Charging to translate Turkish
394 parallel translation
Let's just time Lancelot as he comes charging to the rescue!
Bakalım yiğidimiz seni kurtarmaya ne kadar sürede gelecek?
I expect you to always come charging to my rescue.
Her zaman beni kurtarmaya gelmeni beklerim.
I shall always picture you here. I expect you to always come charging to my rescue.
En çok umutsuzluk yaşadığım anlarda, ellerimi tuttun ve bana olayları farklı görmem için yardım ettin.
- Don't use your tired cliché of charging to the rescue just in the nick of time.
- Sakın ola ki, tam zamanında kurtarmaya gelme klişesini kullanayım demeyin.
- Charging to 200!
- 200'e şarj oluyor!
I'm charging myself personally to take care of you.
Size bakmakla kendimi yükümlü hissediyorum.
I'm charging Frank and Jesse James with assault with attempt to murder.
James'ler cinayete teşebbüs etmiştir.
She said she just didn't like people who made their money... charging awful interest to poor, ignorant colored folks... and cheating them on what they bought.
Sebebinin aslında cahil ve fakir olan siyahi halka yüksek faiz uygulayarak, onlara bir şey satarken hile yaparak para kazanan insanları sevmeyişi olduğunu söylemişti.
You wouldn't like a diplomat to come charging into the front line.
Bir diplomatın, birliğinle beraber cepheye saldırıya geçmesini istemezdin, değil mi?
You ought to be ashamed charging such prices.
Böyle fiyatlar istemekten utanmalısın.
All I wanna do is say hello to Butch, and she comes charging in.
Tek istediğim Butch'a merhaba demekti, kadın hücuma geçti.
I thought I told you to stop charging stuff.
Veresiye almayı, kesmeni söylemiştim.
I rode in to finish him when... when a dozen varlets who had been hiding came charging out at me.
İşini bitirmek için üzerine gidince, ormanda saklanan bir düzine adamını üzerime gönderdi.
You mean we can't expect the army to go charging off 20 miles into Jap territory on the chance of finding three corpses and a burnt-out plane.
Yani Japon mıntıkasına insan sokup sırf üç ceset ve yanmış bir uçak bulma ihtimali için 20 mil araştırmaya değmez diyorsunuz.
Give me a chance to sneak in and get her out, before you come charging'in.
Bana bir şans verin, siz saldırmadan önce içeri sızıp onu çıkarayım.
These persons are called here today as jurors to try you on indictment charging you with the crimes of robbery in the second degree, two counts, grand larceny in the second degree, three counts and assault in the second degree, two counts.
Bu insanlar bugün buraya jüri olarak çağrıldı iki defa ikinci derece silahlı soygun üç defa ikinci derece soygun iki defa ikinci derece saldırı suçlamalarıyla... hakkınızda hüküm verecekler.
Wasn't that the place where the Federals was all lined up in a row and when they seen the first man in gray uniform charging up to them didn't they take off like rabbits?
Orası tüm Federallerin sıraya girdiği yer değil miydi ve üzerlerine saldıran bir gri üniformalıyı ilk gördükleri yer.. tavşanlar gibi kaçışmadılar mı?
He'll come charging here with that rifle and we'll have to kill him.
Tüfeğini kapıp gelecek ve onu öldürmek zorunda kalacağız.
- What I'm tryin'to say is, you can't charge her like a bull moose charging'for his mate!
- Neyi tekrar söyleyeyim, sen ona, onun arkadaşlığı için bir geyiğe saldırır gibi saldıramazsın!
Grand jury will get around to charging'him tomorrow.
Yarın büyük jüri toplanıp dava açılması konusunda karar verecek.
But there were seven bishops there charging his soldiers not to cause bloodshed and give the light of the safe conduct you gave Becket.
Ama yedi piskopos da oradaymış. Ve herhangi bir kan dökülmesine mani olmak için askerlerini görevlendirmiş, Ayrıca...
Varsh now plans to stir up feeling against the United States by arresting and charging some innocent American with a serious crime, and then staging a propaganda show trial for the world.
Varsh'ın şimdiki planı, insanları Birleşik Devletler'e karşı ayaklandırarak masum Amerikalı'ların ciddi suçlar ile suçlanmalarını sağlayıp tutuklatmak sonra da propagandasını dünyaya yaymak için göstermelik mahkemelerde yargılamak.
If the bandits come charging in... and kill Fang Gang's wife, at least we'll have someone to revenge for us.
Bu Katiller sizin hakkınızdan gelip Fang Gang'ın karısını'da öldürürlerse en azından intikamımızı alacak, biri olacak.
You're liable to go charging'in there...
Yani şimdi bu kızgınlıkla oraya gidersen...
But from what I remember, back then, nobody was nobly charging anything, even when they wanted to.
