Blackout translate Turkish
1,311 parallel translation
" The last thing I remember before the blackout... was holding my hands over Kayleigh's ears.
" Son hatırladığım şey, ellerimle Kayleigh'nin kulaklarını kapayışımdı.
When she awakened from a drug-induced blackout, which makes it physically impossible for her to have committed the crime.
Uyuşturucu yüzünden yaşadığı bayılmadan uyanıyor ki bu onu fiziksel olarak suç işlemekten alıkoyar.
Blackout!
Karartma!
A simple blackout and those little brats turn their back on me? !
Basit bir kesinti oldu ve o küçük yumurcakların hepsi çekip gittiler!
The entire system is run on a generator, making power loss a virtual impossibility, meaning the system would remain safe even in the event of a city-wide blackout.
Sistem jeneratörle çalışıyor, güç kesintisi söz konusu değil, yani bütün şehirde elektrik kesintisi olsa bile, sistem güvenli.
Blackout!
Gidin!
Hey, did we have a blackout last night?
Bahsettiğin şey bu mu?
The blackout gas... lasts long enough to clamp the jaw... and insert the microchip into a cavity of my choice.
Bayıltma gazı... çeneyi kenetlemek için yeterince ilerler... ve seçtiğim oyuğun içine mikroçipi koyar.
- You know, blackout curtains for your windows.
Bilirsin işte, karartma perdeleri.
He walked out of a prison hospital during a blackout.
Hapishane hastanesinden çıkmış.
Tami's what they call a blackout drunk.
Tami sarhoş olunca bilincini kaybediyor.
He's smart enough to know where blackout zones are.
Kör noktalarımızın yerini çok iyi biliyor.
We must be in a blackout zone, or something..
Bir çeşit kör noktaya girmiş olabiliriz.
Yeah, we're just outside of the blackout zone.
Evet, kör noktanın hemen dışındayız.
MONK Season 3 Epi. 03 Mr. Monk and the Blackout
MONK Sezon 3 - Bölüm 3 Monk ve Elektrik Kesintisi
You know that... nine months after every blackout, the birth rate goes up?
Her elektrik kesilmesinden... dokuz ay sonra doğum oranının yükseldiğini biliyor muydun?
During that blackout, three people died.
Elektrik kesintisi sırasında 3 kişi öldü.
You know, I, I thought about you during the blackout.
Elektrik kesintisi sırasında sen aklıma geldin.
Three people died in that blackout.
Elektrik kesintisi sırasında üç kişi ölmüş.
The blackout was at 9 : 15.
Elektrik kesintisi dokuzu çeyrek geçeydi.
I bought them after the first blackout.
İlk elektrik kesintisinden sonra aldım.
What? What? - It's not a blackout.
- Bu seferki kesinti tüm şehirde değil.
This is what Sexaholics Anonymous calls blackout sex.
İsimsiz Seks Bağımlıları'nın ölümüne seks dedikleri bir şey bu.
How good was the episode when there was a blackout?
Karartmanın olduğu bölüm ne kadar iyiydi?
I got your Blackout CD.
Blackout CD'in bende kalmış.
But what if there's a blackout?
Peki ya ıssız bir yerde stop ederse?
The people who control California's power grid say once again they're worried about having to blackout the Northern half of the state.
Kaliforniya ` nın elektrik ağını kontrol edenler, eyaletin kuzey bölümünde bir kez daha yeni bir kesinti yaşanacağından endişeli.
During the height of Wednesday's blackout, fire crews had to free people trapped in elevators.
Çarşamba günkü kesinti sırasında, itfaiye, asansörlerde mahsur kalanları kurtardı.
We don't know what caused the blackout, but we've run some blood tests, and we'll have the results within a few hours.
Göz kararmasına neyin sebep olduğunu bilmiyoruz. Ama bazı kan testleri yapıyoruz. Sonuçları bir kaç saat içinde almış oluruz.
