemizi yudumlarken # # Santa Fe'deki yaşlı Jim'i yad ediyorduk #
Who knows how many cups of poisonous black coffee I consumed?
Kaç fincan zehirli kahve içtiğimi Allah bilir.
I would like some black coffee.
Şekersiz bir kahve istiyorum.
- No, black coffee.
- Sade kahve.
One double fresh Oregon boysenberry and one black coffee.
Bir duble taze Oregon böğürtleni ve bir sade kahve.
One black coffee.
Bir sade kahve.
And black coffee.
Ve koyu kahveyi.
I'll get some black coffee into her.
Ona koyu bir kahve içireyim.
You wander the streets, you go and perch on bar-stools and there you stay, for hours, until closing time. with a beer in front of you or a black coffee or a glass of red wine.
Sokaklarda geziniyorsun gidip bar taburelerine oturuyor ve kapanana kadar, saatlerce önünde bir bardak birayla ya da koyu kahveyle ya da bir kadeh kırmızı şarapla orada duruyorsun.
- Get some black coffee, quick!
Sade kahve getirin, çabuk!
I'll take my coffee black.
Kahvemi sade alayım.
You take your coffee black, don't you?
Kahveni sade alıyorsun, değil mi?
Coffee, of course, very thick and very black.
Kahve elbette. Yoğun ve siyah.
Do you take your coffee black or white, Paul?
Kahveniz sade mi, sütlü mü olsun Paul?
Coffee, black.
Kahve, sade olsun.
- Coffee, and make it black.
- Kahve, sert olsun.
Green figs, yoghurt, coffee, very black.
Taze incir, yoğurt, koyu kahve.
Martinis, vodka, coffee, black bean soup, and ouzos.
Martini, votka, kara fasulye çorbası ve uzo.
My coffee black, two thirds of a cup, no sugar.
- Sade kahve, üçte ikisi dolu, şekersiz. - Evet, efendim.
How do you like that coffee? Black?
Kahve sütsüz mü olacak?
- Some coffee, black.
- Biraz kahve, sade.
I'll have your deluxe steak with salad and coffee. Black.
Salata ve kahveyle birlikte lüküs bifteğinizden alacağım.Siyah.
Coffee, black.
Sade kahve.
Just coffee, black.
Sadece sade kahve.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]