English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ B ] / By far

By far translate Turkish

1,602 parallel translation
The largest mass of ice on the planet by far.
Gezegen üzerindeki açık ara en büyük buz kütlesi!
By far.
Diğerinden kat kat daha fazla.
This is by far the worst town we've ever been to.
Bugüne kadar bulunduğumuz en berbat köy burası.
They are by far more than we.
Sayıları bizden fazla.
- April said you were by far the least embarrassing parent on the trip.
- April senin gezideki açık ara en az utanç verici ebeveyn olduğunu söyledi.
- By far. See how he fell apart with us?
Ne kadar istiyordu, gördün mü?
Sebastian, you are the greatest idiot I know by far.
Sebastian, bugüne kadar tanıdığım en aptal insansın!
It's bigger by far than a humpback whale's hump!
Küçük kalır onun yanında kambur balinanın kamburu!
I need to get a realistic sense of Caitlyn's true potential, and genetics is by far the most reliable indicator.
Bir servet yapacağım. Hey, sen ilgilenir misin? Saati 15 dolara olur.
That's by far the worst job in the bar!
Bu şimdiye kadar bardaki en berbat işti!
By far.
Açık farkla.
So the circular scheme is by far the most efficient.
Bildiğim kadarıyla, dairesel şema en verimli olanı.
This will be the most incredible by far...
Uzun zamandan beri olacak en inanılmaz...
[Meredith] But, by far, the hardest thing you can give a patient is the truth.
Ama bir hastaya verebileceğiniz en zor şey, doğrunun kendisidir.
I've worked over 2,000 homicides, and you are by far... the best I've ever seen.
2 binden fazla cinayeti araştırdım, ama sen şu ana kadar, gördüklerimin en iyisisin.
Now, Majestic is my night community and by far, the most ambitious.
Su anda Majestic benim şu ana kadarki en tutkulu işim.
She's by far the skinniest, prettiest, most worthy candidate.
O en iyi vücuda sahip, güzel ve değerli adaydır.
This is by far the drunkest I've ever seen you.
Bu seni gördüğüm en sarhoş halin.
Second, he was by far the stupidest animal I have ever seen.
İkincisi, hayatımda gördüğüm en salak hayvandı.
That is by far, the best way to strengthen your core.
Şöyle bir şey, göbeğini güçlendirmenin en iyi yolu.
Far as him grabbing'Hearst by the ear, how that affects - yours and Mr. Swearengen's arrangements with Hearst...
Hearst'ü kulağından yakalaması sizin ve Swearengen'in Hearst'le alakalı planlarını...
I agree that departmental protocol suggests we hand the case over to RCS... in as much as the evidence thus far obtained, however diluted from its original perceived significance, would indeed benefit from... investment by a police body more experienced and equipped
Bölüme ait anlaşma tekliflerine hem fikirim. Ele geçen delillerle davayı RCS'ye verdik. Ancak davayı mahkeme süresince ilerletmek için daha deneyimli ve donanımlı polislerden elde edilecek yarar davanın asıl önemini hafifletti.
And as far as I can tell, they were all made by a right-handed cutter.
Bana göre hepsini sağ elini kullanan biri yapmış.
we may be ahead now, but that much coverage will make mr. kent a distant memory by election day. and... as far as i can tell... we're out of money.
Şimdi önde olabiliriz, ama bu kadar reklam ile Bay Kent seçim günü eski bir hatıra olacak. Ve... söyleyebileceğim şey... Paramız bitti.
- Your world, as well as countless others, are in danger of being overrun by an enemy far more powerful than you could ever imagine.
Hem sizin dünyanız hem de başka dünyalar düşleyebileceğinizden çok daha güçlü bir düşmanın tehdidi altında.
Now, as far as we know, they've only been able to travel within our galaxy by use of the Stargate, and you can either bury your Gate, or we can teach you to build an iris system like ours.
Bildiğimiz kadarıyla galaksimizde sadece yıldız geçidiyle seyahat edebiliyorlar. Geçidinizi gömebilirsiniz ya da size bizimki gibi bir göz sistemi kurmayı öğretebiliriz.
As far as washington's concerned, This was one hell of an operatioop by the national guard.
Washington'a göre bu, Milli Muhafız Teskilatı'nın müthiş bir operasyonu.
The victims so far, Are all criminals or suspects...? And those wanted by the police.
Ölenler, çoğunlukla polis tarafından aranan... suçlu ve sabıkalılar.
The struggle to preserve the fundamental principles and rights upon which our free press depends was made far more difficult by the choice of certain reporters, who shall remain unnamed, to capitulate to governmental pressure and divulge their sources.
