English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / Blackouts

Blackouts translate Turkish

445 parallel translation
We want to see if that slows or stops blackouts.
Bilinç kaybïnï engelleyecek mi görmek istiyoruz.
Yeah, a way to stop blackouts.
Bilinç kaybïnï engellemeyi.
I think we can forget about blackouts from now on.
Sanïrïm bundan sonra bilinç kaybïnï unutabiliriz.
You'll have to get used to our London blackouts Dr. Tobel.
Londra'daki karartmalarımıza alışmalısınız Dr. Tobel.
It must have been a robber. Yeah, since the blackouts those have become quite a nuisance, sir.
Karartmalar başladığından beri bu olaylar artmaya başladı.
- All those blackouts we had. - SUSAN :
- Yaşadığımız tüm baygınlıklar.
I mean, the blackouts, and the still pictures and the clock.
Yani baygınlıklar, sabit resimler ve saat.
More power blackouts in the city today.
Elektrik kesintileri bugün de devam edecek.
AND I THINK YOUR--YOUR SYMPTOMS, YOUR--YOUR TUNNEL VISION AND YOUR BLACKOUTS ARE A RESULT OF THAT FEAR.
Bence semptomların, yani tünel imgeleri ve bilinç kayıpların, bu korkunun sonucu.
His blackouts can get pretty freaky.
Bu baygınlıklar epey garip olabiliyor.
- Now, B. A... you're gonna have one of your anxiety blackouts and...
- Yapma B.A yine sinirsel baygınlık geçireceksin.
Must have had one of your little anxiety blackouts.
Küçük sinirsel baygınlıklarından birini geçirmiş olmalısın.
Coach, I'm having blackouts.
Kendimden geçmiş olmalıyım. Koç, kendimden geçmişim.
Have you thought about seeing a doctor about these blackouts you've been having?
B.A. şu bayılmaların için bir doktora görünmeyi düşünüyor musun?
Blackouts?
Bayılmalar mı?
Man, I ain't having no blackouts. I'm falling dead asleep.
Ben bayılmıyorum, aniden derin bir uykuya dalıyorum.
It's all because of you that I'm having these blackouts, sucker.
Senin yüzünden durmadan bayılıyorum serseri.
These blackouts.
Şu bayılmalar.
The shelters, the blackouts, cups of tea...
Sığınaklar, karartmalar, fincan fincan çaylar...
Authorities are investigating what has caused power blackouts in sections of two counties.
Otoriteler soruşturuyorlar iki ilçenin bölümlerinde karartmaya neyin sebep olduğunu.
As New Yorkers woke up to the aftermath of the storm, they found widespread damage and blackouts.
Fırtınadan sonra uyanan New York'lular geniş hasar ve elektrik kesintileriyle karşılaştı.
Blackouts, Momentary lapses of memory.
Bilinç kaybı ve hafızada anlık kopukluklar var.
He has alcoholic blackouts.
Bazen alkolden bayıldığından haberin var mı?
- But I've been having these blackouts.
- Ama bazı bayılmalar yaşadım.
Well, maybe those blackouts I was having are contagious.
Şey, belki de şu yaşamış olduğum bayılmalar bulaşıcıydı.
It must have happened during one of my blackouts.
Bilinç kaybı yaşadığım anlarımdan birine denk gelmiş olsa gerek.
- No blackouts.
- Yok.
I'm sorry if the system blackouts we requested inconvenienced you.
İstediğimiz sistem kesintileri size rahatsızlık verdiyse, özür dilerim.
Anything over 15 and you get impaired judgment, blackouts... the beginnings of brain asphyxia.
15'in üstüne çıkınca muhakeme yeteneği ve şuur kaybolmaya başlar ve beyin oksijensiz kalır.
Check every sector for recent blackouts and sudden power surges.
Ani güç kesintileri için tüm sektörleri kontrol et.
Fatigue and depression turn to migraines... blackouts, even seizures.
Migrene dönüşen halsizlik ve depresyon... bayılmalar, hatta nöbet geçirmeler.
- Have you had blackouts before? - Yes, I have.
- Daha önce hiç şuurunu kaybetmiş miydin?
Abusive background, these repeated blackouts, the ellipses in thought.
Küfürlü sözler, devam eden şuur kayıpları, düşüncede bozulmalar.
It must have been during one of my blackouts!
Bayıldığım anda verdin herhalde.
It's what's causing your blackouts.
Şuur kayıplarına bu yol açıyor.
- I don't know, but the presence of such a powerful drug... could explain his memory loss or the blackouts.
- Bilmiyorum. Ama bu kadar güçlü bir ilacın varlığı, hafıza kaybını hatta baygınlıklarını açıklar.
I think you were treated by him and your blackouts, these seizures, are a result.
Seni de tedavi etmeye kalktı. Bayılmaların, nöbetlerin bundan.
There were plenty of blackouts.
Bu şekilde çok kez kendimi kaybettiğim oldu.
I was really drinking a lot and having blackouts and stuff and....
Gercekten cok iciyordum ve bayılıyordum onun gibi seyler...
- It's closed now because of the blackouts.
Şu an karartmadan dolayı kapalı.
Blackouts.
Kararıyor.
You've... had blackouts.
Karartılar görüyorsun.
Hurricane-force winds, phenomenal amounts of snow... add region-wide blackouts...
Hortum ve olağanüstü miktarda kardan söz ediyoruz... Buna bölgedeki elektrik kesilmelerini de ekleyin. Oh, Tanrım!
No lights, no TVs... not even the flashlight you keep for blackouts.
Işık yok, TV yok... karanlıkta kullanmak için ışıldak bile yok.
Now, our security system is powered by an on-site underground generator, which means that we are unaffected by the city blackouts.
Güvenlik sistemimiz yer altındaki bir jeneratörden güç alıyor. Yani şehirdeki elektrik kesintilerinden etkilenmiyoruz.
Damn blackouts.
Lanet koruma.
You know the fireworks you see in the blackouts?
Elektrikler gittiğindeki havai fişekler var ya?
President Roosevelt announced the end of blackouts on Hawaii.
Başkan Roosevelt Hawaii'deki karartmanın bittiğini bildirdi.
- He's complaining of headaches... blackouts, hallucinations, acute memory loss.
- Acil " e şiddetli baş ağrıları kısmi hafıza kaybı, halüsinasyonlar hatırlayamama sorunları ile geldi.
We brought you to Richmond because you have a history of fits, moods, blackouts, hearing voices.
Seni Richmond'a getirdik. Çünkü şuurunu kaybediyordun, sesler duyuyordun.
during the blackouts?
Sonra babam karartma sırasında Winston Churchill'le aynı puroyu paylaştığını anlatıyor Yani o öyle sanıyor

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]