What's the blackout risk at vertical 2070?
3800 km / s de kendinden geçme riski nedir?
There was a blackout that night and I lit a candle.
O gece bir karartma oldu, ben de bir mum yaktım.
See, this blackout, this is the kind of shit that deflates human smugness... about government's so-called miraculous technologies.
Bu elektrik kesintisi hükümetin, sözde mucizevi teknolojileri için duyduğu kendini beğenmişliği alaşağı ediyor. Değil mi?
This ain't no blackout, junkie.
Bu kesinti değil gerzek.
The people who control California's power grid say once again they're worried about having to blackout the Northern half of the state.
Kaliforniya'nın elektrik ağını kontrol edenler eyaletin kuzey bölümünde. ... bir kez daha yeni bir kesinti yaşanacağından endişeli.
During the height of Wednesday's blackout, fire crews had to free people trapped in elevators.
Çarşamba günkü kesinti sırasında itfaiye, asansörlerde mahsur kalanları kurtardı.
During the blackout my back woman
Karartma boyunca
If you guys have anything to do with this blackout, I swear...
Elektrik kesintisiyle bir ilginiz varsa, yemin ederim...
Why did Noriko run away from home during a blackout in late 2001?
Noriko, 2001 yılı sonlarında neden elektrikler kesikken evini terk etmişti?
Maybe it's due to the blackout, I don't know.
Belki de kararma yüzünden falandır. Bilmiyorum.
The men chasing us caused this blackout.
Peşimizde olan adamlar bu karartmanın sorumluluları.
So everything that's happened, the looting, the blackout, it's all because of the terrorists?
Yani bu gece yaşanılan her şey, yağma, karartma, hepsi teröristler yüzünden mi?
Let DOD know we're using law-enforcement channels in the blackout zone.
Savunma Bakanlığı'na, karartma alanında, yerel yürütme kanalları üzerinden uygulama yaptığımızı haber verebilir misin?
I had another blackout last night.
Geçen gece yine şuur kaybı yaşadım.
I haven't had another blackout since.
O zamandan beri başka kararma olmadı.
We even have backup generators in case of prolonged blackout.
Uzun bir elektrik kesintisi için yedek jeneratörlerimiz de var.
I was down at the transformer that caused the blackout, and found this.
Elektrik kesintisine neden olan trafonun yanındaydım ve bunu buldum.
And blackout curtains delivered and ready to be installed, check.
Karartma perdeleri geldi ve takılmaya hazır. Tamam.
I can re-route those at source during the blackout.
Kesinti sırasında girişlerini değiştirebilirim.
The assistant director wants us to treat it as a serious extortion case, not as a public health crisis, which means total press blackout remains.
Hey çocuklar, yönetici asistanı bu tehditi ciddi bir gasp olayı olarak ele almamızı istiyor, tamam mı? Yani toplum sağlığını tehdit eden bir olay olarak değil. Yani basın da kalanların üstünü örtecek.
In a dark hallway, in the middle of a rage blackout.
Evet, karanlık bir koridorda, öfke nöbeti geçirirken.
Ya, we just come in the blackout zone.
Kör noktaya çok yaklaştık.
blackouts 25
black 1269
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blacky 27
blackstone 17
blackwell 20
blacksmith 37
black 1269
blackmail 201
blackbird 40
blackie 65
blackjack 50
blacky 27
blackstone 17
blackwell 20
blacksmith 37
blacks 28
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black tie 18
black hole 22
black swan 17
black eyes 26
blackbeard 20
blackburn 31
black ops 30
black and white 65
black hair 47
black tie 18
black hole 22
black swan 17
black eyes 26
black guy 29
black coffee 31
black man 25
black sheep 26
black holes 21
black magic 26
blackham 22
black market 29
black or white 39
black eye 16
black coffee 31
black man 25
black sheep 26
black holes 21
black magic 26
blackham 22
black market 29
black or white 39
black eye 16