Özgür basınımızın dayandığı temel prensipleri ve hakları koruma savaşı ismi lazım olmayan bazı habercilerin seçimiyle çok zorlaşmıştır. Hükümet baskısına boyun eğip, kaynaklarını açıklamışlardır.
Wearing a smug face like you've come this far all by yourself
Öyle kendini beğenmişsin ki, gören de alçak dağları sen yarattın zanneder.
If he was standing that far away, he wouldn't get hit by pepper spray.
O kadar uzakta durmuşsa biber gazı ona ulaşmamıştır.
Now, by hearing how long it takes for the echo to return, the bat's brain automatically knows how far away an animal is.
Yankının geri dönme süresi ile yarasanın beyni otomatik olarak ne kadar uzakta bir hayvan olduğunu hesaplar.
By wirelessly hooking into the... net here to get online, the hacker could have gotten into my computer first, and I have far less protection on my own laptop.
İnternette takılmak için buradaki kablosuz bağlantıyı kullandığım için korsan önce benim diğerlerine oranla daha az korunan bilgisayarıma girmiş olmalı.
been the person I has helped the most by far with regard to the music... because...?
Aberdeen'de pek çok bar grubuyla çalmış ve müzik konusunda, kesinlikle hayatımdaki en yardımsever insandır.
While Michael leads you by land, I can approach far more quickly by sea, and I can go ashore undetected.
Michael sizi karadan götürürken, ben denizden daha hızlı ve fark edilmeden yaklaşabilirim.
About an hour so far by my watch.
Benim saatime göre şimdiye kadar bir saat oldu.
They're on foot, and judging by how hot this engine is, they haven't gone far.
Yürüyerek ilerliyorlar. Ve motorun sıcaklığına bakarsak, uzağa gidememişler.
The victims so far, are all criminals or suspects... and those wanted by the police.
Ölenler, çoğunlukla polis tarafından aranan... suçlu ve sabıkalılar.
By going in as far as individual pixels, I was able to find the area where there was only paint residue.
Detaya indikçe sadece boya kalıntıları olan yerleri tespit edebildim.
We're far too old to be moved by your honey-voiced ass-kissing.
Kıç yalayıcı laflarını dinlemek için oldukça yaşlıyız.
It'll take them hours to make it over this far and by that time, the water level will rise.
Buraya kadar gelmeleri bir saati bulur ve o zamana kadar su seviyesi yükselecek.
Because the decision making by machine is far more accurate.
Çünkü makine tarafından verilen bir karar, çok daha kesindir.
The plants will be built in the desert far from cities and they'll have fail-safes guarded by the British Army.
Fabrikalar çölde, şehirlerden çok uzakta inşa edilecekler ve İngiliz Ordusu tarafından korunacaklar.
It's usually preceeded by the words far far or in your case : "Go".
Genelde "çok çok" kelimesinden sonra kullanılır, veya senin durumunda "gitmek" ten önce.
Those afflicted, that are discovered by the workers are quickly taken away and dumped far away from the colony.
Etkilenip işçi karıncalar tarafından fark edilenler... hızla alınıyor ve koloniden uzak bir yerlere bırakılıyor.
In a single night, a colugo might have to travel as far as two miles but that task is made easier by it's superior gliding skills.
Colugo, bir gece içinde üç kilometrenin üzerinde yol alabilir. Ama gelişmiş havada süzülme becerisi sayesinde ulaşımı kolaylaşmıştır.
Because in my mind, both my world and his would be immersed in the darkness so no matter how far he goes, he would always be just by my side.
Çünkü benim aklımda, ikimizin de dünyası karanlığa gömülmüş olurdu. O nedenle ne kadar uzağa giderse gitsin, her zaman yanımda olurdu.
So far just making out, but by later tonight I hope...
Şimdiye kadar yiyişiyorduk, ama umarım ilerleyen saatlerde...
The beauty who is loved by the world, from far.. .. ls standing right here, next to me.
Tüm dünyanın uzaktan sevdiği güzellik..... İşte tam burda, yanımda duruyor.
Weeks pass, and the dollies are now far from any shore - venturing into a sea turned magical by night.
Haftalar geçer. Doliler şimdi kıyılardan çok uzaktadır. Gecenin büyüsüyle dolu denizlere açılma cesaretini gösterirler.
I like that you made that choice, and the fact that you did it on purpose well, it makes it far more fun than if you did it by accident.
O seçimi yapmana sevindim. Bilerek yapman ise kazara yapmandan çok daha eğlenceli olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]