Did not translate Turkish
40,352 parallel translation
Oh, no, no. You.. You did not leave us with that crazy machine.
Oh, hayır, hayır, bizi bu konser ve kutusunda bir metrelik manyakla bırakamazsın.
Okay, I did not do that.
Tamam, bunu ben yapmadım.
I did not come far far away in vain.
Onca yolu bir hiç için gelmedim ben.
I did not have time to say hello.
Merhaba deme fırsatım olmadı.
I did not start this war.
Bu savaşı ben başlatmadım.
I got in her face, I grabbed her arm, but I did not push her.
Onu tersledim, kolunu tuttum ama onu itmedim.
" Father did not press charges.
Babası şikâyetçi olmamış.
I did not go on sands you gotta ease into your start or your tires can grab okay okay you do work with race cars don't you yeah but never outside all right let's go again go
Gitmedi Lastikler kavrayabilsin diye kumda yavaş çıkış yapmalısın Tamam mı? Tamam
I did not do anything.
Ben hiçbir şey yapmadım.
I did not see that gun.
O silahı görmemiş olayım.
See that's the thing, I did not get the joke.
İşte olay da bu, şaka yaptığını anlamadım.
I did not know how mean it was until I saw her face.
Yüzünü görene kadar nasıl bir şey yaptığımın farkına varamadım.
I sat in my own home and did not belong.
Kendi evimde oturuyordum ama oraya ait değildim.
The land where God did not finish creation.
Tanrı'nın, yaratmayı henüz bitirmediği yer.
These men did not die in vain.
Bu adamlar boş yere ölmedi.
I did not know that.
Bilmiyordum.
- That did not help us.
- Bu bize yardim etmedi.
I certainly did not!
- Kesinlikle almadım!
The point is, you did not kill her.
Önemli olan şu ki, onu sen öldürmedin.
One which she did not survive.
Ve bu yangından sağ çıkmadı.
But what I did not tell you was how, when I finally did find it... it was all so... disappointing.
Ama sana söylemediğim şey sonunda onu bulduğumda ne kadar hayal kırıcı olduğuydu.
We did not.
Almadık.
No, he did not, son.
Hayır, bırakmadı evlat.
He did not.
Bırakmadı.
It meant I did not have to choose.
İstemek yetmiyor.
They did not say.
- Böyle bir şey söylemediler.
You know I did not mean.
- Gardner öyle demek istemedim.
People are worth nothing. They lie, they use you and then throw you aside. And I did not even like math.
Berbatlar, iğrençler, yalancılar ve istediklerini alana kadar seni kullanır sonra bir kenara atarlar.
I just did not know what would the solution with me.
Çözümün bana ne yapacağı hakkında bir fikrim yoktu.
He did not have much time.
Zamanı tükeniyor.
On Mars, the people did not.
Mars'ta insanlar bunu yapmıyor.
And I did not want to live when she died.
Öldüğü zaman pes etmek istedim.
No, he did not report it stolen.
Hayır, çalındığını bildirmedi.
That's something I did not know.
Bu bilmediğim bir şey.
K'un-Lun did not send you to hunt us down.
K'un-Lun seni bizi yok etmen için göndermedi.
I did not have Lawrence killed.
Lawrence'ı ben öldürtmedim.
What I didn't see that he could not forgive what humans did to him.
İnsanların ona yaptıklarını affedemeyeceğini nasıl göremedim.
Did you or did you not know that Linda was gonna be our surrogate?
Linda'nın taşıyıcımız olacağını biliyor muydun bilmiyor muydun?
You tell him what you did right now and you will not spend the rest of your life in jail!
Ona ne yaptığını söyle hemen söyle ve hayatının kalanını hapishanede geçirme!
He came to the Montclair's door, not to the food court like Jamie did.
Montclair'in kapısına geldi, Jamie'nin yaptığı gibi yemek kısmına değil.
did we ever ride him on that not for long hud was the fastest race of this side of the Mississippi, until he wasn't what
Bu yüzden iyice başına eşkidi - Çok değil ama Hud, Mississippi'den bu yana en hızlı yarışçıydı
that's just it, I I'm not sure all I know is if I lose in Florida it`s over for me what happened to doc will happen to me what did happen to him
Ya sorunda o zaten emin değilim Tek bilidiğim Florida kaybedersem işim biter Doc'ın başına gelenleri bende yaşarım
You did an awful thing, that does not make you a awful person.
Kötü bir şey yapman, seni kötü bir insan yapmaz.
This Ranger team did what my team could not.
Bu Koruyucu ekibi benim ekibimin yapamadığını yaptı.
And you will know that we did it and not your god.
Ve yaptığımızı bileceksin Ve tanrın değil.
I assume you signed consent papers, did you not?
Onay belgelerini imzaladığını varsayıyorum, değil mi?
Not long ago he shot Charles Magnussen in the face, we did see it coming.
Charles Magnussen'i suratından vurmasının üzerinden çok geçmemişti bunun olacağını biliyorduk.
I'm not asking how you did it, idiot boy, I'm asking how could you? !
Nasıl yaptığını sormuyorum aptal çocuk, nasıl yapabildin diye soruyorum!
Did you really think it was that easy to steal millions of dollars from the company and not get caught?
Kolayca milyonlar çalıp paçayı sıyıracağını mı sanıyordun?
If you find out... that Gao indeed did kill your parents... um, you're not gonna do anything stupid, right?
Gao'nun anne babanı öldürdüğünü öğrenirsen aptalca bir şey yapmazsın, değil mi?
I'm not sure I did anything.
Ben bir şey yapmadım.
did not see that coming 21
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notes 105
notebook 23
notice 40
not really 5709
nothing 25771
not allowed 48
note 183
noth 18
not yet 7691
notes 105
notebook 23
notice 40
not really 5709
notorious 29
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing else matters 82
nothing to see here 87
not me 3274
not at all 5606
nottingham 42
noticed 24
nothin 482
notch 62
noted 237
nothing else matters 82
nothing to see here 87
not me 3274
nothing to hide 21
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
not now 3813
nothing much 304
not anymore 2246
nothing more 611
not tonight 725
not my type 47
nothing happened 754
nothing at all 597
nothing changes 92
not now 3813