English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Didn't work out

Didn't work out translate Turkish

1,955 parallel translation
well, that didn't quite work out, did it?
Şey, bu tam olarak işe yaramadı, değil mi?
It just didn't work out.
Sadece öyle sonuçlanmadı.
After all these fucking years, it just didn't work out?
Onca yıldan sonra, sadece öyle sonuçlanmadı mı?
For what it's worth, I'm sorry that things didn't work out the way we'd hoped.
Her ne olursa olsun işler beklediğimiz gibi gitmediği için üzgünüm.
but it looks like it didn't work out.
Sanırım işe yaramadı.
That didn't work out.
O iş yürümedi.
She was great, but it just didn't work out.
Harika biriydi ama yürümedi işte.
Jeremy and I... It didn't work out.
Jeremy ve ben yürümedi.
They are suing me because for the first time in their lives, things didn't work out the way they were supposed to for them.
İşler hayatlarında ilk defa onlar için olması gerektiği gibi gitmediği için dava açtılar.
You know, if this centennial festival didn't work out, I probably could relocate Smith.
Eğer bu 100. Yıldönümü etkinliği işe yaramazsa, Smith'i görevden alabilirim.
I didn't work it out.
Çözemedim.
I'm sorry things didn't work out tonight.
Üzgünüm, bu akşam işler pek iyi gitmedi.
You know, if things didn't work out. I mean, being stuck on this ship with someone you've had a bad relationship with?
Bilirsin, işler yolunda gitmezse kötü bir ilişki yaşadığın biriyle bu gemide tıkılı kalmak mı?
I mean, it didn't really work out too well for your mom, so...
Yani annende pek iyi sonuçlanmadı yani...
I'm not here'cause things didn't work out with Morgan.
Morgan'la işler yürümediği için burada değilim.
I'm sorry it didn't work out.
İşe yaramamasına üzüldüm.
Didn't work out.
Yapamadım.
Sorry it didn't work out between you guys.
Tekrar birlikte olamadığınıza üzüldüm.
He started working in movies, but that didn't work out and he switched to this.
Filmlerde çalışmaya başlamıştı ama yürütemedi ve bu işe geçiş yaptı.
I appreciate that, but I think we both know that the whole agent thing didn't really work out.
Seni tebrik ederim, ama ikimiz de biliyoruz ki tüm bu ajan işleri aslında böyle yürümüyor.
Yeah, I thought he was nice, but I guess it didn't work out, and now he keeps calling her and texting and... of course, she won't say anything to me, but, you know, you hear about these kids these days who go off the deep end, and...
Evet, iyi biri olduğunu sanıyordum ama tahminim yürümedi şimdi de aramaya ve mesaj atmaya devam ediyor elbette Lucy bana bir şey anlatmadı ama bu günlerde, derine girip çıkan bu çocukları duyuyorsun...
I guess your new little pet didn't work out so well.
Sanırım yeni oyuncağın iyi iş çıkaramadı.
I hoped my job would let me play with puzzles all day long, but it didn't work out that way.
İşimin gün boyu bana bulmaca çözmeyi, gerektireceğini düşünmüştüm ama böyle olmadı.
I can't look her in the face and say, "sorry, it didn't work out."
Onun yüzüne bakıp "üzgünüm, bu işe yaramadı." diyemem.
So that didn't work out too well for me.
Yani belkide böylesi bana göre değildi.
It didn't work out.
Yürümedi işte.
I think you knew Dave Duncan killed Johnny Friddle and you didn't know what to do about it and while you tried to work it out...
Bence Dave Duncan'ın Jerry Friddle'ı öldürdüğünü biliyordun ve ne yapacağını bilemedin, olayın üstünü örtmeye çalışırken suçluluk duygusu Dave'i ele geçirdi ve daha fazla dayanamadı.
You just finished being somebody's husband, and that didn't really work out.
Birinin kocası olmayı sonlandırdın ama pek işe yaramadı.
His dream didn't work out.
Onun hayalleri gerçekleşmedi.
It didn't really work out though.
Ama yürümedi.
Didn't work out.
Ama yürümedi.
It didn't really work out, though, alas.
Ama ne yazık ki düşündüğüm gibi çıkmadı.
Didn't work out, and I came back.
Fakat işe yaramayınca geri döndüm.
It just didn't work out.
Yürümedi diyelim.
Didn't work out as well as I thought it would.
Düşündüğüm kadar iyi olmadı.
Sorry things didn't work out the way you planned, boys.
İşlerin planladığınız gibi gitmediği için kusura bakmayın, beyler.
She paid the doorman 1,000 bucks to crash the party, but things didn't work out too well for her.
Partiye girebilmek için, kapı görevlisine 1.000 dolar vermiş. Ama işler onun için pek iyi gitmedi.
Secondly, it didn't work out.
Ve ayrıca, o iş yürümedi.
You know, the first time when it didn't work out, I knew we had a second chance.
İlkinde işe yaramadığı zaman, ikinci bir şansımız olduğunu biliyordum.
The person I wanted didn't work out.
İstediğim kişiyle işler iyi gitmedi.
The last guy didn't work out.
Önceki yönetmenle işler iyi gitmedi.
Ben didn't do much more than study, work out.
Ben, çalışmak ve antrenman dışında fazla bir şey yapıyormuş.
Surely she'd recognize my talents. But what if it didn't work out?
Eminim hatırlayacaktır
Look, I work with the guy. I didn't find out until this afternoon, when I walked by his boss's office.
Ben bile bu adamla çalışmama rağmen bugün patronunun ofisinin önünden geçene kadar bilmiyordum.
I'm sorry it didn't work out, son.
Elimde rol dağıtımı listesi var.
It didn't work out, but... yeah, I was.
pek olmadım, ama... yeah, bir kere oldum.
I don't think that's the reason the marriage didn't work out.
Evliliğin yürümeme sebebibin o olduğunu sanmıyorum.
Well, that didn't work out, did it?
O zaman işe yaramamış oldu, değil mi?
So soup r crackers didn't work out,
Evet, Çorba ve Krakerler işi yürümedi.
Didn't work out?
- Olmadı mı yoksa...?
And if it didn't work out between us, it's just because I'm not finished becoming me yet.
Ve aramızdaki ilişkimiz yürümediyse bunun nedeni daha benim kendim olmayı tamamlayamamış olduğumdandır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]