Ama ben ne hatırlıyorum, ne de kimsenin mertçe savaştığını biliyorum.
charging from victory to victory in the hearts of men
Gönüllerde zafer üstüne zafer kazanıyoruz.
We ought to charge'em the same amount they charging the insurance company.
Onlardan sigorta şirketinden istedikleri kadar para istemeliyiz.
You're charging way too much to be serving crap like that in here.
Burada böyle b * ktan şeyler satarak tarzınızı bozuyorsunuz.
Car owners are charging an arm and a leg for rides to work.
Araba sahipleri işe gitmek için bir servet ödüyor.
First, you call me at 5 a.m., saying all kinds of nice things, then you come charging'in, scaring me half to death without telling me why.
Önce, sabahın 5'inde beni arayıp, hoş şeyler söylüyorsun, sonra buraya gelip beni suçluyorsun ve daha neden korkacağımı bile söylemeden ölümüne korkutuyorsun.
The committee recommended the impeachment of President Nixon, charging that he acted in a manner contrary to his trust as President and subversive...
Adalet Bakanlığı Komitesi,.. ... dün Başkan Nixon hakkında suç duyurusu yapılmasını önerdi. Komiteye göre Watergate davasında...
One cannot even read G6ring's famous letter to Heydrich, at the end of July 1941, charging him in two paragraphs to proceed with the "final solution."
O belgeyi okuyamıyoruz. Kimse Goering'in Heydrich'e 1941 Temmuzu sonunda yolladığı, onu iki paragraf boyunca "Nihai Çözüm" e devam etmekle itham eden meşhur mektubu dahi okuyamıyor.
A lot of stupid actors strutting around shouting, with their chests thrust out so far, you'd think their nipples were attached to a pair of charging elephants!
Tonla aptal aktör öyle göğüsleri kabara kabara, öyle fiyakayla dolaşıp bağırıyorlar ki, sanırsın, meme uçları bir çift yüklü file iliştirilmiş.
Pretty soon I'm gonna have to start charging that bum rent.
Biraz sonra bu aylaktan kira almak zorunda kalacağım.
It was the best way to avoid a charging, injured boar.
Atışlardan ve yaralı domuzdan kaçmanın en iyi yolu buydu.
You and your brother are landlords of over 50 buildings which you allow to deteriorate into hellholes while you guys get rich charging ridiculous rents!
Sen ve kardeşin giderek cehenneme dönmesine izin..... verdiğiniz ve saçma fiyatlara kiralayarak zengin olduğunuz..... 50'den fazla binanın sahibisiniz!
Karen needs to feel protected when those coyotes come charging out.
Kır kurtları hamle yaptığında Karen korunmaya ihtiyaç duyuyor.
Did she explain how we're to cover 16 miles there and back on bicycle? At night, with military vehicles charging all over the place?
16 mil yolu bisiklet üstünde nasıl gideceğimizi söyledi mi?
Someone is charging room service to the company, sir.
Şirket hesabından oda servisi arandı.
- No, I'm writing the phone company because they keep charging me for calls to Caracas, Venezuela.
- Hayır, telefon şirketine yazıyorum. Çünkü benden Venezuela Caracas'la görüşme parası alıyorlar.
We're in servitude to his mother for a loan she's charging us 18 % interest on.
% 18 faiz aldığı bir borç için annesine kölelik yapıyoruz.
And I want to know where doctors get off charging money like that?
Doktorlar bu paraları almaktan ne zaman vazgeçecekler?
Someone's charging room service to the company.
Birisi oda servisini şirkete geçiryor.
Need to start charging y'all f ools, like the university.
Üniversite gibi ben de siz sersemlerden para almalıyım.
We're going to be charging her with the murders.
Onun cinayetle yargılanması için dava açmamız gerekiyor.
Our asking price was far less than what you are charging me to buy them back.
Bizim verdiğimiz fiyat, senin geri satmak için istediğinden çok daha düşüktü.
Well, I bought it for you because you were so nice to me for not charging me for the dental work. The way you worked on my filling, you were so -
Onu, dişlerimi yaptığın ve benden para almadığın için sana hediye etmiştim.
- Charging up to 360.
- 360'a şarj oldu.
They appear to be charging weapons.
Silahlarını yüklüyor gibi.
I know that I couId have found a better way to handle the situation than just charging into the mess hall like that.
Biliyorum durumla başa çıkmak için böyle ortaya atılmamalıydım.
But in order to do that, you have to let me bring a suit in your name... charging negligent infliction of emotional harm.
Ama bunu yapabilmem için... manevi zararlarını tazmin edebilme konusunda... senin adına dava açmama izin vermelisin.
tomas 217
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533
tone 191
touche 95
toto 177
toes 106
to infinity and beyond 21
toma 39
tomo 54
today is my birthday 30
today 4533
tone 191