English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Do not know

Do not know translate Turkish

14,398 parallel translation
Things come little by little... you do not know what will come in the coming months.
Gerisi yavaş yavaş gelir gelecek aylarda ne olacağını bilemezsin.
I do not know...
Bilmiyorum...
I do not know if you have to vote for a possible tenant... if we do not have the same conditions for it.
Olası bir kiracı için oy verme gerekliliği var mı, bilmiyorum... Aynı şartlara sahip olmamız gerekiyor.
- I do not know what is happening.
- Ne olduğunu bilmiyorum.
No, I do not know...
Hayır, bilmiyorum...
Maybe I can save you some time. I'm quite certain you do not know what we're looking for or where it is.
belki sana biraz zaman kazandırabilirim neyi aradığımızı yada nerede olduğunu bilmediğinden..
I do not know yet, what is the meaning of life.
Halen daha hayatın anlamının ne olduğunu bilmiyorum.
- I do not know anything else.
- Başka hiçbir şeyi bilmiyorum.
You do not know who he is Yuri Boyko?
Slava... Yuri Boyka kim, bilmiyor musun?
I do not know how to say it.
O zaman nasıl söyleyeceğimi bilemiyordum.
I do not know what you mean.
Ne demek istediğini bilmiyorum.
But I do not know you.
Ama seni tanımam etmem.
- I do not know.
- Bilmiyorum.
- I do not know who Jen and Rachel are.
- Jen ve Rachel kim bilmiyorum.
You are silent, because you do not know the truth about Maham!
Susuyorsunuz, çünkü ben, Maham gerçeğini biliyorum.
You do not know the real reason why he was forced to leave Harappa.
Neden Harappa'yı yok etmeye çalışıyor?
They do not know how to properly approach the eagle.
Kuşa nasıl yaklaşılması gerektiğini bilmiyorlar.
I do not know about you, but that would not wake me.
Seni bilmem de, bu beni bile uyandırmadı.
I do not know how this looks to you and to be honest...
Kulağa nasıl geliyor bilmiyorum ama, dürüst olmak gerekirse...
I do not know how it got this far.
Bu hale nasıl geldik bilmiyorum.
I do not know.
Bilmiyorum.
Do not say you have spoken to me and you do not know where I am.
Benimle konuştuğunu veya nerde olduğumu söyleme.
- I do not know, I have to decide.
- Bilmiyorum, bakıcam şimdi.
- I do not know. He does this every time.
- Bilmiyorum, her seferinde başka yere gidiyor.
We do not know what we're dealing with.
Neyle uğraştığımızı bilmiyoruz.
I do not know. I try not to interfere in other people's affairs.
İlgilenmiyorum, başkalarının işine burnumu sokmam.
Do you know what? You have taught me that I'm not cut out for this kind of work.
Biliyor musun böyle işlere uygun olmadığımı senin sayende anladım!
How many do you know? Not a lot.
Kaç tanesini biliyorsun?
Yeah, when he say "uncle," how do I know you're not gonna just drive away?
Ama o pes dediğinde çekip gitmeyeceğinizi ne bileyim?
Do not... Point... A gun if you don't know what the hell you're doing!
Ne yaptığını bilmiyorsan sakın silah doğrultma.
I know that man, who has do what I do, not deserve to dream.
Bildiğim tek şey, bir insan benim yaptığım işi yapıyorsa hayal kurmaya hakkı yoktur.
We know Africa, and you do not.
Biz Afrika'yı biliyoruz ama sen bilmiyorsun.
Do you know why "do not leave the path"?
Neden yoldan ayrılmamalısın, biliyor musun?
You should know he may not get on that boat tomorrow, and there's nothing anybody can do about it.
Yarın o gemiye binmeyebiliriz ve buna kimse engel olamaz.
I know he hasn't seen anybody in a very long time, so I'm not sure how he's gonna take us being here, so do me a favor,
Uzun zamandır onu görmedim. Emin değilim, onu ne kadar burada tutabilirdim.
And do you know why not?
Neden biliyor musun?
- How do you not know how to open a door? !
- Nasıl kapı açacağını bilmiyorsun?
Do you not know who I am?
Kim olduğumu bilmiyor musun?
How do I know you're not the enemy?
Düşman olmadığından nasıl emin olabilirim?
I mean, I just said I'm not a cop. I don't know what more I can do.
Polis değilim dedim ya başka ne yapabilirim?
Yeah, no disrespect to your profession, Natalie, but it seems like if this is a one-shot audition thing, why not just do something a little more, I don't know, risqué?
Yaptığın işe saygım sonsuz Natalie ama eğer bu işi almak için tek şansın bu yazıysa neden daha müstehcen bir şeyler yazmıyorsun?
What is it that you know that the other Chiefs do not?
Harappa hakkında, bildiğiniz o şey nedir, bizim bilmediğimiz?
I do not really know how I should explain.
Biraz... nasıl anlatacağımı bilemiyorum...
But I want you to know... you do not leave me.
Ama birşey farkettim... beni terk etmiyorsun.
- Do you know it or not?
- Biliyormusun, bilmiyor musun?
Okay, I'm not always gonna be here to do your tie, you know.
Tamam, ama kravatını hep ben bağlayamam.
I don't mean to be rude, but you do know that you're not welcome here, don't you?
Kabalik etmek istemem ama burada istenmediginizi biliyorsunuz, degil mi?
And I always say, "No, man, not at all!" Because I... I could never do what Conner does, you know?
Hep, "Hayır, kesinlikle gelmiyor," derim çünkü Conner'ın yaptığını asla yapamazdım.
I know you guys do, it's not like you're making any more money than we are.
Sızdırdığınızı biliyorum, bizden çok kazanmıyorsunuz.
Do you know what it's like not to be able to see your own kid, your girl?
Kendi evladını, kendi kızını görememek nasıl bir histir bilir misin?
How do you know he's not going to space you the second you get out there?
İkinci defa oraya çıktığında seni bırakıp gitmeyeceğini nereden biliyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]