English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ D ] / Don't touch those

Don't touch those translate Turkish

104 parallel translation
Don't touch those.
Şunlara dokunma.
Don't touch with those oily hands!
Yağlı ellerinle dokunma sakın! İşte.
Ashore there, don't touch those men!
Kıyıdakiler şu adamlara dokunmayın!
- Don't touch those shoes!
- O botlara dokunma!
I'm sorry to disappoint you but... I'm afraid you won't find any subversive literature or pornography. Don't touch those record albums.
Boşa aramayın bayım..... orada porno yayın bulamazsınız.
- Don't touch those rocks.
- O taşlara dokunmayın.
- Don't let those quacks touch you.
- O şarlatanların yanına bırakma.
Don't touch those!
Onlara dokunma!
Don't touch those things.
Hiçbirşeye dokunmayın.
Don't touch those things!
Onlara dokunmayın! Üssün çevresini güvenlik altına alın.
And don't try to touch those guns!
Sakın silahlarınıza da dokunayım demeyin.
Don't touch those stones!
O taşlara dokunma!
Don't touch those!
Dokunma onlara!
Now, don't touch any of those buttons in front of you... for a very important reason, i.e., you are wired into the rest of your family.
Muhtemelen gördüğün en iyisiydi, buna rağmen Amelia Earhart'dan fikrini çaldı ve...
Don't touch those wires.
Bu kablolara dokunma.
Now, don't touch any of those buttons in front of you... for a very important reason, i.e., you are wired into the rest of your family.
Şimdi, önünüzde bulunan tuşlara çok önemli... bir nedenden dolayı dokunmayın, örneğin diğer aile elemanlarına bağlı olmanız.
Don't touch those switches!
Onlara dokunmayın!
Don't touch those metallic wires, it'll cause explosion.
20 milyon dolar istediler.
And don't touch those pants.
Ve pantolonuma dokunmayın.
Oh! Don't touch those yet.
Elleme sakın onları, şimdi.
Uh, sir, please don't touch those!
Bayım, lütfen dokunmayın onlara!
Don't you ever fucking touch me with those little rat claws again.
Bir daha sakın o fare pençelerinle dokunma bana.
- And I don't touch those anymore.
- Artık şunlara da el sürmüyorum.
Please don't touch those, dear.
Lütfen onlara dokunma tatlım.
Don't touch those, those are drying.
Onlara dokunma!
Don't touch those, you little...
Sakın onlara dokunma!
Don't touch those!
Dokunma şunlara!
Don't touch those. - Actually, I was just thinking about...
- Aslında ben sadece...
Don't touch those.
Onlara dokunma.
Don't touch those.
Dokunma onlara.
Don't touch those, they're for guests!
Sakın dokunma, onlar misafirler için!
Please don't touch those.
Lütfen onlara dokunma.
Don't touch me with those nasty circus things!
Sakın o pis sirk şeyleriyle dokunma bana!
WAIT, DON'T TOUCH THOSE.
- Onlar ikinci bölümden.
Don't touch me with those filthy hands!
O pis ellerinle bana dokunma!
Don't touch me with those hands.
Bana o ellerle dokunma.
- Now, don't touch those.
- Onlara da dokunma.
Don't touch me with those filthy hands!
O pis ellerinle bana dokunma! Su-mi, beni dinle.
- Don't you touch those!
- Dokunma sakın!
John, don't touch those.
John, dokunma onlara.
Don't touch those!
Dokunma!
Don't you touch those!
Onlara dokunayım deme!
There's all those sick people you touch every day and I don't like it.
Her gün hasta insanlara dokunuyorsun. Bu hoşuma gitmiyor.
Don't touch those Tic Tacs.
O şekerlemelere dokunmayın.
Wait, Tony, don't touch those.
Tony, onlara dokunma.
Of all the things I've ever had... those that were worth anything, the ones I miss the most... are the things you can't touch... the things that are out of reach of our hands... the things that don't belong in the material world.
Hayatım boyunca sahip olduğum şeyler arasında en değerli olanlar ve en çok özlediklerim ; ... dokunamadığım, ellerimin ulaşamadığı ve bu maddeci dünyaya ait olan şeylerdi.
But we always wonder then, don't we... when we wish for all of those - to be able to heal with a touch... and to raise the dead and to manifest a loaf of bread in our hand.
Ama o zaman merak ederiz öyle değil mi? tüm o dileklerimizde - bir dokunuşta şifa verme, ölüleri diriltme, elimizde aniden bir dilim ekmek belirebilmesi..
"who fail to grasp how out of touch they seem " to those of us who don't have an errant domestic employee "or a construction problem on Beef Island."
... bizim gibi ayak işlerine bakacak bir elemanı olmayan ya da Beef Island'da inşaat sorunu yaşamayanları hiç anlamıyor gibiler. "
Don't touch those things.
Dokunma onlara.
No, please don't touch those, OK?
Hayır, lütfen onlara dokunma, tamam mı?
Don't touch those.
- Hey! Dokunma onlara.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]